Türkiye'de yetiştirilen kuru incir çeşitliliğini artırma amacıyla bir çalışma yapıldı. 200'a yakın incir çeşidi incelendi ve siyah orak olarak bilinen çeşitin daha faydalı olduğu tespit edildi. Bergama'da üretimine başlanan incirin, ABD'nin siyah incirine rakip olması bekleniyor.
Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerinden gelen talebin her geçen yıl arttığı kuru incirin ülke ekonomisine katkısını artırmaya odaklanan K.F.C. Gıda, siyah incirleri de ihracat kervanına katmak üzere 2015'te AR-GE çalışması başlattı.
TÜBİTAK Projesi kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bağlı Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü, Ege Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ortaklığıyla yürütülen projeyle gen kaynağı Anadolu'da bulunan 200'e yakın incir çeşidi araştırıldı.
Araştırma sonucu siyah orak olarak bilinen çeşidin, diğer türlere göre daha yüksek polifenol ve antioksidan aktivite içerdiği, özellikle ürüne rengini veren "antosiyanin" pigmentinin antidiyabetik, antikanserojen, antienflamatuvar, antihipertansif ve antimikrobiyal etkilerine ilişkin çok sayıda bilimsel veri bulunduğu belirlendi.
K.F.C. Gıda'nın İzmir'in Bergama ilçesinde oluşturduğu bahçede organik olarak deneme üretimleri yapılan siyah orak incirinin küf kaynaklı aflatoksin benzeri oluşumlara diğer çeşitlere göre daha dirençli olduğuna ilişkin veriler de elde edildi.
ABD'ye rakip olacak
K.F.C. Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, grup olarak 2 fabrikadaki yaklaşık 1200 çalışanlarıyla 63 ülkeye yılda ortalama 100 milyon dolarlık kurutulmuş meyve, domates ve biber turşusu ihraç ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin kuru incir ihracatının tamamına yakınının Aydın ve İzmir'de yetişen Sarılop çeşidi incirlerle yapıldığını söyleyen Celep, "En önemli pazarlardan biri olan ABD'de "black mission" çeşidi siyah kuru incirlerin önemli paya sahip, ancak Türk firmaları siyah kuru incir pazarından pay alamıyor." diye konuştu.
Celep, siyah orak kuru incirinin orta ve uzun vadede kuru meyve ihracatı içinde önemli bir paya ulaşacağını ve bunu üreticinin ortaklığıyla başarabileceklerini vurgulayarak, sözleşmeli üretim modeliyle özellikle İzmir'den Çanakkale'ye uzanan kuzey Ege coğrafyasındaki bahçeleri yaygınlaştırmak istediklerini aktardı.
Doku kültürü yöntemiyle yaklaşık 1000 dönüm üretim alanına dikilebilecek fidan yetiştirdiklerini, bunun her yıl katlanarak artacağına işaret eden Celep, üreticilerin Bergama'daki deneme bahçesinde ürünü görebildiğini ve rakamsal ve ölçülebilir verilerle karşılaştırma yapabildiğinin bilgisini verdi.