Batuhan KAYA- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Hukuk Komisyonu, İl Başkanlığı'nda gerçekleştirdiği basın açıklamasında Türkiye'deki hukuk sistemine ve sorunlara dair bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını hukuk komisyonu adına önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili ve komisyon başkanı Murat Aydın okudu. Aydın açıklamasında, yargıya olan güvenin azaldığını ifade ederek, “En çok güven duyduğunuz kurum hangisidir?” sorusuna “Yargı” cevabını verenlerin oranı yüzde 1,4 olarak ölçüldü. Soruya cevap verenlerin yüzde 18,2’si hiçbir kuruma güven duymadığını söyledi. Bu rakamlar bir arada yaşama duygumuzun giderek çözüldüğünü gösteriyor.  Yargının tarafsız ve bağımsız, hukukun üstün, yargıcın güvenceli olduğu bir sistem kurulmadıkça bu durum daha da kötüye gidecek ve başta ekonomik kriz olmak üzere yaşadığımız temel sorunları çözemeyeceğiz” diye konuştu.

Yargıya güven azaldı

Yargıya olan güvenin azaldığını ifade eden Aydın, "Yargı sisteminin etkili çalışmadığı, adaletin sağlanmadığı, suçluların cezasız kaldığı konusunda toplumsal inancın yerleştiği ülkelerde huzur, ekonomik kalkınma ve hatta toplumsal birlik sağlanamaz. Toplumun yargıya olan inancı azaldıkça bir arada yaşama arzusu, geleceğe umutla bakma duygusu azalır. Kişilerin kendilerinin ve ailelerinin geleceği konusundaki yaşayacakları endişe toplumsal gelişmeyi yavaşlatır.  Yayınlanan son kamuoyu araştırmasında yargıya duyulan güvenin daha da azaldığı görülmekte. “En çok güven duyduğunuz kurum hangisidir?” sorusuna “Yargı” cevabını verenlerin oranı yüzde 1,4 olarak ölçüldü. Soruya cevap verenlerin yüzde 18,2’si hiçbir kuruma güven duymadığını söyledi. Bu rakamlar bir arada yaşama duygumuzun giderek çözüldüğünü gösteriyor.  Yargının tarafsız ve bağımsız, hukukun üstün, yargıcın güvenceli olduğu bir sistem kurulmadıkça bu durum daha da kötüye gidecek ve başta ekonomik kriz olmak üzere yaşadığımız temel sorunları çözemeyeceğiz" dedi.

Narin istisna değil

Narin Güran cinayetinin münferit olmadığını dile getiren Murat Aydın, sorunları çözen ve adaleti sağlayan bir devlet mekanizmasını ihtiyaç olduğunu belirterek,  "Küçük yaşta bir çocuğun önce kaybolması sonra da ölü olarak bulunması hepimizi derinden yaraladı. Narin’in öldürülmesine dair adli soruşturma halen devam ediyor. Hepimiz bu soruşturmanın etkin şekilde yapılmasını, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Ancak yaşadığımız olayın münferit bir olay olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çocuğu bir birey olarak görmeyen, onu ailenin ya da içinde bulunduğu toplumun malı olarak gören anlayış değişmedikçe, devletin çocuk koruma sistemi kurulup etkin şekilde çalıştırılmadıkça başka olaylarla da karşılaşacağız. Narin’in öldürülmesi toplumun dikkatini çektiği ve infial yarattığı için görünür oldu ancak bugün ülkemizin birçok yerinde benzer olaylar yaşanıyor. Savcılıklarda onlarca Narin soruşturması devam ediyor, mahkemelerde benzer davalar görülüyor.  Suç mağduru olan, suça sürüklenen çocukların korunmasına ilişkin etkin mekanizmalar kurmalıyız. Çocukları sadece mağdur olduklarında ya da suç işlediklerinde hatırlayan değil her zaman koruyup kollayan, sorunlarını çözen bir devlet mekanizması oluşturmak zorundayız. Siyasi iktidarın yeterince çalıştırmadığı çocuk koruma sistemine dikkat çekmeliyiz. Kadınlara ve çocuklara yönelen şiddetin sadece cezalarla önlenemeyeceğini bilerek etkin çözüm yolları üretmek zorundayız. Böylesi bir sistemi oluşturmanın ülkemiz için bir gereklilik olduğunu görerek günlük siyasi çekişmelerin ötesinde konuya bakmak, aklıselimle hareket etmek hepimiz için görevdir. Bugün Narin’in başına gelenlere üzülen herkesi bu konuda çaba sarf etmeye, yeni Narinler olmaması için samimiyetle gayret göstermeye çağırıyoruz" diye konuştu. 

Yargı toplumu yönlendiremeyecek

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret suçlamasıyla yargılandığı davanın siyasi ve yönlendirilmiş olduğuna dikkat çeken Aydın, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'na açılan davanın hukuki hiçbir yanı yok. Söylediği söz suç teşkil etmiyor. Herkes biliyor zarların hileli olduğunu. Bunu tartışmak hukuka zararlı olur. Bu dava açıkça siyasi bir davadır. Bu hukuksuz kararın kaldırmasını diliyoruz. İstinaf mahkemesi İmamoğlu'nun mahkumiyet kararını onaylasa da son sözü Yargıtay söyleyecek. Başkan hakkında siyasi yasak kararı çıkmış olmayacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu görevinin başında olmaya devam edecek. Başkanlığını en iyi şekilde sürdürmeye devam edecek. Toplumun siyasi tercihlerini yargısal kararlarla değiştirmeye ya da yönlendirmeye çalışanlar bir kere daha kaybedecek. Eğer istinaf mahkemesi kararı onaylarsa yargıtaydan dönüşünü siyasi iktidar göremeyecektir. CHP böylesi bir karara olabilecek en sert tepkiyi verecektir" dedi. 

Çeşme projesini yapamayacaklar 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın rafa kaldırılan Çeşme Projesi'ne ilişkin, 'gecikmeli de olsa hayata geçecek' sözlerine tepki gösteren Aydın, "AK Parti, iktidarı hukukla bağını kopartmış durumda. Onlar hukuki ancak kendi işlerine yaradığında araç olarak kullanan bir siyasi anlayışa sahipler. Çeşme projesi, kamu yararı taşımayan çeşme halına ve İzmir halkının yararına olmayan rant projesidir. Hukuka aykırıdır ve mahkemeyle tescil edilmiştir. İktidar benzer olaylarda olduğu gibi orasıyla burasıyla oynayarak özünde değiştirmeden karar olacaksa bu kendilerinden beklenir. Bu karara karşıda belediyelerimizin ve CHP’nin hukuki mücadelesi sürecektir. Derdimiz iktidara karşı olmak değil halkın yanında durmaktır. Buna karşı durmaya devam edeceğiz ve o projeyi yapamayacaklar" diye konuştu.

Muhabir: BATUHAN KAYA