SEMRA İĞTAÇ - Çeşme’de çevreciler, Musalla Mahallesi’nde yapılmak istenen Güneş Enerjisi Santral Projesi'ne karşı çıkarak Çeşme Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Çevreciler, "Nadir kalan doğal yaşam alanları, tarım arazileri ve doğal sit alanları her gün yeni bir bahane ile yok ediliyor. Bu kez enerji üretimi bahanesiyle tarım arazisi yapılaşmaya açılmak isteniyor" ifadeleriyle tepkilerini dile getirdiler.
Sabancı Holding’e bağlı EnerjiSa, geçtiğimiz yıl satın aldığı VEGA Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Şirketi aracılığıyla İzmir’in Çeşme ilçesine güneş enerji santrali kurmak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ikinci kez başvuruda bulundu. Bakanlık, projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini başlattı.
ÇED kapsamında, Musalla Kafe önünde yapılması planlanan halkın katılım toplantısı, şirket yetkililerinin talebi üzerine ileri bir tarihe ertelendi. Bu gelişmeye rağmen toplantı yerine gelen vatandaşlar, projeye karşı sloganlar atarak tepkilerini sürdürdü.
Eyleme, Çeşme Kent Konseyi ve Çeşme Çevre Platformu’nun yanı sıra İzmir Kent Konseyi, Karaburun Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi temsilcileri ile EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları ve Ekoloji Birliği temsilcileri de katıldı. Çevre örgütleri, projeye karşı mücadelenin devam edeceğini belirtti.
Çevre örgütleri mücadeleye devam edecekleri mesajı verdikten sonra ortak açıklama gerçekleştirdi. Av. Seher Gacar tarafından okunan basın açıklaması şu şekilde:
Çeşme'de nadir kalan doğal yaşam alanları, tarım arazileri, doğal sit alanları her gün yeni bir bahane ile yok edilmektedir. Bu kez enerji üretimi bahanesi ile Musalla Mahallesi’nde 169.879 M2 özel mülkiyete ait tarım arazisi Güneş Enerjisi Santral Projesi kapsamında kamulaştırılarak yapılaşmaya açılmak istenmektedir .
Proje alanı doğal sit alanıdır.
Proje alanının tamamı tarım arazidir.
Proje alanının bir kısmı daha önce yangına maruz kalmış olduğu için ağaçlandırma sahasıdır.
Her ne kadar PTD’nda proje alanının 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılandırılması Kanunu kapsamında zeytinlik alan bulunmadığı belirtilse de proje alanı yakınında çok sayıda zeytin ağacı vardır.
Proje alanı yakınında hayvancılık yapılmaktadır.
Proje alanı Çeşme merkeze ve yerleşim alanlarına çok yakın mesafededir.
GES Projesinin gerçekleşmesi halinde;
Proje kapsamında konulacak 18.163 adet panel için toprak sıyrılarak beton dökülecek, bu alanda hiç bir canlının yaşama ihtimali kalmayacaktır. Bu bölgenin doğası, flora ve faunası zarar görecektir.
169.000 metre kare tarım arazisi yok olacak, özel mülkiyette olan bu araziler kamulaştırılarak şirketin eline geçecektir.
Bu alandaki hayvancılık faaliyeti de olumsuz yönde etkilenecek, zaten gittikçe azalan hayvancılık bir darbe daha alacaktır.
Proje alanının yerleşim yerlerine olan yakınlığı nedeniyle yapım ve işletim aşamasında bu alanda yaşayan vatandaşların yaşamı olumsuz etkilenecektir.
Enerji ihtiyacı gerçeğini inkâr etmiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil enerji kaynaklarına tercih edilmesi gerektiği de tartışmasızdır. Ancak GES'lerinin deniz manzaralı ve turizm merkezi yakınında olma zorunluluğu olmadığının da farkındayız.!
Toplumda yenilenebilir enerji kaynaklarının temiz ve zararsızlığı yönünde oluşturulan yapay algının arkasına saklanarak, Çeşme’nin son kalan bakir alanlarından bir bölümünün daha SİT korumasından çıkarılıp yapılaşmaya açılmasına, tarım arazilerimizin enerji üretimi bahanesi ile yine ve yeniden yok edilmesine karşı çıkıyoruz.
Biz bugün burada, önce doğa, önce tarım, önce yaşam diyor ve yaşam alanlarımızı savunuyoruz. Çeşme’yi sadece turizm beldesi olarak gören anlayışı reddediyor, 3 aylık turizm sezonu olan Çeşme’de 12 ay etkin biçimde tarım yapıldığını hatırlatıyoruz. Çeşme'yi devasa bir rant pastası olarak gören zihniyete karşı duruyor, Çeşme sakızının , enginarının, kavununun o pastadan daha kıymetli olduğunun bilinmesini istiyoruz.
Ve bu nedenlerle ÇED sürecinin sonlandırılarak projenin iptal edilmesini istiyoruz.
Betonla boğulan bir Çeşme’de ne turizm nefes alabilir ne tarım.