Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemindeki basın ihlalleri raporunu yayımladı. 
Son 10 yılda sadece medya özgürlüğünün değil, çoğulcu haberin yanı sıra hukukun üstünlüğünün de ağır darbe aldığını açıklayan RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, “Son 10 yıllık baskı dönemi, bağımsız gazeteciliği açıkça yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Yargının ve kamu yayıncılığının araçsallaştırılmasının yanı sıra medya sahipliği ve düzenleyici kurumlar üzerindeki baskılar, hukukun üstünlüğünü de imkansız hale getirecek şekilde bilgi edinme hakkını tehlikeye attı. Türkiye bu kabustan uyanmalı ve yeni bir sayfa açmalıdır. RSF, Cumhurbaşkanı'nı bir an önce harekete geçmeye ve bağımsız gazetecileri korumak ve nihayetinde ülkede bilgi edinme hakkını güvence altına almak için geniş kapsamlı reformları hayata geçirmeye çağırıyor” açıklamasında bulundu.

3’ü Suriyeli 5 gazeteci öldürüldü

RSF raporunda, son 10 yıl için en az 131 gazetecinin tutuklandığı, 40’ının mahkum edildiği, üçü Suriyeli beş gazetecinin öldürüldüğü belirtildi. Raporda, Türkiye’deki partner kuruluşu Bianet.org sitesinden de 77 gazetecinin “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasından mahkum edildiği bilgisini aktardı.

Gezi direnişini haberleştirmeye çalışırken kolluk kuvvetlerinin saldırısına uğrayan 150’yi aşkın medya temsilcisinden sadece üçünün hakkını arayabildiği kaydedilen raporda, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde de gözlenen bu baskı için “yeni otoriter iktidar altında görülecek cezasızlığın bir habercisiydi” denildi.

Medyaya yargı tacizi olağanlaştırıldı

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası Cumhuriyet, Sözcü, Özgür Gündem, Zaman gibi çok sayıda gazete çevresinde girişilen kitlesel tutuklamalar nedeniyle Türkiye’yi 2018 yılında “dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” ilan eden RSF, son dönemde yaşanan tahliyeler ve kitlesel tutuklamalara ara verilmesi sonucu tutuklu gazeteci sayısının 10 yıllardır görülmediği ölçüde düşük çıktığını ve dörde indirildiği ifade edildi. Tutuklamada yeni hedefin Tolga Şardan, Merdan Yanardağ, Barış Pehlivan, Abdurrahman Gök ve Furkan Karabay gibi araştırmacı gazeteciler, televizyon programı sunucuları ve muhabirler olduğunu aktaran RSF, “Medya çalışanlarına yönelik yargı tacizi ülkede olağan bir durum olmaya devam ediyor” tespiti yaptı.

İdarenin, sürgündeki gazeteciler üzerinde yıllardır kovuşturma ve idari baskılar üzerinden “sınır tanımayan baskılar” kurduğunu belirten RSF, Can Dündar, Erk Acarer, Hayko Bağdat ve Fehim Taştekin’in durumlarını örnek gösterdi.

Raporda, Cumhuriyet Gazetesi'nde 2015’te çıkan “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” haberi nedeniyle Erdoğan’ın “Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu” sözleriyle tehdit ettiği Can Dündar’ın sadece sürgün yaşamaya değil, 27 yıl 6 ay hapse de mahkum edildiği kaydedildi.

Sosyal medya platformlarına yasak

Raporda, RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, hak savunucusu ve TTB'nin bir önceki Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci Ahmet Nesin hakkında, “Özgür Gündem” dayanışma davasından verilen beraat kararlarının da Erdoğan’ın kamuoyu önünde yaptığı müdahaleden sonra Ekim 2020’de iptal edildiğine yer verildi.

RSF, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde, Twitter ve Wikipedia gibi pek çok sosyal medya plaformundan sonra İnstagram’ın da yasaklandığını hatırlattı.

Kaynak: ANKA