CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “SGK’ya olan borçlarınızı tıpış tıpış ödeyeceksiniz. SGK’ya en borçlu 10 belediyenin 7’sinin CHP’li olması bunların en tepesinde de 10 milyar liralık borcuyla İzmir'in bulunması tabii ki tesadüf değildir. Bunların belediyeleri arpalık olarak gördüklerini biz zaten söylüyorduk” ifadelerine yanıt verdi.

CHP’li Bakan’dan Erdoğan’a İzmir yanıtı

CHP’li Murat Bakan’ın açıklaması şu şekilde: “Şahsı, bakanları, vekilleri hepsi işi gücü bıraktı İzmir ile uğraşıyor. Kafayı İzmir ile bozdular. İzmir’i her fırsatta karalıyor, hor görüyor. İzmir, kendi kaynaklarıyla ayakta duran bir kent. Merkezi iktidarın bilinçli olarak hizmet etmediği bu kente, yerel yönetimler kendi öz kaynaklarıyla İzmir’e yatırım yapıyor, İzmir’in sorunlarını çözüyor. Herhalde bunu sindiremiyor diye düşünüyorum.

İzmir ödediği verginin ne kadarını kamu yatırımı olarak geri alıyor, biliyor musunuz? İzmir, 430,5 milyar TL vergi verip, karşılığında sadece 18 milyar TL kamu yatırımı alıyor. Yani, merkezi bütçeye verdiği 100 liranın sadece 4 lirasını geri alabiliyor. Bu, elbette tesadüf değil, iktidarın bilinçli tercihi. Bu, AKP’nin kendinden olmayana uyguladığı politika.

Sanayisiyle, tarımıyla, turizmiyle, ihracatıyla Türkiye ekonomisinin can damarı İzmir’e merkezi iktidar olarak, yatırım yapmayacaksınız ama sürekli öz kaynaklarıyla kente büyük yatırımlar yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni hedef alacaksınız. İzmir’i ve seçmenini öteki görüp İzmir’den aldığı vergilerle Afyon’a uçakların uçmadığı yolcu garantili havalimanı yapan iktidarın, her gün İzmir’i hedef alıp karalaması acınası bir haldir.

Tek amacınız İzmir’i ele geçirmek

İzmir Büyükşehir Belediyesi, devletin yapmadığını İzmir’e yaptı ve yapmaya devam ediyor. İzmir kara, deniz ve raylı sistemin birbirine entegre olduğu bir kent. Toplu ulaşımdaki başarısı örnek bir kent. En uzun banliyö hattını İzmir Büyükşehir Belediyesi tek başına yapmıştır. Ulaştırma Bakanlığı sadece var olan tren yolunu tahsis etmiş, yapması gereken sinyalizasyonu bile yapmayı becerememiştir. İstasyonlarıyla, vagonlarıyla, sinyalizasyonuyla her şeyini kendi kaynaklarıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi yapmıştır. Kentteki alt geçitler, üst geçitler, liman yatırımlarıyla ilgili her türlü ulaşım hizmeti konusunda İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi üstüne düşeni yapmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklemesi gereken Agora ve Smyrna arkeolojik kazıları yine İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ileri biyolojik artıma tesisleri kurmuş bir yerel yönetimdir, örnektir.

Körfez konusundaki tavırları da aynı politika tercihinden geliyor. Amaç Körfez’i kurtarmak olsa, hem kendi üstüne düşen sorumlulukları yerine getirirler hem yerel yönetimlerle iş birliği yaparlar. İkisi de yok. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kirlilik kaynaklarının denetlenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması konusunda üstüne düşeni yapmıyor. Londra Thames Nehri Temizliği, ABD’de Chesapeake Körfezi Restorasyonu, Çin’in Taihu Gölü Restorasyonu, Singapur Nehri Temizleme Projesi gibi örnekler büyük ölçekli çevre sorunlarının çözümünde merkezi hükümetlerin liderlik rolünün ve yerel yönetimlerle iş birliğinin önemini açıkça ortaya koyan örnekler. Konu İzmir olunca geri duruluyor. Dünya örneklerinde ve İzmit Körfezi’nde gördüğümüz gibi, liderlik rolünü üstlenmek, elini taşın altına koyarak finansman sağlamak ve sorumluluğu paylaşmak noktasında adım atmıyorlar. Aksine tüm yükü ve sorumluluğu yerel yönetime yüklüyorlar. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerimiz bir yandan iktidarın yapmadığı yatırımı İzmir’e yapmak için çabalarken diğer yandan da bunların yağma, talan ve rant projeleriyle mücadele ediyor. Çeşme Projesinden tutun, Karaburun’dan Kemalpaşa’ya, Selçuk’tan Foça’ya kadar doğamızı ve yaşam alanlarımızı tehdit eden JES’ler, RES’ler, taş ocakları, maden ocakları gibi projelere karşı mücadeleyi sürdürüyoruz.

AKP belediyelerimizi borçlar üzerinden yıpratmaya çalışacağına, kendisinin İzmir’e olan borçlarına ve günahlarına bakmalı. Söz verip yapmadığı onlarca vaadin, yapamadığı için milyarlarca lira kamu zararına sebep olduğu projelerin hesabını vermeli AKP.

Mesela Kaklıç Havaalanı projesi, mesela ikinci çevre yolu projesi… Çandarlı Limanı’ndaki kamu zararı bugünün kuruyla 4,2 milyar TL. Siz, Halkapınar-Otogar Metrosu için bu yıl bütçeden 3 bin TL ayırdınız. Var mı bunlara açıklamanız? Hem İzmir’den aldığın parayı İzmir’e vermiyorsun, hem de sanki kendi cebinden harcıyor gibi davranıyorsun. Hem belediyemize para vermiyorsun hem kamu yatırımı yapmıyorsun hem kentimizi hedef alıyorsun. Biliyoruz ki tek amacınız İzmir’i ele geçirmek. Başka hedefiniz yok. Siz de biliyorsunuz ki İzmirlilerin sizin siyasi oyunlarına karnı tok. Bunu her seçimde deneyimliyorsunuz ve deneyimlemeye de devam edeceksiniz.

Sayın Cumhurbaşkanı içine sindirmeli artık

Cumhuriyet Halk Partisi, son yerel seçimde birinci parti çıkmış ve yerel yönetimlerde iktidar olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı bunu içine sindirmeli artık. Cumhuriyet Halk Partisi, sanayi, turizm, ihracat başta olmak üzere ekonominin kalbinin attığı kentleri yönetiyor. Sayın Cumhurbaşkanı bunu da sindirmeli içine. Cumhuriyet Halk Partisi, ülke nüfusunun yüzde 60’ına sosyal belediyecilik ile hizmet ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı bunu da sindirmeli. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Cumhuriyet Halk Partili belediyeler asgari ücretlinin, emeklinin, kadının, çocuğun, öğrencinin, esnafın, işçinin, çiftçinin, engellinin, depremzedenin içinde bulunduğu durumu görüp ellerindeki sınırlı kaynağı onlar için de kullanıyor, hayatlarını biraz olsun kolaylaştırmak için çözümler üretiyor. Sayın Cumhurbaşkanı içine bunu da sindirmeli.

CHP’li belediyelere baskıyı arttırarak, zor sokarak, halkın hizmetini aksatarak bizi yıpratacaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Hiçbir CHP’li belediye, Erdoğan’ın ‘silkeleyin’ emirlerine de tehditlerine de emri altındakilerin uygulamalarına da boyun eğmez. Tüm CHP’li belediyeler, tıpkı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yıllardır yaptığı gibi, kendi öz kaynaklarıyla ve yüksek kredibilitesi sayesinde aldığı kredilerle kentine ve halkına hizmet etmeye devam eder.

Milletin aklını ve hafızasını hafife almayın

Son olarak… Bu milletin aklını ve hafızasını hafife almazsanız iyi edersiniz. Zira sırtını saraya dayayıp kamu kaynaklarıyla beslenenleri bu millet unutmaz. Ve affetmez. Tahir Büyükakın yönetimindeki Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yıllarca ‘en borçlu belediye’ ünvanını kimselere bırakmadığını, geçen yıl 30 mahalli idarenin toplam 10 milyar 552 milyon 888 bin TL olan Hazine borcunun 5 milyar 767 milyon TL’sinin AKP’li başkanlar ya da kayyumlar tarafından yönetilen kurumlara ait olduğunu, bizzat kendi kurmayının deşifre ettiği ama yine ödüllendirip oğlunu milletvekili olarak Meclis’e gönderdiğin şahsın Ankara’yı parsel parsel sattığını da bu millet unutmayacak ve affetmeyecek.

Bu millet, taş taş üstünde kalmamış kentte, acı içinde yalnız ve çaresiz haldeki insanlara ‘Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı’ sözlerinin sahibini de unutmayacak ve affetmeyecek.

Biz, büyük bir ekonomi yönettiğinin ve nüfusun yarısından fazlasına doğrudan dokunarak hizmet ettiğinin bilincinde olarak, Saray’ın şatafatının halkı ezdiği bu dönemde her zaman ezilen halkın ihtiyaçlarını önceleyerek çalışmaya devam edeceğiz. Bu düzeni değiştireceğiz.”

Kaynak: BÜLTEN