İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Kanal İstanbul projesine yönelik eleştirilerini sosyal medya üzerinden paylaştı. Gökce, projenin halkın istemediği, maliyeti yüksek ve belirli kesimlere rant sağlayan bir girişim olduğunu belirtti. Gökce paylaşımında şu ifadeleri aktardı; "Kanal İstanbul projesi, milletle kavga eden, milletle inatlaşan, millete rağmen yapılması planlanan bir projedir. 2019 seçimlerinde AKP, İstanbul’a Kanal İstanbul’u vaat etti. Sn. @ekrem_imamoglu, Kanal İstanbul’a karşı çıkacağını ifade etti. İki kez seçildi. 2024 seçimlerinde AKP, İstanbul’a bir kez daha Kanal İstanbul’u vaat etti. Projenin yürütücüsünü de aday gösterdi. Sn. @ekrem_imamoglu, bir kez daha Kanal İstanbul’a karşı çıkacağını ifade etti. 1 milyon oy farkla seçildi.
Hesaplar gerçekçi değil
Millet Kanal İstanbul’u istemiyor. Ancak AKP ısrar ediyor. Peki neden? Kanal İstanbul’un maliyeti 65 milyar dolar. Ulusal basında yer alan haberlere göre, Erdoğan’a yapılan sunumda Kanal İstanbul’un Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yapılacağı ifade edilmiş ve maliyetinin 15 milyar dolar olacağı söylenmiştir.
Bu hesap gerçekçi değildir. Kazı-hafriyatın nakli, depolama/bertaraf maliyeti; kanalın taban ve çeperlerinde 2 milyon metrekare alanı betonla kaplamak için kurulacak iki beton santralinin, 4 yıl boyunca günde 24 saat, yılda 320 gün çalışarak 26 cm kalınlığında 530 bin metreküp beton döşek üretim maliyeti; kanal geçişleri için planlanan köprüler; özel sızdırmazlık duvarları; rıhtımlar, dalgakıranlar, seyir güvenliği sistemleri, altyapı deplasmanları gibi diğer kalemlerle birlikte yapılan değerlendirmeye göre projenin maliyeti yaklaşık 65 milyar dolardır.
Milletle inatlaşanlar mutlaka kaybedecek
65 milyar dolarla 100 m² büyüklüğünde 1 milyon sosyal konut üretilebilir; 3 milyon insanımız nitelikli ve afete karşı güvenli evlere kavuşabilir. Kanal İstanbul projesiyle milletimizin kısıtlı kaynakları dar bir azınlığa sunulmakta, bölgede yaratılacak rant da yine çok küçük bir zümrenin kazancına aktarılmaktadır. Nitekim bölgedeki araziler büyük oranda belli isimlerin elinde toplanmıştır. Örneğin, Katar Emiri’nin annesinin aldığı 44 dönümlük arazi ticaret alanına çevrilerek büyük bir rant transferi yapılmaktadır. Milletimiz bu gerçekleri gördüğü için Kanal İstanbul’u reddetti, reddediyor, reddedecek. Milletle inatlaşanlar da mutlaka kaybedecek. Milletimiz büyüktür!"