BATUHAN KAYA/ İZ GAZETE- İzTV’de yayınlanan İz Gazete İmtiyaz Sahibi Ümit Kartal’ın Kayıt Programının son konuğu, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu oldu. Aslanoğlu programda, ülke gündeminden İzmir gündemine, İzmir’deki işçi ve memur eylemlerine değinirken, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde elde edilen sonuçlara dair de konuştu.

Aslanoğlu, son günlerde Sosyal Denge Tazminatı (SDT) konusunda sık sık eylemler yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi memurlarının eylemlerine dair yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de aslında memurların gerçek bir TİS hakkı yok. Tapu Müdürlüğü’nde Milli Eğitim’de çalışan memur SDT falan almıyor. Daha çok CHP’li belediyelerde Sosyal Denge Tazminatı adında memurların şartlarını iyileştirmek için yapılan sözleşmeler var. Bu maaşla işçilerimiz geçinebilir mi memurlarımız geçinebilir mi? ‘Bu maaşlar çok iyi’ diye düşünen kimse yok CHP’de. Aksine Türkiye’de maaşlı çalışanların tamamının son 4-5 yılında çok ezildiğini biliyoruz. İsteriz ki memurlarımız çok daha yüksek maaşlar alsınlar. Ülkeyi, ekonomiyi bu hale getirenler, asgari ücreti 17 bin TL’de tutanlar, emeklisine 10 bin TL verenler yüzünden arkadaşlarımızın çığlıklarını anlıyoruz. Cam çerçeve inme meselesi de iş barışının bozulmasıdır. Hele ikinci gün ABD Büyükelçisi’nin ziyareti nedeniyle yasal güvenlik tedbirleri alınmış, emekçi kardeşlerimizin orayı yıkıp, ‘Basın toplantısına gireceğiz’ demesi, kötü bir fikirdir. Diyaloğun korunması ve sürdürülmesi önemlidir. 2023’ün sonundaki Sayıştay Denetiminde notlar çıkartıldı. Ortada yasal bir mesele var, bu meselenin çözümü konusunda çözüm üretmek yerine diyoruz ki ‘Hayır bunlar bu yasağa uymasın’. ‘Ben yasaya uyuyorum’ diyen bir belediye başkanına hiç kimsenin, ‘yasadışı bir iş yapacaksın, risk alacaksın’ deme hakkı yoktur. Biz, SDT yasasının değişmesi için birlikte mücadele edelim istiyoruz. Bu iş CHP’li belediyelerde kolay, iş, bu hak mücadelesini AKP’li belediyelerde de verebilmek. KESK’e bağlı sendikaların örgütlü olduğu birçok kamu işyeri var, biz buralarda da bu mücadeleleri görmek istiyoruz" dedi.

"Göreve geldiğimden bu yana hiçbir günüm boş geçmedi ve hiçbir belediye başkanı ya da yöneticimle kimsenin gözü önünde tartışmadım" diye konuşan Aslanoğlu, "O yüzden tarih beni, ‘Herkesi bir arada tutmak için elinden geleni yaptı’ diye yazacak” dedi.

Soruşturma açılması normaldir

Büyükşehirdeki eylemleri sebebiyle memurlara soruşturma açılması hakkında konuşan Aslanoğlu, “Cam çerçeve kırana soruşturma açılıyorsa yapılması gereken yapılıyordur. Bunun dışında 1 kişi görevini yapmıyorsa ve soruşturma açılıyorsa bunu da normal karşılarım ama çalışan, hiçbir olumsuzluğun içinde olmayan boş zamanlarında eylem yapan birine soruşturma açıldıysa biz de bunun takibini yapalım, bu zulmün karşısında olalım” dedi.

İşten atılanlar yol haritasına uymadı

40 gün önce işten atılan ve direnişe geçtikten sonra işlerine geri dönebilen İZENERJİ ve İZDOĞA işçileri hakkında konuşan Aslanoğlu, işçilerin kendisiyle gerçekleştirdiği görüşmede üzerinde anlaşılan yol haritasına uymadıklarını ifade ederek, “İZENERJİ ve İZDOĞA’dan atılan arkadaşlarla da daha önce görüştük, bir yol haritası belirledik ama yol haritasına uymadılar. Aslında kentin de bilmesi gereken şeyler var. Arkadaşlarımızla görüştük, sonrasında ben onları genel başkanımızla görüştürdüm ve genel başkanımıza bir mektup vereceklerdi ama mektup 10 dakikalık bir yüz yüze görüşmeye döndü. Görüştük ve bir çözüm yola olarak da dedik ki biz bu noktada ne yapacağımızı söylüyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nin ne zaman elemana ihtiyacı olursa öncelikli olarak onların alınması konusunda Cemil Başkan bir açıklama yaptı. Bunun doğru olduğunu ve zaman içerisinde onların işe girmesi konusunda takipçi olacağımızı söyledik. Bu işe alımlar konusundaki tavrımı daha önce de söyledim. Son 6 ayda belediyelere yığma personel alınması doğru değildir ancak arkadaşlarımızın da işsiz kalması bizi çok üzdü. Arkadaşlarımız sonraki süreci kötü yönettiler. Belediye başkanının arabasını yumruklamak nedir? Bu yanlıştır ama o arkadaşlarımızın çoğu çok genç, biz bu vandalizmi övemeyiz. Belediyede çalışacak kişinin ne olursa olsun şefinin, müdürünün, daire başkanının arabasını tekmelemesini doğru bulamayız” dedi.

Türkiye’deki başarının mimarı İzmir’dir

Yerel seçimlerde elde edilen başarının mimarı olarak “İzmir’de yıllardır üst üste edilen zaferleri” gösteren Aslanoğlu, “Biz İzmir’de zaferlere çok alışığız. Hatta birçok ilçemizde oy rekorları kırdık, Narlıdere’de kırdık, Balçova’da kırdık ama genelde seçimlerden Türkiye’nin birinci partisi olamadan, boynumuz bükük ayrıldık. 31 Mart’ta ilk kez boynumuzu bükmeden Seçim Koordinasyon Merkezi’mizden ayrıldık, tabii ki İzmir’i yeniden kazandığımız için sevindim ama Adıyaman için Manisa için Denizli için daha çok sevindim. Çok değerli vekillerimiz, örgütten gelme arkadaşlarımız zaten onlar çok başarılı işler yaptılar. Türkiye haritasının kırmızıya boyanıyor olması inanılmaz bir keyif oldu. İzmir’in kırmızı görüntüsüne alışkındık, bu kez kıpkırmızı haritasını gördük. Türkiye’nin kırmızıya boyanmasının da İzmir’den kaynaklandığını düşünüyorum” diye konuştu.

İzmir’de oylarımız sayısal anlamda arttı

CHP Lideri Özgür Özel’in “İzmir’de özeleştirimizi yapacağız” söylemi üzerine konuşan Aslanoğlu, “Genel Başkanımız İzmir’deki oylarımızın da artmasını tabi ki istiyor. Aslında oylarımız sayısal anlamda artmıştır. Bir önceki seçime ittifakla girmiştik, o ittifakta DEM Parti vardı, İYİ Parti vardı. O seçime böyle girmiştik. Her seçimin kendi doğruları var. Bir önceki seçimle bu seçim arasındaki katılım oranı çok farklı, orada bir fark var. İzmir kadar kozmopolit bir şehirde yüzde 75’e varan oy alması biraz da bıçağın kemiğe dayandığı noktada olur” şeklinde konuştu.

İzmir CHP’nin amiral gemisidir

Ankara ve İstanbul’un seçimlerde alınmasından sonra CHP’nin “amiral gemisi” değişir mi? sorusuna yanıt veren Aslanoğlu, “Aziz Abi zamanında Türkiye genelindeki en büyük kamu koltuğu İzmir’deydi. Sonrasında Ankara ve İstanbul’u aldık, oralarda gittikçe güçleniyoruz. Bunlardan gurur duymamız gerekiyor, o örgütler bizim rakibimiz değil kardeşlerimizdir. İstanbul ve Ankara’da güçlenmekten mutluluk duyarız ama İzmir’in CHP’nin amiral gemisi olması da bir günde değişecek bir şey değildir. Deniz Yücel’le Şenol Aslanoğlu’yla Tacettin Bayır’la bu değişmez. İzmir, partinin ana damarlarının attığı bir kenttir. Bizim partimize en uygun kentlerden bir tanesi, demokrat, cumhuriyetçi ve Atatürkçü tarafıyla bir istisnayız. İzmir örgütünün gücünden bahsediyorsak da üye sayısı olarak en büyük 2’nci kenttir” dedi.

Sağlıklı Kentler Birliği’nde fark yaratacak

Uzun yıllardır ilk kez İzmir’i yöneten bir belediye başkanının Ege Belediyeler Birliği Başkanı olamaması hakkında değerlendirmelerde bulunan Aslanoğlu, “Biz, Manisa’yı, Denizli’yi, Uşak’ı, Afyon’u, Kütahya’yı kazanmışız, 2 ay önce Ege Bölgesi İl Başkanları toplantısı yapmıştık bu cumartesi yine yapacağız. Eskiden sadece 3 ilimizde biz iktidardık, İzmir, Aydın ve Muğla. Şimdi 3 şehir değil, 11 şehrin 11’inde de biz varız. O yüzden ömrü billah İzmir bu işi yapacak diye bir şey yok. Bu belediyeler birliklerinin büyüklüğü var, Türkiye Belediyeler Birliği, Tarihi Belediyeler Birliği ve Sağlıklı Kentler Birliği diye gidiyor. İzmir, Sağlık Kentler Birliği başkanlığını almıştır ama onun da bunun da başkanı ben olayım diyemeyiz. Doğrusu bunların bütün illere yayılmasıydı, genel merkezimiz de bunu planladı, örgütledi ve AKP’liler tarafından yönetilen bu birlikler CHP tarafından yönetiliyor. Cemil Başkan’ın da Sağlıklı Kentler Birliği’nde fark yaratacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Danışma Kurulu’nu partililere ben açtım

Danışma Kurulu hakkında gelen, “Partililer davet edilmedi” eleştirisine yanıt veren Aslanoğlu, “Danışma Kurulu’na kimlerin davet edileceği, kimlerin konuşma yapacağı bellidir. Hele 180 bin üyesi olan bir il örgütünde herkese konuşma hakkı verirseniz bu kurul kaç gün, kaç hafta sürer? Beğenmedikleri katılımcı sayısıyla Danışma Kurulu 4 buçuk saat sürdü. 4 buçuk saat aslında toplantıların verimliliğini öldüren bir şey, 10 saat süren toplantılar da verimli değil. İlk olarak davet edilmesi gereken herkes oradaydı. İl Danışma Kurulu’nda büyükşehir meclis üyelerimiz olur, milletvekillerimiz, parti meclisimiz, il yönetimimiz, ilçe başkanlarımız, komisyon başkanlarımız olur. Bizim partimizin üyesi olup sendika başkanı olan arkadaşlarımız olur. Daha önce görev yapmış olanlardan davetliler olur. Danışma Kurulu’nda yapılacak iş planlama işidir. Daha önce bu kurulu İsmet İnönü’de yapıyorduk ve ben, ‘Oraya sığmayız, partililerimiz de gelsin’ dedim ve onlara açtım” diye konuştu.

Tugay ‘suda indirim’ sözünü tuttu

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de suya yüzde 45 yapılmasını değerlendiren Aslanoğlu, “Memleketin ana problemleri ortada dururken ana problemleri değil onun yarattığı problemleri konuşuyoruz. Su zammının yapıldığı gün elektriğe yüzde 38 zam yapılmış. İzmir’de su ile ilgili problemler konusunda tüm İzmirlilerin bilmesi gereken bir şey var, bizim yerüstü suyumuz yok, yeraltı suyu kullanıyoruz. Neden başka bir ile göre daha pahalı kullanıyoruz dediğinizde suyu elde etme koşullarına bağlı. İzmir’e suyu getirme görevi kimin? DSİ’nin. Eğer doğru su getirilebilseydi bizim meselelerimizin çoğu çözülecekti. Bizim 1 tane barajımız var ve o da su tutmuyor, sızdırıyor. Suyu yeraltından getiriyoruz, neyle? Motorla. Motor neyle çalışıyor? Elektrikle. E zaten en büyük maaliyete daha yeni zam geldi. İZSU, İzmirlilerindir, İzBB İzmirlilerindir. Suya zam yapmak, elde edilen parayı çarçur etmekten kimse bahsetmiyor. Aradaki maaliyet o kadar açık ki İZSU bu işin altından ekonomik olarak kalkamıyor. Bu iş sürdürülemiyor. Ülkede ne zaman pahalılığı artırmayan bir iktidar olacak, o zaman temel ürünlere insani zam gelecek. İlk etapta ilk 4 metreküpe indirim yapılmıştı ve ona zam yapılmadı. Temel su, herkes için düşürülmüş ve söz tutulmuştur” diye konuştu.

Çamur attılar ama kirletemediler

Geçtiğimiz yıllarda “yolsuzluk” iddiasıyla tutuklanan ve görevden el çektirilen CHP Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar’ın beraat etmesi üzerine Aslanoğlu şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın biriciği Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığı yaptığı zamanda ne kadar mafya lideri maalesef beraber fotoğrafları çıktı. Bu dönemde de iddialar uluslararası mafya örgütlerinin Türkiye’ye doluştuğuyla ilgiliydi. Bunlarla ilgili çalışmayan Soylu maalesef bu ve buna benzer operasyonlar yürüttü. Soylu’nun o dönemde yaptığı işler ülkemize çok büyük zarar verdi. Gördüğünüz gibi bu çamurların hepsi boşa çıkıyor. Bunları, zaten sizin içeri girerken kelepçeli bir fotoğrafınızı çekmek için yapıyorlar. Bunu aslında demokratik tavrı sergileyen tüm güçlere yapıyorlar. Bu, sadece bize yönelen bir faşist saldırı değil. Siyasi partiler, sendikalar, kim bu toplumsal mücadelenin parçasıysa aynı muameleyi görüyor.”

Muhabir: Batuhan Kaya