Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit, hukuki süreci devam eden ve geçtiğimiz günlerde SİT değişikliği kararı ile gündeme gelen İnciraltı bölgesinin imar planlarıyla ilgili açıklama yaptı.
Bölgeyle ilgili yargı sürecinin devam etmesi ve üniversite bilirkişi raporu bulunmasına rağmen adeta yangından mal kaçırılır gibi planlama yapma çabası içine girildiğini ve bu konuda bir dernek başkanının bir siyasi partinin adını kullanarak açıklama yaptığını belirten Yiğit, “Bir dernek Başkanı, bir siyasi partinin adını kullanarak hak sahipleri adına açıklamalar yapıyor. Biz soruyoruz: "Bu arkadaş kimdir, görevi nedir?’ Biz hiçbir zaman ‘İnciraltı planları yapılmasın, bölge plansız kalsın’ demedik. Tam aksine ‘İnciraltı tüm paydaşların görüşü alınarak imara açılmalıdır’ dedik. Çünkü bölge tarımsal niteliğini yitirmiş haldedir. Biz burada İzmirlilerin de yararlanacağı, yeşil dokunun ve park alanlarının büyük tutulduğu, hak sahiplerinin mülkiyetlerinin daha da kıymetleneceği bir plan oluşturmak için çalışıyoruz.” dedi.
Koruyucu bir plan için çalışacağız
Balçova Belediyesi olarak, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen projeleri yakından takip ettiklerini belirten Başkan Yiğit, sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Her defasında mevcut planların kent dokusu ile uyuşmayan, yeşili az ve üzerinde inşa edilecek yapıların da değerinin düşük olduğu bir plan olduğunu anlattık. Balçova Belediyesi olarak İzmir Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte yanlış planlama sürecine karşı çıkacağız. Onun yerine herkesin uzlaşacağı, yeşil doku ağırlıklı sağlık ve kongre turizmini önceleyen ve korumacı bir plan yapmak için var gücümüzle çalışacağız. Balçova Belediyesi olarak; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen planlama sürecini yakından takip ediyoruz. Yargı süreçleri devam ederken bakanlığın ortak akıl ve uzlaşı anlayışını kenara koyarak yürüttüğü idari işlemleri doğru bulmuyoruz. Bakanlık, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18. Maddesine dayanarak bölgede yapacağı arsa ve arazi düzenlemesi yerel idarelerden bağımsız düşünülemez. İzmirli hemşerilerimizin oylarıyla göreve gelen belediye başkanları olarak vatandaşlarımızın haklarını savunmak bize yüklenmiş bir sorumluluktur. Hiç kimse bu önemli görev ve sorumluluktan geri duracağımızı beklememelidir”