Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırma Vakfı (BAYETAV) tarafından hazırlanan İzmir Barometresi Şubat Ayı Raporu yayımlandı. Yoksulluk temalı araştırma raporu; İzmirlilerin gelir beklentilerinden geçim deneyimlerine, ekonomik zorluklarla başa çıkma yollarından dayanışma pratiklerine kadar geniş bir yelpazede çarpıcı veriler ortaya koyuyor.

Stres, kaygı, öfke

Araştırmaya göre; İzmirlilerin ekonomik durumlarıyla ilişkili olarak en yüksek düzeyde hissettiği ilk üç duygu; stres, kaygı ve öfke. Son üç ay içerisinde gıdaya erişememe endişesini sık sık yaşayanların oranı yüzde 30’u aşıyor. Stres, öfke ve güçsüzlük duyguları kiracılarda daha yoğun hissedilirken ev sahipleri kendilerini kiracılara kıyasla daha mutlu ve umutlu hissettiklerini ifade ediyor. Katılımcılara aylık hane geliri beklentileri sorulduğunda; yaklaşık dörtte üçünün hane geliri beklentisinin aylık 33 bin TL ile 111 bin TL arasında olduğu görülüyor. Yılda bir kez tatile gitmek, öngörülemeyen bir masrafı karşılamak ve eskimiş mobilyaları değiştirmek; katılımcıların yüzde 60’ından fazlası için erişilebilir değil.

İhtiyaçtan tasarruf

Isınma neredeyse her 10 kişiden 4’ünün sorunuyken, nitelikli beslenmeye katılımcıların yarısından fazlasının erişimi bulunmuyor. Her 10 katılımcıdan 4’ü son 3 ayda mutfak harcamalarından tasarruf etmek zorunda kaldığını söylüyor. Katılımcıların yarısı dışarıda sosyalleşmeye, sinema, tiyatro ve konser gibi aktivitelere son 3 ay içerisinde para harcayamadığını ifade ediyor. Her 10 kişiden 3’ü sağlık harcamalarından, her dört kişiden biri ise eğitim masraflarından tasarruf ediyor. Kısacası İzmirlilerin yüzde 78,7’si en az bir temel ihtiyacından tasarruf etmek zorunda kalıyor. Buna karşı her 10 katılımcıdan yalnızca biri geçinmek için ekonomik destek alabiliyor.

Başarısız politikalar

Araştırma İzmirlilerin yoksulluğun sebeplerine ilişkin algılarına da ışık tutuyor. Her 10 katılımcıdan 7’si yoksulluğun sebebinin “başarısız devlet politikaları” olduğunu ve “toplumdaki adaletsizliklerden kaynaklandığını” düşünüyor. Yoksulluğun yoksul kişinin başarısızlığından kaynaklandığı düşüncesine katılımcıların yarısından fazlası itiraz ediyor. Çocuk sahibi olmayanların sosyal hayata katılımı refahın bir koşulu olarak görme oranı, çocuk sahibi katılımcılara kıyasla çok daha yüksek.

Torbalı Pamukyazı'da icradan satılık 3+1 daire Torbalı Pamukyazı'da icradan satılık 3+1 daire

Farklı yoksulluk halleri

Araştırma kapsamında gençler, kadınlar ve ileri yaşlarda olup sosyal yardım alan dar gelirliler ile gerçekleştirilen odak grup görüşmeleri, İzmir’de farklı yoksulluk hallerine dair fotoğraflar sunuyor.  60 yaş üstü katılımcıların yoksullukla birlikte en çok dile getirdiği duygular utanç ve “çocuklara yük olma”. Benzer şekilde, gençlerin yoksulluk deneyimlerinde en şiddetli şekilde öne çıkan duygu da “mahcubiyet”. Aileye ve sosyal çevreye karşı hissedilen bu duygu gençlerin ekonomik güçlük çektiklerinde destek istemelerinin de önüne geçiyor. Gençler için ekonomik yoksunluk aynı zamanda büyük bir sosyal itibar meselesi. Kadınlar ise özellikle hizmet sektöründe kendilerini güvende hissedecekleri iş olanaklarına erişememekten yakınıyor. İzmir kadınların gözünde “özgürce” yaşayabildikleri, yaşam tarzlarına müdahale edilmeyen ve kamusal hayata eşit bir şekilde katılabildikleri fakat ekonomik olarak eşit fırsatlar sunmayan ve seçenekleri sınırlı bir şehir.

Özgür ama yoksul şehir

Sonuç olarak, BAYETAV İzmir Barometresi’nin yoksulluk temalı şubat sayısının sonuçlarına göre; İzmir, İzmirlilerin gözünde özgür ama yoksul bir şehir.  İzmir; kültürel ve sosyal olanaklarının yanı sıra kadınlar ve gençler için sunduğu yaşam tarzı özgürlüğüyle pek çok açıdan “konforlu”, “güvenli” ve “yaşanabilir” bir şehir olarak tanımlanıyor. Ancak ekonomik olanakların kısıtlılığı ve özellikle kiralar başta olmak üzere yaşam maliyetinin yüksekliği sebebiyle yeterince “müreffeh” bulunmuyor. İzmirliler, İzmir’in avantajı olarak tanımlanan sosyal olanaklara erişimin giderek zorlaşmasından da şikayetçi. Yerel yönetimlerin ekonomik olarak erişilebilir kamusal alanlar yaratması bekleniyor.
 

Hükümetin performansı yetersiz

İzmirlilerin yaklaşık yüzde 60’ı sosyal yardım almanın utanılacak bir şey olarak görülmediği düşüncesinde birleşiyor. Yoksulluk karşısında ilk önce kamu desteklerine başvurmayı düşünenlerin oranı yüzde 35’te kalırken enformel dayanışmaya başvuracaklarını söyleyenlerin oranı yüzde 40’ı aşıyor. Vakıf ve dernekleri yoksulluğu hafifletmede etkili destek mekanizmaları olarak görenlerin oranı ise hayli düşük. Ne hükümet ne belediyeler yoksullukla mücadelede yeterli bulunsa da yerel yönetimlerin performansı konusunda kararsız olanların oranı dikkat çekiyor. Hükümetin performansının yetersiz olduğu konusunda mutabakat çok daha güçlü.

Muhabir: DUYGU BAKKALOĞLU