Avrupa Parlamentosu (AP), 13 Şubat’ta aldığı bir kararla Türkiye’de muhalefet partilerine ait belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atanmasını kınadı. Parlamento, bu uygulamanın yerel demokrasiyi tehdit ettiğini ve siyasi muhalefeti hedef aldığını ifade etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya olduğu hukuki süreçler ve siyasi yasak riski de, muhalefete yönelik baskının bir işareti olarak değerlendirildi.
Türkiye'deki kayyum atamaları kınandı
AP’nin kararı, Türkiye’de son dönemde kayyum atamaları ile ilgili yaşanan gelişmeleri gündeme getirdi. Kararda, Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra 8’i Demokratik Sol Parti (DEM) ve 2’si Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olmak üzere toplamda 10 belediye başkanının görevden alındığı ve yerlerine kayyum atandığı belirtildi. Avrupa Parlamentosu, bu gelişmelerin, demokratik yollarla seçilen belediye başkanlarının keyfi şekilde görevden alınması ve tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Avrupa Parlamentosu'ndan Türkiye'ye yaptırım çağrısı
Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de görevden alınan belediye başkanlarının hukuki deliller olmaksızın tutuklanmalarını eleştirerek, bu başkanların derhal serbest bırakılmasını ve görevlerine iade edilmesini talep etti. Ayrıca, belediye başkanlarının hükümet tarafından atanmak yerine, yerel yönetimler tarafından demokratik şekilde seçilmesi gerektiği ifade edildi.
AP, Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu’nun tavsiyeleri doğrultusunda kayyum sisteminin kaldırılmasını istedi ve bu uygulamalara karşı bir dizi yaptırım uygulanmasını önerdi. Avrupa Konseyi Yüksek Temsilcisi’ne, kayyum olarak atananlara ve kayyum atamalarını gerçekleştirenlere yönelik kısıtlayıcı tedbirlerin uygulanmasının değerlendirilmesi çağrısında bulunuldu.
Muhalefete yönelik baskılar
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya olduğu hukuki süreç ve olası siyasi yasak, Türkiye'deki muhalefete yönelik baskıların bir yansıması olarak görülüyor. Avrupa Parlamentosu, İmamoğlu ve benzeri durumdaki belediye başkanlarının yaşadığı hukuki sorunları dikkatle izlediğini ve Türkiye’nin demokratik değerler konusunda ciddi bir gerileme gösterdiğini belirtti.
