Ege Üniversitesi, Bornova Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Bornova İlçe Sağlık Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, EGEBAM, BATI, Yeşilay İzmir Şubesi, Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nin katkılarıyla yapılan ve iki gün süren ‘1. Bornova Bağımlılık Farkındalık Sempozyumu’ kapsamında tütün bağımlılığı, alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı, teknoloji ve kumar bağımlılığı oturumlarının yanı sıra atölye çalışmaları gerçekleştirildi.

Yaşar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, üniversite olarak bağımlılıkla mücadele konusuna büyük önem verdiklerini belirterek, “Üniversitemizde birçok önemli akademik çalışma yürütüyoruz. Ancak bağımlılıkla mücadele öğrencilerimizin hayatlarına gerçek anlamda dokunduğumuz bir konu. Bağımlılık öyle bir konu ki tek bir boyutu yok. Alkol, tütün, madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, kumar gibi çok boyutlu bir konu. Ancak saydığımız tüm bu bağımlılık türleri aslında birbiri ile bağlantılı. Günümüzde kumar dediğimizde artık bir dijital kumar belası ile mücadele ediyoruz. İşte bu noktada bağımlılıkla mücadele eden kurumların iş birliği içinde olması gerekiyor. Üniversitemizde kurduğumuz Bağımlılık Komisyonu’nda farklı disiplinlerden hocalarımız ve öğrencilerimizi de dahil ettiğimiz bir ekip oluşturduk. Bu konuda önemli kazanımlar elde ediyoruz” dedi.

“Şiddetin altında bağımlılık var”

Yeşilay İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı da günümüzde teknoloji bağımlılığının her evi kuşattığını söyleyerek, “Artık bağımlılık her evde var. Bunun farkındalığını kazanmak çok önemli. Son bir yıldır Yeşilay İzmir Şubesi olarak valilik ve il sağlık müdürlüğümüzün desteğiyle muhtarlarımızla çok yakından çalışıyoruz. Onlarla bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Temel amaçlarımızdan biri de bağımlılık ortaya çıkmadan koruyucu çalışmalar yürütmek. YEDAM aracılığıyla bağımlılıkla mücadele için ücretsiz rehabilitasyon hizmeti veriyoruz. Şu anda hem ülke gündemimizde kadına yönelik şiddet çok ciddi yer tutuyor. Kadına yönelik şiddetin altını kazıdığımızda çoğu zaman bir bağımlılık öyküsü çıkıyor. Bağımlılık şiddeti de tetikleyen bir durum. Bu döngüden çıkmak için bağımlılıkla mücadele çok büyük önem taşıyor. Akademik alanda yapılan çalışmalar ve faaliyetler topluma entegre edilmeli. Toplumda yaygınlaştırılmalı. Toplum faydasına kullanılmalı. Topluma ulaşmak için muhtarlar çok önem arz ediyor” diye konuştu.


Bornova İlçe Sağlık Müdürü Dr. Vahap Tevfik Oğuz da toplumda bilinç oluşturmayı ve korunma yöntemlerini ortaya koymayı hedeflediklerini vurgulayarak şu bilgileri verdi:
“2018-2022 yılları arasında bağımlılık konusunda ortaya koyduğumuz eylem planları ile 413 etkinlik, 14 proje ile 54 bin 687 kişiye ulaşıldı. 2023’te 30 bin 134 kişiye ulaşıldı. 2018 -2024 yılları arasında 165 bin kişiye ulaştığımızı görüyoruz. Bu sempozyumda bağımlılık türleri ile doğru bilgileri paylaşmak ve bağımlılığın birey, aile ve toplumsal boyutlarını derinlemesine ele almak istiyoruz. Toplumda bilinç oluşturmayı ve korunma yöntemlerini ortaya koymayı hedefliyoruz. Bu mücadelede her birey çok önemli.”

“Bağımlılığın farkında değiliz”

İzmir İl Sağlık Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Burak Öztop çağımızın en büyük sorunu bağımlılığın farkında olmamak olduğunu söyledi. Öztop, “Birçok bağımlılık türü var. Özellikle gençlerimizin arasında teknoloji bağımlılığı ve madde bağımlılığı çok ön planda. Biz bakanlık ve müdürlük olarak daha çok tedavi kısmında yer alıyoruz. Ancak önemli olan önleyici çalışmalara ağırlık vermek ve talebi azaltmak. İzmir’de 29 tane sigara bırakma polikliniğimiz, 9 tane madde bağımlılığı danışma merkezimiz ve YEDAM ile bağımlılıkla var gücümüzle mücadele ediyoruz. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, vücudumuz için yapacağımız en büyük iyilik herhangi bir bağımlılığa kendimizi maruz bırakmamaktır” diye vurguladı.

“Sorun çözen teknoloji sorun olur mu?”

Teknoloji bağımlılığı hakkında, ‘Sorun Çözmek için Oluşturulan Teknoloji Sorun Olur Mu?’ başlıklı sunum yapan Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Koltuksuz, “Ocak 2024 tarihli 16-64 yaş grubu arasında yapılmış bir araştırmaya göre; günde ortalama 7 saat internet kullanılıyor, ortalama 4 saat televizyon izleniyor, yaklaşık 3 saat ise sosyal medyada zaman harcanıyor. Basılı yayınların okunmasına ise günde 1 saat 31 dakika ayrılıyor. Okumaya ayrılan zaman ile internete ayrılan zamana bakacak olursak pratik olarak ‘okumuyoruz’ diyebiliriz. Bana kalırsa yaptığınız, tükettiğiniz herhangi bir şey konusunda kontrolü kaybetmek bağımlılıktır. Eğer özdenetiminizi yitirdiyseniz, bunu bir bağımlılık olarak tanımlamak mümkündür. Bizi ilgilendiren teknoloji tarafını davranışsal bağımlılık olarak tanımlamak mümkün. Teknolojiyi eğer uygun kullanmazsanız, yaşantınızı bütünüyle teknolojiyle tanımlamaya başlarsanız, teknolojik cihazların dışında başka özel ilişkileriniz, zevkleriniz artık yok olmaya başladıysa, çok rahatlıkla teknoloji bağımlısı olmuşsunuzdur. Dijital bağımlılıkta risk grubu 12-20 yaş arası. Bu yaş grubu, internetin içine doğdu. Aslında onlar internetin yerlisi. Bu çocukların değer yargıları, anlam formatları, sebep-sonuç ilişkilerini kurgulama biçimleri bizimkinden oldukça farklı. Gençlere bağımlılığı ve teknolojiyi doğru anlatmak gerekiyor” açıklamalarına yer verdi.

“Bağımlılık neden değil, sonuçtur”

Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Oya Mortan, Sevi bağımlılığın bir neden değil sonuç olduğunu söyleyerek, “Yapılan çalışmalar zararları bilinse de bağımlılık yapan maddelerin sıklıkla sorunlarla baş etme aracı olarak kullanıldığını gösteriyor. Bağımlılık neden değil, sonuçtur ve asla bağımlılığa neden olan sorunları çözmeye yardım etmez” dedi. Bağımlılığın önlenebileceğini belirten Doç. Dr. Oya Mortan Sevi, şu önerilerde bulundu: “Hayır demekten korkmayın, bağımlılığa iten ortamı değiştirin, güvendiğiniz size iyi gelen insanlarla vakit geçirin, egzersiz yapın, hobi edinin. Kontrol edemediğiniz şeyleri akışına bırakmaya çalışın ve bir uzmandan destek alın.”

Kaynak: İHA