UNESCO’nun 2014 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı Bergama, tarih boyunca işgallerle sınansa da, stratejik konumu sayesinde hiçbir zaman terk edilmedi. Antik Pergamon kentinin yükseldiği bu bölge, sadece mimari ve şehircilik başarılarıyla değil, aynı zamanda bilim, sanat ve din alanındaki katkılarıyla da insanlık tarihine damgasını vurdu.
Kale üstünde medeniyet
Bergama’nın tarihi, Bakırçay havzasında prehistorik izlere kadar uzanıyor. Antik dönemde “kale” anlamına gelen “Perg” veya “Berg” sözcüğünden türeyen Pergamon, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren iskan görmüş. M.Ö. 283’te Philetairos tarafından kurulan Pergamon Krallığı, 150 yıl boyunca ekonomik ve kültürel açıdan bölgenin en güçlü devletlerinden biri olmuştur.
Pergamon, M.Ö. 133’te III. Attalos’un vasiyetiyle Roma'ya devredilerek Asya eyaletinin başkenti oldu. Roma döneminde Hristiyanlığın yükselişiyle kent yeni bir dini kimlik kazandı. Ardından Arap akınları ve Menteşe Beyliği yönetimini gören Bergama, 1345 yılında Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.
Mimaride antik çağın zirvesi
Bergama Akropolü, dik bir yamaçta kurulu olmasına rağmen etkileyici bir şehircilik planıyla düzenlenmiştir. Teraslama yöntemiyle inşa edilen kamusal alanlar, tapınaklar ve saraylar, Pergamon’un teknik başarısını ortaya koyar. Athena Tapınağı, Traian Tapınağı ve Roma İmparatorları'nın heykelleri bu görkemli yapılar arasındadır. Antik dünyanın en önemli bilgi merkezlerinden biri olan Pergamon Kütüphanesi, 200 bin cilt eseriyle dikkat çeker. Bergama Kağıdı (Pergaminae Chartae) burada icat edilerek insanlık tarihinde kalıcı bir iz bırakmıştır.
Tanrılara adanan efsanevi anıt
II. Eumenes döneminde inşa edilen Zeus Sunağı, Pergamon’un Galatlara karşı kazandığı zaferin simgesi olarak yükselmiştir. Athena ve Zeus'a adanan bu sunak, Pergamon Heykelcilik Okulu’nun en önemli eserlerini barındırır. Tanrı ve tanrıçaların yüksek kabartmaları, antik sanatın doruk noktası olarak kabul edilir.
10.000 kişilik antik tiyatro, dik bir yamaca kurularak mimari harikaya dönüşmüştür. Dionysos Tapınağı’yla bağlantılı olan sahnesiyle dönemin en ilginç yapılarından biridir. Aynı şekilde Helenistik döneme ait, Madra Dağı’ndan 45 kilometre uzaklıktan su taşıyan basınçlı künk hattı, mühendislik dehasının bir örneğidir.
Sosyal yaşamın kalbi: Aşağı kent
Akropolün alt bölgesinde, halka açık tapınaklar, gymnasionlar, agoralar ve ticaret merkezleri yer alır. Kentin aşağı kısımlarına doğru yayılan Kızıl Avlu (Bazilika) ve Asklepion kutsal alanı, dönemin dini ve sosyal yaşamının en önemli yapılarıdır. Yukarı kent daha çok krallık ailesi, komutanlar ve aydınlar tarafından kullanılırken; orta kesim, halkın erişimine açık alanlar olan Hera-Demeter kutsal alanları ve Asklepios Tapınağı gibi yapılara ev sahipliği yapar. Aşağı kent ise dükkânlar, agoralar ve konutlarla ticari yaşamın kalbidir. Bu yelpaze biçimindeki kent planı, dönemine göre olağanüstü bir şehircilik başarısını gözler önüne serer.
Bugün Bergama Akropolü, yalnızca taş yığınlarından ibaret değil. Her sütun, her kabartma, binlerce yıl öncesine ait bir hikâyeyi fısıldıyor. Ziyaretçiler içinse bu antik kent, yalnızca bir gezi değil; zamanda bir yolculuk, medeniyetin doğduğu zirveye yapılan bir keşif anlamı taşıyor.
Bergama Akropolü'ne nasıl gidilir?
Bergama Akropolü'ne ulaşmak için birkaç seçenek bulunuyor:
Özel araçla ulaşım: İzmir'den özel araçla seyahat etmeyi tercih ediyorsanız, Menemen – Aliağa yolunu takip edebilirsiniz. Aliağa'dan Tepeköy Kavşağı’na geldiğinizde, Bergama yönüne dönerek yaklaşık 1.5 - 2 saatlik bir yolculukla şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Bergama şehir merkezinden sonra, Kızıl Avlu'yu geçtikten hemen sonra solda eski evlerin arasından Akropol'e tırmanmaya başlayacaksınız. Bu noktada, sağda teleferik hattı ve solda ise direkt olarak Akropol'e giden bir yol ayrımı bulunuyor. Eğer teleferiği kullanmak isterseniz, teleferik için park ücreti ödemeniz gerektiğini ve kişinin başına ekstra bir ücret alınacağını göz önünde bulundurmalısınız. Teleferikle çıktığınızda göreceğiniz manzarayı, yürüyerek de yukarı çıktığınızda aynı şekilde görebileceksiniz.
Alternatif yol: Teleferik kullanmak yerine, aşağıdaki ayrımdan sola dönerek aracınızla tepeye kadar çıkabilir ve antik kent girişinde park edebilirsiniz. (Park yeri için ücret alınmaktadır.)
Toplu taşıma ile ulaşım: İzmir'den toplu taşıma ile gitmek isteyenler için, Menemen-Aliağa güzergahına giden İzban seferlerini kullanabilirsiniz. Aliağa'ya vardıktan sonra, oradan kalkan 835 numaralı Bergama-Aliağa Eshot seferi ile aktarma yaparak Bergama'ya ulaşabilirsiniz. Bergama'ya ulaşınca 643 ve 644 numaralı Eshot'a binerek Bergama Akrapolü'ne yakın mesafede inip biraz yürüyerek tarihi bölgenin keyfini çıkarabilirsiniz. Eğer teleferik kullanmak istemiyor ve yaya olarak Akropol'e tırmanmayı tercih ediyorsanız, yaklaşık 2-3 kilometrelik bir yolu ve ciddi bir eğimi aşmanız gerekecek. Bu yürüyüş oldukça zorlu olabilir, bu nedenle hazırlıklı olmanızda fayda var.
Ziyaret ücretleri ve saatler
Pergamon Antik Kenti'ne giriş ücreti 2024 yılı itibariyle 500 TL. Ancak, Müze Kart ile giriş ücretsizdir. Eğer bir Müze Kart'ınız yoksa, Bergama'dan yeni bir kart çıkarabilirsiniz. Bir yıllık kart çıkartarak, Bergama’daki bir günlük gezinizle kartın ücretini rahatlıkla çıkarabilirsiniz. 08.00 – 17.00 arası ziyaretçilere açıktır.
Bergama’daki Teleferik projesi 2007 yılında yapılmıştır ve saatte 1148 kişi taşıma kapasitesine sahiptir. Gondollar 8 kişilik olup oldukça güvenlidir. Ancak, 2024 yazında teleferik ücreti kişi başı 200 TL olup, Müze Kartı ile geçiş yapılmamaktadır.
Bergama Akropolü’ne seyahatinizi planlarken, bu ulaşım seçeneklerini göz önünde bulundurabilirsiniz.