Eğitim-İŞ Genel Başkanı Kadem Özbay, İz TV’de Nil Kahramanoğlu’nun konuğu oldu. Özbay, Pilot il seçilen İzmir’de uygulanmaya çalışılan Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Projesini ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimde tarikatlara nasıl yol açtığını anlattı.
Özbay, programda, “Okullarda çocuklarımıza bir öğün yemek yok, temizlik yok, güvenlik yok, öğretmenler atanmıyor ama imam var. Okullarda kimlerin bulunması gerekiyor? Öğretmenlerin. Peki imamın ne alakası var? Cami mi orası? Bu proje siyasi iktidarın toplumu dönüştürme açısında MEB’in çerçeve programlarına sığmayan yerlerde bu protokollerle sürekli o tarif ettiği nesilleri yetiştirmek için yapılıyor. Sormak lazım, kim kime karşı kin tutacak? Bu ülkedeki çocuklar birbirine karşı mı kin tutacak? İnançlarından ötürü ayrışacak mı?” ifadelerini kullandı.
“Diyanet, paralel bir MEB oldu”
MEB’in yetkilerini Diyanet’e devrettiğini ifade eden Özbay, “16 Temmuz 1921’de, daha cumhuriyet ilan edilmediğinde Atatürk, ‘bir toplumda kafaları ayrıştırırsanız ülkeyi ayrıştırırsınız’ diyor. O nedenle eğitim-öğretim birdir. O nedenle eğitim konusunda tüm yetki MEB’e veriliyor. MEB’in bir tane işi var, o da eğitim. Eğitimi de anayasaya göre, laik ve bilimsel şekilde çocuklara ulaştırmalılar. MEB kendi işini doğru düzgün yapmadığı gibi görevini sürekli Diyanet İşleri Başkanlığı’na, tarikatlara devrediyor. Diyanet adeta paralel bir MEB’e dönüştü. Bu kadar tarikatların olduğu dinin sömürüldüğü bir ülkede Diyanet, görevini yerine getirsin ve insanların inancını doğru öğrenmesini sağlasın” dedi.
“MEB, Diyanet’in alt kurumu haline dönüşecek”
MEB’in el altından devrettiği yetkilerle gelecek dönemde Diyanet’in bir alt kurumuna dönüşeceğini kaydeden Özbay, “Görünen o ki yakın zamanda MEB, Diyanet’in bir alt kurumu haline dönüşecek. Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum ama ne çevreyle ne değerlerle bir alakası yok. Sınıfa mezar koymanın, çocuğun eline bıçak vermenin türbe ziyareti yapmanın bunlarla ne alakası var. Bu, pedagoji açısından çok büyük bir yanlış. Pedagojik bir bilgi ve birikime sahip olmayan biri çocuklara algılama seviyesinin çok üstünde bir şey söylediğinde, çocuk da belki de travmalara yol açacak. Onun için ben buna pedagojik bir cinayet diyorum” diye konuştu.
“Nesil değiştirmeye çalışıyorlar”
AKP’nin ÇEDES gibi projeler ve tarikatlarla yapılan protokoller sayesinde nesil değiştirmeyi amaçladığını vurgulayan Özbay, şöyle konuştu:
“Bu proje öğretmenlik mesleğine hakarettir. Olayın dini eğitimle de bir alakası yok. Bu ülkede belki de haddinden fazla Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni var. Rehberlik öğretmenlerimiz var. Sayıları yetersiz ki binlerce atama bekleyen öğretmen var. ÇEDES, bu iktidarın siyasal bir dönüşüm projesidir. Mevcut mevzuatlar sınırlandırdığı için, ne yaparlarsa yapsın sınırlandırdığı için böyle proje ve protokollerle nesil değiştirmeye çalışıyorlar. Adeta bir işgalle karşı karşıyayız.”
“Kreşleri tarikatlar rahatsız olduğu için kapatmak istiyorlar”
Belediye kreşlerinin kapatılması ile ilgili de konuşan Özbay, “Kreşleri asla kapatamazlar. Tüm belediyelerin kreşleri bırakın kapatmayı, artırmaları gerekir. Bugün sadece 1 tarikatın 18 ilde binlerce öğrenciye ulaşan sözde okul öncesi eğitim kurumları var. Burada adeta şeriatçı bir eğitim verildiğini sizden bizden iyi biliyorlar. Neden kreşleri kapatmak istiyorlar? Çünkü yol yürüdükleri tarikatlar ve cemaatler bundan rahatsız” diye konuştu.
“Atama bekleyen öğretmen sayısı 1 milyona çıktı”
1 milyonun üzerinde öğretmenin atama beklediğini açıklayan ve bu sayının AKP iktidara geldiğinde 60 bin olduğunu söyleyen Özbay, şu ifadeleri kullandı:
“Bir devleti devlet yapan planlamadır. Eğitim geleceğe uzanan bir köprüdür, bireye temel haklarını, özgürlüklerini öğrettiği gibi bu ülkedeki her çocuğa bir gelecek vaat eder. Bunlar için köprü, geçiş garantili köprüdür. Yandaşı zengin etmeye yarar. Bu ülkede bir yurttaşımızın çocuğunun geleceğiyle ilgili umudu var mı? AKP iktidara geldi, 60 bin atama bekleyen öğretmen vardı, şimdi sayı 1 milyona yaklaştı. Bu sayının kapanması bu anlayışla mümkün değil. Artık bu ülkede yurttaş yok, müşteri var. Bizim vergimizle yapılan yola geçiş garantisi veriyor, hasta garantili hastane yapıyor.”
“Yusuf Tekin AKP’nin gerçek yüzüdür”
Özbay, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i “AKP’nin gerçek yüzüdür” diye tanımlayarak, şöyle konuştu:
“Yusuf Tekin AKP’nin gerçek yüzüdür. AKP 22 yılda liberaller, kendi haklarını savunduğunu söyleyenler gibi birçok kesimi arkasına aldı. AKP’nin gerçek yüzü Yusuf Tekin’dir. 2016’da Ensar Vakfı’nın Gaziantep’te bir toplantısına katılıyor ve bugün yaptıklarının aynısını söylüyor. Diyor ki ‘mevzuatlar yasalar bizim yaptıklarımıza engel oluyordu, şimdi elimizde öyle bir güç var ki mevzuatları kendimize uydurabiliriz’. Tüm yurttaşların, eğitim alanındaki bu saldırının Cumhuriyet neslinin tam tersini yaratmak istediğidir.”