Diyarbakır'da 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın (8) cesedi, arama çalışmalarının 19’uncu gününde dün mahalleye 2 kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi’nde çuval içinde üzeri taşla kapatılarak gizlenmiş halde bulunmuştu. Küçük kızın cenazesi, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi işlemlerinin ardından dün sabah saatlerinde mahalle mezarlığına defnedildi. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Narin Güran ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Dün sevgili Narin’i sonsuzluğa uğurladık, üzgünüz, kederliyiz, yastayız. Ama en çok da öfkeliyiz… Okula gönderecekken, toprağın altına bıraktığımız bu kaçıncı küçük beden. Bu ayakkabıları giydirecekken, beyaz kefen giydirdiğimiz bu kaçıncı çocuk?
Dün Rabia Naz bugün Narin
Dün yasımızın adı Rabia Naz’dı. Sonra Leyla, Özgecan, Senem oldu. Bugün ise Narin. Kız çocuklarımızın sadece isimleri değişti ama yaşadıkları hiç değişmedi.Değiştiremedik!
Bu ülkede çocuk ölümleri olmasın diye geçen yasama döneminde benim de üyesi olduğum ölümü şüpheli olan Rabia Naz ve diğer çocuklarımız için bir Araştırma Komisyonu kuruldu. Peki ne oldu?
İktidar üyelerinin, bizlerin çözüm önerileri ve ayrıca koyduğumuz şerhler ile bir rapor yazıldı. O önerilerin hiçbiri de hayata geçirilmedi.
Düşünebiliyor musunuz? Çocuk ölümlerinin durdurulması için meclis komisyonunun hazırladığı ve genel kurulda kabul edilen rapor, iktidar grubu tarafından hayata geçirilmedi. Medyada şiddeti onaylayan mesajlar verilmesin, ailelere ihmal ve istismara karşı eğitim verilsin, okullar aileleri ve çocukları bu konuda takip etsin denildi, ancak her gün olayların artarak devam ettiğine şahit oluyoruz. Birçok öneri ortaya konuldu ancak bunların hepsi Meclis’in tozlu raflarında çürümeye bırakıldı. O komisyondan bugüne alınan önlemleri konuşamıyoruz. Çocuklarımızın geleceğini konuşamıyoruz.
Kader değil, tesadüf değil, çaresizlik değil
Bu kader değil, bu çaresizlik değil. Bu tesadüf de değil. Bu, iktidarın kız çocuklarına, kadınlara bakış açısının yarattığı kötülüktür. Bakın Rabia Naz Vatan ve şüpheli çocuk ölümlerini Araştırma Komisyonu’nda itirazlarda bulunmuştuk. 'Keşifleri doğru dürst yapmadınız' dedik, 'soruşturma sürecine müdahale edenler varsa araştırmadınız' dedik, 'kolluk kuvvetlerinde olay yeri incelemede liyakatsizlik var' dedik. Dediğimiz hiçbir şey duyulmadı, Rabia Naz’ın ölümü şüpheli kaldı, O’nun ölümünün şüpheli kalması faillerin cesaretlenmesine neden oldu. Bugün önü alınamayan ölüm vakalarını konuşuyoruz. Bu yüzden öfkeliyiz. Çünkü biz çocuklarımızı kara toprağa değil, okula göndermek istiyoruz.
Narin'in anısına ayakkabı
Anadolu’da bir adet vardır. Biri vefat ettiğinde en sevdiği ayakkabısı kapının önüne bırakılır. Bugün bu ayakkabıları Narin’in aziz hatırası için kapının önüne bırakacağım. Artık tek bir çocuğumuzun göz yaşına dahi tahammülümüz kalmamıştır. Mücadelemiz bu ayakkabıların kapı önlerine, delil torbalarına değil bayram geceleri yastık altına koyulana kadar devam edecektir. Bu nedenle kimse susmamızı beklemesin. meclis raporların gereğini yapmalı. Öncelikle Meclis'i, kabul edilen raporlar doğrultusunda hareket etmeye, sonra da anneleri, kız kardeşleri, bütün kadınları Narin’in kısılan sesine ses olmaya davet ediyorum.