SEVİNÇ KARATAŞ/ İZ GAZETE-  Türkiye’de sanatın ve sanatçının değeri yeteri kadar bilinmese de hala bir yerlerde aksinin olması için mücadele veren sanatçılarımız var. Bu mücadelelerden birine imza atan İzmir Yenikapı Tiyatrosu, 2007’de Türkiye Tiyatro Buluşmaları’nı başlattı. Amatör ve gelişmeye çalışan, bu işi ustalardan öğrenmek isteyen ancak bunun için bir alan bulamayan sanatçılar için muazzam bir proje bence. Burada usta oyuncular deneyimlerini anlatacak, tiyatroya başlamak isteyen veya az tanınan amatör oyuncular ise, bu deneyimlerden faydalanarak zihinlerinde tiyatro adına yeni ufuklar açacaklar. 

Bu yıl Efes’te yapılacak olan Türkiye Tiyatro Buluşmaları da İzmir’de tiyatroseverlerle, tiyatronun mutfağını ücretsiz bir şekilde paylaşacak muhteşem bir alan. İzmir’in uzak ilçelerinde yapılacak olması da İzmir’in her alanına ve kesimine tiyatroyu yayma hedeflerini açıklıkla gösteriyor aslında. Bu buluşmalarla ilgili ve İzmir’de tiyatronun son durumuna dair merak ettiklerimi cevaplayan Orçun Masatçı, bize bu buluşmalardaki hedeflerini ve ideallerini anlattı. Röportajın tamamı şu şekilde:

Türkiye Tiyatro Buluşmaları’nın amacı nedir? İlk hedefi tiyatro adına sorunların çözümüne katkı sağlamak mı?

“Genel olarak bizim hem Türkiye’de hem tiyatro alanında mesleki olarak, yaşadığımız ülkede politik, sosyal olarak onlarca problemimiz var. Türkiye Tiyatro Buluşması, tiyatro sanatçılarının örgütlü birlikteliğini savunur. Bu anlamda birlikte faaliyet gösterebileceğimiz, atölye üretip söyleşi yapabileceğimiz bir alan yakalamak istedik. Bu buluşma bunu sağladı ve karşıt fikirlerden birçok insanın bir araya gelerek kişisel olarak anlaşamasa bile bir masada tartışmaya başlamasının bir örneği oldu”

Türkiye Tiyatro Buluşmaları’nın yapıldığı yerlerin, özellikle İzmir’in merkezinde değil de ilçelerinde olmasında bir sebep var mı?

“Buluşmalar, İzmir Yenikapı Tiyatrosu’nun kuruculuğunda başladı. İzmir Yenikapı Tiyatrosu kurulurken aslında mottosu da ‘Biz İzmir’iz, bütün Dünya bizim ama biz İzmirliyiz’ oldu. Bu anlamda İzmir ‘in köylerinde, mahallelerinde, ilçelerinde çeşitli festivalleri hayata geçirdi. Tiyatro buluşmaları ilk olarak Ürkmez’de başladı sonra Güzelbahçe, Urla, Seferihisar derken bu sene de Selçuk’ta insanlarla buluşacağız. İzmir’in her yeri bizim diye düşünüyoruz. Merkezlerde yeteri kadar festival ve etkinlik var. Biz böylesine büyük bir işi ilçelerde yapmayı hedefliyoruz. Çünkü ilçelerin de sanata ve sanatçılarla buluşmaya ihtiyacı var. Hem genç hem usta sanatçılarla o ilçeler buluşmuş oluyor. Böylece ilçelerin gelişimine de katkıda bulunmuş oluyoruz”

Bu projeye katılım için aradığınız bir kriter var mı? Katılımcılar bir ücret ödüyor mu?

“Biz kimseden ücret almıyor, kimseye ücret vermiyoruz. Katılımcılarda tiyatro yapma şartı arıyoruz. Tiyatro yapmış olan, çok fazla tiyatro seyreden ve bu anlamda bu nasıl yapılıyor bunu da öğrenmek istiyorum diyen arkadaşlarımızın beyanını gerçek olarak kabul ederek bir araya geliyoruz. Evet ben tiyatroseverim, bu işin mutfağını merak ediyorum diyen insan da kampa ücretsiz katılabilir. Tek kıstasımız var, tiyatro atölyelerine ve söyleşilerine katılmış olması”

Tiyatro buluşmaları bu zamana kadar nasıl ilerledi? Amatör ve usta oyuncuların bir arada olması, amatör oyuncular adına nasıl bir gelişim kaydetti?

“Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla söylemek gerekirse, amatör veya ünlü oyuncu olmayan birçok tiyatro topluluğu, buradan kazanımlarla ayrıldı. Ödüllerde isimleri duyulmuş, başarı ve emeklerinin altı çizilmiş oldu. Bu anlamda seyirciyle yeniden buluşmaya gittiklerinde hem bu afişi kullanmış oldular hem de ödülü seyircileri sahneye çekmek için kullandılar. Bu anlamda kişisel olarak bir gelişim sağladılar. Diğer anlamda da belki de üretim esnasında hayatlarında hiçbir zaman karşılaşamaycakları usta sanatçılarla bir araya geldikleri için vizyonları değişti. Üretim biçimleri arttı. Onların bakış açılarını öğrettiler ve ustalar da gençlerden öğrendi. Karşılıklı kazanımlarla ilerleyen bir süreç var”

Tiyatro buluşmalarındaki düzenlenecek atölyeler, buluşmaya gelen tiyatroseverler adına nasıl bir katkı sağlaması hedefleniyor?

“Atölyelerdeki ustalar tiyatroseverle bilgi birikimini paylaşıyor. Katılımcılar da farklı tiyatroya bakış açılarını öğreniyor. Tiyatronun nerede durduğunu atölyeyi veren ustanın bakış açısına göre öğrenmiş oluyorlar. Tiyatronun her alanında atölyeler var.  Işık atölyesi, sahne kurma atölyesi, yönetmenlik, oyunculuk ve çeşitleri gibi birçok atölye mevcut. Aynı zamanda İzmir Şehir tiyatrolarını da tartışıyoruz biz burada.  İzmir Şehir Tiyatrolarında Cemil Tugay’ın aldığı kararı savunan bir grup olarak, karşıt görüşleri de dahil edip bir araya geldiğimiz bir toplantı yapıyoruz”

“Tiyatro topluluklarının kendini haberleştirmesi” adlı seminerin yapılacak olmasının sebebi nedir? Basının sanatla ilişkisinin yetersiz olmasından mı kaynaklı?

“Hem tiyatrocularda hem de basında haber anlamında bir problem var. Bunlardan bir tanesi tiyatrocular kendi haberlerini basına nasıl taşıyacaklarını bilmiyorlar. Bir alanda belki 5 ay bir prova süreci yaşıyorsunuz ve sonrasında oyun sergilemeye başlıyorsunuz. Bazen istediğimiz seyirci sayısına ulaşamayabiliyoruz. Oyun çok iyi de olsa ulaşamıyoruz, çünkü insanların haberi yok. Tiyatrocular, kendini anlatma konusunda basınla sınırlı bir ilişki kuruyor. Seminere çağırdığımız arkadaşlar ise Türkiye’deki ilk tiyatro gazetesini çıkarmışlar. Haberlerin nasıl yapıldığını, insanlara nasıl ulaşacağını, içeriğinin ne olması gerektiğini bilen insanlar. Hem basınla tiyatrocuların ilişkilerini nasıl kurması gerektiğini tiyatrocular tarafından anlatalım istedik”

Genç tiyatrocular İzmir’de kendilerini gösterecekleri bir alan bulmakta zorlanıyor mu? İzmir’de tiyatro faaliyetleri yeterli mi sizce?

“Çok iyi tiyatrolar var İzmir’de. Mesela Akıl Fikir Kumpanyası, Mevzu Tiyatro, Sahne Tozu Tiyatrosu ve daha birçok sayabileceğim muazzam işler yapan tiyatro toplulukları var. Sahne Tozu Tiyatrosunun seyirci sorunu yok. 500 kişilik salon hiç boş kalmıyor. Bu kentte çok başarılı özel tiyatrolar var. Bu bakımdan gençler için bir alan bulmak çok zor değil, biraz araştırmak gerekiyor. İzmir, İstanbul’dan sonra en çok tiyatronun olduğu, tiyatro oyununun sahnelendiği yerdir. Bu bakımdan bence İzmir için yeterli.

İzmir’de Tiyatro etkinliklerinin fazla olmasına rağmen fiyatları, burada yaşayan halk için yüksek. Tiyatrolara erişim bu anlamda zorken sanatla iç içe bir toplum beklenebilir mi?

“Temel olarak devlet tiyatrosu ve şehir tiyatrosunun temel oluşumlarından bir tanesi, daha halka ulaşabilir olan nitelikli sanat eserlerini halkla buluşturmak. Bunu devlet tiyatrosu yıllardır başarıyla yapıyor. Çok ucuza ancak çok iyi oynuyorlar. Biletlerde sıra var, bu yüzden bilet bulamıyorsunuz bazen. Şehir tiyatrosunun da aynı şekilde ilerlemesi gerekiyor ancak daha yeni kuruldu. Mutlaka ilerleyen yıllarda belki de o da aynı pozisyona gelecektir. Ama özel tiyatrolardan böyle bir çalışma yapması beklenilemez. Çünkü oyuncu maaşlarından vergi dilimine kadar, salondan kirasından prova sürecine kadar onlarca masrafla karşı karşıya kalıyorlar. Bir oyunda yüz bin TL harcanıyorsa, oyuna az kişi geldiği için masrafı karşılayabiliyor. Haliyle özel tiyatrolardan ucuz oyun beklemek zor”

İzmir Şehir Tiyatrolarının genç tiyatrocular için bir alan açtığını düşünüyor musunuz? Şehir Tiyatrolarındaki genel sanat yönetmeninin görevden alınması hakkında ne düşünüyorsunuz?

“Amatörlerin tiyatro yapmasına kesinlikle alan açılmalı. Semih Çelenk’in yürüttüğü mahalle tiyatroları var, mahalle tiyatroları şehir tiyatrolarına bağlı olarak çalışmalı. Köy tiyatroları, kukla tiyatroları olmalı. Yıllardır bu kentte kukla festivalleri vardı, artık yok. Kukla festivali önemliydi. Belki şehir tiyatrosu sorumluluk alıp kukla festivaline el atmalı. Sokak tiyatrosu olmalı, hiç sokağa çıkmadılar. Ortaya çıkan süreç içerisinde şunu görüyoruz, bence şehir tiyatrosu geçtiğimiz üç yıl içerisinde benim beklentilerimi karşılayamadı. İzmir Şehir Tiyatroları, kuruluşundan bu yana altından çok fazla su aktı. Sevgili Yücel Erten iyi de kötü de yönetmiş olsa şehir tiyatrosu kurulmuş oldu ve bu Tunç Soyer’in büyük bir başarısı. Fakat Yücel beyin yönetmelikte de yazan üç yıllık bir süresi var. Bu dönem uzatılabilir, ama başkan uzatmak istemeyedebilir. Kendisinin daha iyi çalışacağı bir bireyle çalışabilir. O bakımdan Yücel beyin buradaki durumu feveran değil. Eğer bir kurumun özerk olmasını istiyorsanız, bağımsız tiyatrocuların da yönetim kurulunda yer alması gerekir. Yani ben bir yönetim kurulu kuruyorum ama hep tanıdığım, beni seven, benim de sevdiğim insanlardan oluşuyor .Görev sürem bittikten sonra da diyorum ki; ‘O yönetim kuruluna sor, sana 2 aday önersin.’ Böyle olmaz. Eğer gerçek bir özerklikten bahsediyorsak, sevenlerin sevmeyenlerin yer aldığı, tartışma kültürünün olduğu bir yönetim kurulunun olması gerekiyor. Bu anlamda şehir tiyatrosu geçmişten bugüne kadar İzmir ile ilişkiye geçme anlamında da zafiyetler yaşadı. Oyunun sahnelenme süreçleri, İzmirli tiyatrocuları çağırma süreçlerine baktığımızda Cemil beyin Yücel Erten’le çalışmak istememesini son derece anlaşılır buluyorum. Cemil Bey’in üslubu hatalı olabilir, yüz yüze söylemesi gerekebilir bütün bunlar bir yana, ama çalışmak istemeyebilir. En çok bahsedilen yönetmelik değiştirilmiş değil şu an. Biz bu olaya sanki Nilüfer Belediyesi ve Tarsus Belediyesi’ndeki yaşananlarla aynı şeymiş gibi davranırsak, doğru davranmamış oluruz. Orada göreve devam eden insanlar vardı ve bir anda görevden alındılar, ama burada Yücel Bey’in görev süresi bitti. O bakımdan buradaki eleştiriyi haksız buluyorum."

Muhabir: SEVİNÇ KARATAŞ