İzmir'in Bergama ilçesinde bulunan Küplü Hamam, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda taşıdığı tarihi mirasla da dikkatleri üzerine çekmektedir. 1427 yılında inşa edilen bu hamam, Helenistik döneme ait bir mermer küp ile ünlüdür. Bu küp, hamama adını kazandırırken, geçmişteki zengin ve heyecan verici olaylara tanıklık etmiştir.

Küplü Hamam'ın tarihi

Bergama Küplü Hamamı, 1427 yılında Bedrettin Mahmutoğlu Hibetullah Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Ancak hamamın yapımına dair net bir kitabe bulunmamaktadır. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre, hamam, Taş Han ile birlikte inşa edilmiştir. Hamamın yapımını anlatan ilk belgeler, 830 (1427) tarihli vakıfnamede yer almaktadır.

Hamam, kesme taş, moloz taş ve tuğla kullanılarak inşa edilmiştir. Yüzyıllar içinde farklı onarımlar ve eklemeler yapılmış olsa da, hamamın orijinalliğinden bir hayli uzaklaşmıştır. Ancak bu, yapının tarihi önemini ve kültürel değerini değiştirmemektedir.

İzmir’de Eğitim Sen’den MEB’e sert yanıt: Laik ve bilimsel eğitimden taviz vermeyeceğiz! İzmir’de Eğitim Sen’den MEB’e sert yanıt: Laik ve bilimsel eğitimden taviz vermeyeceğiz!

Küplü Hamam’ın isim kaynağı

Hamama ismini veren en önemli öğe, üzerindeki mermer küptür. Bu küp, Helenistik döneme ait olup, bir zamanlar hamamın soyunma havuzunun üzerine yerleştirilmiştir. Bu küp, 19. yüzyılda keşfedilene kadar Bergama'da bulunuyordu. Küp, günümüzde Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir, kapağı ise Bergama Müzesi'ndedir.

Küplerin geçmişi

Bergama'da bir çiftçi tarafından bulunan üç büyük mermer küp, Küplü Hamam’ın hikayesinin temel taşlarını oluşturuyor. 1362-1389 yılları arasında, Mahmut isimli bir çiftçi, tarlasını sürerken üç altın dolu mermer küp bulur. Küpler, Osmanlı'ya gönderilir ve padişah I. Murad, çiftçiye büyük ödüller verir. O zamanlar, küplerin biri Bergama'ya, diğeri ise Ayasofya'ya gönderilmiştir.



Bergama'dan Ayasofya'ya ve son olarak Paris'e uzanan bu küplerin yolculuğu, tarihi bir dönüşümün parçasıdır. 1837'de ise Fransızlar, hamamdaki küpü satın almak için büyük teklifler sunmuş ancak Bergamalılar, bu tarihi esere sahip çıkmıştır. Ancak II. Mahmut döneminde, Fransız bir koleksiyoncuya verilmiş ve bugünkü Louvre Müzesi'ne ulaşmıştır. Bugün, Bergama Küplü Hamamı ve antik küpler, geçmişin izlerini taşıyan önemli birer kültürel miras olarak varlıklarını sürdürmektedir. Küplerin Louvre Müzesi ve Ayasofya Camii’nde sergilenmesi, sadece Bergama'nın değil, tüm Osmanlı coğrafyasının tarihine ışık tutan birer hatıra olarak kalacaktır. 

Muhabir: DUYGU BAKKALOĞLU