Sadece İzmir'in değil ilçelerinin de kendine özgü bir dili vardır. Bu ilçelerden biri de Ödemiş. Bu dil sadece Ödemiş'te değil aynı zamanda Beydağ, Kiraz ve ilçelerinde de konuşulur.

Ödemiş'te haftanın günleri

Ödemiş'te haftanın günleri aslında kurulan halk pazarlarına göre şekillenir.

Pazartesi'ye burada Tiribazarı (Tire pazarı)
Salı gününe Gocubazarı (Koca pazar)
Çarşamba gününe Kelesbazarı (Kiraz ilçesi pazarı)
Perşembe gününe Bellambol (Beydağ ilçesi)
Cumartesi gününe Ödemişbazarı (Ödemiş pazarı)
Pazar gününe ise Girey denir.
Cuma günü ise bildiğimiz cuma olarak kalmaya devam etmiştir.

Ödemiş'te yerel sözcükler

Ödemiş'te yerel sözcükler de bilinden çok farklıdır. Örneğin accıgda-biraz daha, alaf-alev, aleddiring-elektrik, amallı-çok isteyen çocuk, avaç-ağaç, biyo-bir kez, çıtır-kibrit, dakışma-kovalama, depig-tekme, emme-ama, fıran fıran-telaşlı telaşlı, gıcır-kuş sapanı anlamına gelir.

Ödemiş'te kullanılar yöresel kelimeler şunlardır:

aba abla

acâsız tez, hemen, ansızın, hiç beklemeden

acır acur; salatalıkgillerdendir; Alm. Anguriengurke, Cucumis anguria

accıgdâ (< azıcık daha) biraz daha

aççıg = accıg (Gerileyici benzeşme; bkz. Demircan 1979:80)

âgıdeş arkadaş

alaf (< alev) alev

alaşgın alışkın

alavış gıyâmed çok gürültü(lü)

aleñgilli zor, güç, içinde tuzak bulunan; Alm. diffizil

aleddirig elektrik

amallı çok şey isteyen, durmadan ağlayan çocuk

Apsara y.a., bugünkü Veliler

avaç ağaç

babuc pabuç, ayakkabı; krş. bobuc; (PTF: 245 Labialisation)

badılcan patlıcan

bahca bahçe

beslengi besleme, aybak. dulgarı beslengisi

biyo (< bir yol) bir kez

böğün bugün (TDGBB: 132/11)

bötü böğcü börtü böcek, böcekler; Alm. Ungeziefer

bülüç (< Far. bülûc horoz ibiği) (erkek) piliç

cılbag çıplak; aybak. çılbag

ça Küfürlerin sonuna getirilen doldurma bir sözcük, örn. Anasını satem ça!

çante çanta

çılbag çıplak; aybak. cılbag

çıtır kibrit; aybak. ıstırpo

çikin 1. çirkin; 2. kötü; Bizim takım yenildi, peg çikin oldu gâri.

daban taban; daban gevreği tatlı maya hamurdan yapılan bir tür simit

dakışma kovalama(ca)

darçın (< Far. dâr-ı Çin “Çin ağacı”) tarçın

darı (< ET tarıg) mısır (Dizin: 114)

de gidi Senden buni hiç beklemiyordum evlâdım; böyle mi yapılır hiç? anlamına gelen De gidi yôrum de... deyişinde geçer.

değirme değirmi

depig (< tepik) tekme; depig furmag tekme atmak

dırbızan(lıg) trabzan(lık); Alm. Treppengeländer

dibeg bulgur dövülen taş; dibege giresice bir ilenme sözüdür

dibile kayganaya benzer bir hamur işi tatlısı

dingoz yarı deli, kalk gidelim akıllı; Gelivê dingozum, gidivê ayvazım. deyiminde geçer.

emme ama (İkizleme için bak. Demircan 1979:80,81)

etah bunak, bunamış

evelddôsun tevekkeli

eyi iyi (TDGBB: 146)

fıran fıran telâşlı telâşlı

fıraz horoz

gavilleşmeg kavilleşmek, sözleşip anlaşmak, bir şey kararlaştırmak

gıcır kuş sapanı

gireygün(ü) pazar günü

gübür gübür (goşmag) kümeler halinde (koşmak)

güre sokulgan olmayan çocuk

hâ ya evet evet (yükselen ve düşen ses tonuyla); Hâ ya gaşşim "Evet kardeşim (ne demezsin.) "Alm. ja ja

hinci şimdi

ıngıraz (< Ar. inkırâz) zayıf düşüren, takat bitiren hastalık.

ıscacıg sıcacık; aybak. ıscag

ilahna lahana (> ilehne)

ilâzım ( ilêzim)

kayır kayır kum gibi; pürüzlü; aybak. kıyır kıyır

kelbaş karnıbahar

kompir patates (< Bulgarca kompiri < Avusturya Almancası Grundbirne); bkz. Hasan Eren, Türk Dili Dergisi (VIII-92): 81-84.

lavır lıvır anlaşılmayan sözler; lavır lıvır e'meg (anlaşılmayacak sözler etmek)

laylom naylon

mancâ pancar

maypênir (< maya peyniri) bir peynir türü

meyminet(siz) meymenet(siz), uğur(suz), asık yüzlü

nacab nasıl (< ne acaba?); örn. Nacab (i)şey? Nasıl bir şey?; nacabôsa nasıl olsa; aybak. acıbâ

nemilâzım (< ne(yi)me ilâzım) Ne(yi)me gerek; ne(yi)ne gerek

ovkma = oğkma, ôkma

önkürde şurada

paldımsız dizginsiz; davranışlarına ve sözlerine dikkat etmeyen kişi; kadınların yanında söylenmeyecek yakışıksız, uygunsuz (söz), Alm. ungezügelt; örn. paldımsız naf ayıp söz

pampır (< vapur) buharlı küçük tren (Derleme Sözlüğü, c. 9: 3393, papır maddesi); şeytan pampırı küçük buharlı dekovil

pesmat peksimet

potur sazanbalığı; Alm. Karpfen, cyprinus carpio (L.)

safdıran (< Ar. saff + Far. derân "düşman saflarını delmek için ilk saldıran asker") safımsı, kolay inanan

somya karyola

şımşırıg ıpıslak

şovk (< şavk) ışık (Kul Mustafa'da da geçer: "Dokandı şavk yele, kürelendi, gel", Cahit Öztelli, Bektaşi Gülleri, Istanbul 1985, s. 220)

tatavi(ye) boşuna

tırkılımag (tırkıladı) sürgülemek

tumofil otomobil

üngürde şurada

ütmeg (< ET utmak) yutmak, kazanmak (Banguoğlu: 67)

velvile (< Ar. velvele) telâş, heyecan; gürültü

yal gibi tatsız, tuzsuz (yemek)

yalabıg düzgün, güzel (< yalabık "glänzend, blank") (R. E. Feser: 88), örn. yalabıg yalabıg gonuşmag iri laflar etmek, yalabığ yüzlü güzel yüzlü

yalım galiba, belki

yavız yavuz, iyi, hoş

zoba soba

Kaynak: HABER MERKEZİ