CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, şunları kaydetti: 

"Artık bir rezaleti ifşa etmenin de zamanı geldi. Ahmet Özer tutuklandığı gün Adalet Bakanlığı'na yazı yazdık. Normalde milletvekilleri istedikleri anda ve bekletilmeksizin tutuklu ve hükümlülerle görüşürler. Buna suç terörse Adalet Bakanlığı'nın bilgisiyle maddesi var. Ve bugüne kadar ben Cezaevi Komisyonu üyesi olarak 2011 - 2015'te 174 cezaevine 300'den fazla ziyaret yaptım. Her siyasi partiden milletvekilini ziyaret ettim. Bu grup her görüşten hasta tutuklu ve hükümlüler için rapor yazdı. Her görüşten gazetecileri, her görüşten siyasi tutukluları ziyaret ettik. Bunun dışında bu grup ilk günden bugüne kadar kime başvursa bir gün içinde yazı gider, 28 gündür CHP'nin Genel Başkanı'na, genel başkan yardımcılarına, milletvekillerine Ahmet Özer'le görüşme evrakına cevap vermiyorlar. Adalet Bakanı'nı bizzat aradım. 'Bu hafta sonunu geçelim, pazartesiyi görelim.' Dedim ki 'böyle bir şey yok.' Bir aydır o pazartesi gelmedi. Haftalardır telefonlarımıza çıkmıyor. Yardımcısından rica ediyor 'Bakan çok mahcup oluyor izin veremediği için.' Ne izni? Ağızlarındaki bakla ne biliyor musunuz? 'Bakan Yardımcımız Akın Gürlek'e çok ağır konuşuyorsunuz.' Sen Ahmet Özer'le beni, milletvekillerini görüştürmeyerek benim muhalefetimi terbiye edeceksin öyle mi? Senin de sana o talimatı verenin de alnını karışlarım da sana minnet etmem. Hadsizliğin, hukuksuzluğun en tepe noktasındasınız.

"Bunların geldiği yer belli aynı FETÖ'deki abileri gibi"

Bir sözüm de Sayın Numan Kurtulmuş'a. Kendisini iyi niyetle aradım. Sonuna kadar hak verdi sağolsun. Aradı Bakanı. 'Size dönecekler' dediğinden beş gün sonra bir daha aradım Numan Bey'i. 'Mümkün değil, olur mu?' Bir daha aradı. Ses, soluk yok. Dün bu kürsüye çıkmadan önce dedim; bu parlamentonun, bu parlamentonun milletvekillerinin böyle bir tehdide, hesapta muhalefeti sansüre ve terbiye edilmeye karşı siz Meclis Başkanı olarak bu işi nasıl çözmezsiniz, nasıl çözemezsiniz Numan Bey? Bizden bekliyorlar ki Akın Gürlek'e laf söylemeyeceğiz. İlk günde söyledim. İkinci hafta da söyledim, üçüncü hafta da söyledim, şimdi bir daha söylüyorum; Akın Gürlek bu sarayın celladıdır, seyyar giyotinidir. Akın Gürlek'e bu Bakan'ın gücü yetmemektedir. Savcıdır o. Bakan HSK'nın Başkanı'dır. Onun sicil amiridir. Ama bunların geldiği yer belli ya aynı FETÖ'deki abileri gibi bu Bakan'ın imamı Akın Gürlek'tir.

"Olmaz olsun sizin izniniz''

28 gün sustuk. Utanmazlar, Allah'tan korkmazlar. Sandınız ki ben kürsüye çıkınca Akın Gürlek'e laf etmeyeceğim, o gün vereceksiniz ve olacak ki o bundan sonra böyle. 'Bizim Akın Gürlek'imize sarayın aparatlarına saldırılmazsa, terbiyeli uysal muhalefet yapılırsa o zaman vereceğiz.' Her salı çıktım söyledim yine de söyledim. Ama işin kötüsü nedir biliyor musunuz? Bu ülkede Adalet Bakanlığı makamında oturan kişi 'çarşamba günü bir daha görüşeyim de ikna edebilirsem izin vereyim' diyorsun ya yazıklar olsun sana yazıklar olsun o makama. Sen bu ülkede sağdan soldan tüm terör örgütlerinden o örgütlerin yöneticisi, öbür taraftan canlı bomba olana bile talebi halinde bir gün içinde izin veriyorsun. Bu Meclis'in komisyonu da gidiyor, tek tek milletvekilleri de gidiyor. Hangi suçlu olursa olsun. Neden diyorsun? Çünkü tutuklu olduğu zaman suçu ispat edilmemiş, sanık olduğu zamanda cezaevi koşulları sanık hakkıdır, insan hakkıdır. Bir tek kişiye bu sarayın aparatından dolayı izin vermeyip milletvekillerini terbiye etmeye çalışan bu anlayış, milletimize şikayet ediyoruz bu anlayışı. Yarın Abdullah Öcalan'la milletvekillerine görüş verilecek. Bugün Devlet Bahçeli bunu söyledi. DEM Parti de 'talepte bulunacağız' dedi. Abdullah Öcalan'a milletvekili yollayıp da Akın Gürlek kızıyor diye ana muhalefeti, belediye başkanına yollamayan bu iktidarı milletimize şikayet ediyorum. Olmaz olsun sizin izniniz."

İsrail ile ticaretin kesildiği söylemine toplum da inanmıyor

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin kesildiği yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Özel, İsrail ile ticaret konusunda yapılan kamuoyu araştırmalarını işaret ederek, iktidarın İsrail ile ticaretin kesildiği söylemine toplumun da inanmadığının altını çizdi. Özel, şunları kaydetti:

‘’Bu kürsüden defalarca Filistin’e, sahip çıkarken, Filistin’deki insalık dramını soykırımı katliamı kınarken hep şunu söyledik: ‘Siz bir yandan Filistin’e ağlıyorsunuz ama bir yandan İsrail’le ticaret yapıyorsunuz. Adamı yardan ittiriyorsunuz, anasına taziyeye koşturuyorsunuz’ dedik. Dedik ki ‘İsrail’le ticareti kesin!’ Önce ‘yapmıyoruz’ dediler. Mart ayında kanıtlarıyla ıspatlandı. Nisan ayında bir yazı yazdılar ‘İsrail’le ticareti bitirdik’ dediler. Eylül ayında burada anlattım, gemide giderken belge değiştirerek Yunanistan’a gidiyordu da, Yunanistan’a gitmiş, oradan İsrail’e gitmiş gibi yaparak, üçüncü ülkelerden dolanarak, hiç utanmadan Filistin’e yolluyormuş gibi belge düzenleyip, sanki Filistin’e gemi gidebiliyormuş gibi İsrail’le ticareti devam ettirdiler.

Bu konuda hiç utanmadan sıkılmadan da çıkıp İsrail’le ticaret bir yalan dediler. Saygın bir araştırma kuruluşu merak etmiş, demiş ki, ‘Türkiye’nin İsrail’le ticaretinin devam ettiğine dair tartışmalar kamuoyunda sürüyor, sizin bu konudaki görüşünüz hangisine yakındır?’ ‘İsrail’le ticaret devam ediyordur’ diyenler toplumun yüzde 79.7’si. ‘Ticaret devam etmiyordur’ diyenler toplumun yüzde 20’si. Tayyip Bey’e inananlar yüzde 20, inanmayanlar yüzde 80. Ak Parti seçmeninde inananlar yüzde 40, inanmayanlar yüzde 60. MHP seçmeninde inananlar yüzde 25, inanmayanlar yüzde 73. CHP’de, DEM seçmeninde, İYİ Parti seçmeninde (inanmayanların oranı) yüzde 94’lerde. Son seçimde oy verdikleri partiye göre oran bu.

İkinci soru, ‘Türkiye İsrail ile ticarete devam etmeli midir?’ ‘Etmelidir’ diyen yüzde 18, ‘etmemelidir’ diyen yüzde 82. Ak Parti’de ‘etmelidir’ diyen yüzde 20, ‘etmemelidir’ diye yüzde 80. MHP’de aynı. Tayyip Bey, bağımsız bir araştırma şirketi sormuş. Gördüm, dikkatimi çekti, koydum. Şimdi size söylüyorum güvendiğiniz üç şirkete yaptırın anketi, millet size mi inanıyor, bize mi inanıyor? Millet sizin gibi mi bizim gibi düşünüyor görelim bakalım. En güvendiğin üç şirkete yaptır, çıkar göster. Abonelik sistemiyle çalışan bütün şirketlere çağrımdır. Bu iki soruyu sorun, millet bu ikiyüzlülüğe inanıyor mu ve ikiyüzlülüğe geçit veriyor mu bir görelim bakalım. Tayyip Bey, hodri meydan. Sen mi doğru söylüyorsun, biz mi doğru söylüyoruz? Millet senin gibi mi bizim gibi mi düşünüyor bizim gibi mi düşünüyor? Hodri meydan bakalım görelim!’’

Saadet Partisi'nin (SP) haftasonu düzenlenen 9'uncu Olağan Kongresi’nde de "Katil İsrail, iş birlikçi AKP" sloganlarının atılması dikkat çekmiş SP’nin önceki Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu konuşmasında "Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar" demişti.

Kaynak: ANKA