İzmir Ahmed Adnan Sanat Merkezi (AASSM) dünya genelindeki psikoloji öğrencilerini bir araya getiren, IPSYSO (International Psychology Students Organization) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Openmind Konferansı’na ev sahipliği yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in de katıldığı konferansta, barış ve hoşgörünün önemine değinildi.

“İzmir binlerce yıldır bir demokrasi ve barış coğrafyasıdır”

Openmind Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan ve demokrasinin önemine değinen Başkan Tunç Soyer, “8 bin 500 yıldır rengi, dili, inancı ve kimliği ne olursa olsun, farklı kültürlerin uyum içinde yaşadığı İzmir’de gerçekleştirdiğimiz bu buluşma çok büyük bir anlam taşıyor” dedi. Bu çatı altında, savaşın ve karanlığın karşısında barışı ve kardeşliği örgütleyerek farklılıklarla uyum içerisinde bir yaşam tarif ettiklerini vurgulayan Başkan Soyer, “Çünkü bizim işimiz, savaşların beslendiği popülizme hizmet etmek değil. Bizim sorumluluğumuz, tüm farklılıklarımıza saygı göstererek, ortak yanlarımız üzerinden bir uygarlık tesis etmek. İşte biz buna kısaca demokrasi diyoruz. İzmir, binlerce yıldır bir demokrasi ve barış coğrafyasıdır. Şehrimizin bu değerlerinin üzerine titriyoruz” diye konuştu.

“Barış 100 yıllık bir Cumhuriyet mirasıdır”

Ülkemizin yanı başında korkunç savaşlar yaşandığını vurgulayan Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Biz burada konuşurken, geçen her bir saniye siviller, masum insanlar, çocuklar ölüyor. Bir yandan da birileri bu kanlı oyundan kendilerine pay çıkarıyor. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu insanlık suçu, bize şunu gösteriyor. Eğer hayatı birbirimizin gözünden göremezsek, hepimiz karanlığa mahkûmuz. Bu yüzden cesaret ve umutla, barışa sımsıkı sarılmalıyız. Çünkü barış bizim için yalnızca refah ve adaletin temeli değildir. Aynı zamanda 100 yıllık bir Cumhuriyet mirasıdır. Bu mirasa sahip çıkmak mücadele ve kararlılık ister. Bunu çok iyi biliyoruz.”

“Ne olursa olsun ümidimizi kaybetmeyeceğiz”

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü Cumhuriyet’in temel politikası haline getirdiğini söyleyen Başkan Soyer, “Ona göre zafer, barışa inanan halklara karşı değil, savaştan beslenen emperyalist devletlere karşı kazanılmıştı. Bu nedenle iradesini daima dünya halkları arasındaki barışı büyütmekten yana kullandı ve bu yoldaki kararlığını ‘Ben hayatımın hiçbir anında karamsarlık nedir, tanımadım’ sözleri ile anlattı. İşte biz de öyle yapacağız. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmayacak, ne olursa olsun ümidimizi kaybetmeyeceğiz” dedi.

“Doğamızla uyumlu bir yaşam kurmak zorundayız”

İzmir’in evrensel insan hakları beyannamesindeki değerler üzerinde yükselen bir Akdeniz şehri olduğunu da ifade eden Soyer, şunları söyledi: “Hoşgörü ve çok seslilik İzmir’in karakterinde var. Bu değerlerimizi daha da geliştirmek için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Biliyoruz ki, birbirimizle uyumlu bir yaşam inşa edemezsek, renklerimizi, seslerimizi ve sonunda nefesimizi kaybederiz. Yaşayamayız. Bir elimizle doğayla savaşırken diğer elimizle birbirimizle barışamayız. Bu yüzden doğamızla uyumlu bir yaşam kurmak zorundayız. Geçmişimizle ve değişimle uyumu yakalayamazsak dün ve yarınlar arasında bir köprü kuramayız. Yani yarım kalırız. Hepimiz, yaşamın her anında uyuma muhtacız. Uyumun ve barışın mayasını kardığımız bu konferansta sizlerle buluşmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.”

“Savaşta kazanan taraf yoktur”

İstanbul Kent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sungur da “Savaş bir kez başladığında, kazanan taraf yoktur. Sadece kaybetmenin dereceleri vardır. Bütün bunları göz önünde bulundurarak yaşadığımız dünyayı anlamlı yaşayabilmek, insanların acılarına şapka çıkarabilmek, insan acılarını azaltamıyorsak en azından bunları onlarla birlikte kucaklayabilmek, önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen en temel konulardan biri” diye konuştu.

Editör: Özlem Çimen Durmaz