Bankalar düzenlemeye gidiyor, çekim limitleri artıyor: ATM'lerde yeni dönem! Bankalar düzenlemeye gidiyor, çekim limitleri artıyor: ATM'lerde yeni dönem!

Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Manisa'da da zirai don meydana geldi. Don nedeniyle kentte bulunan birçok üzüm bağı tamamen hasar gördü. Bu da çiftçilerin zarar etmesine ve üretemez duruma gelmesine neden oldu.

Konu ile ilgili Çitçiler Sendikası Çiftçi-Sen bir açıklama yayınladı. Açıklamada, dondan hasar gören alanların afet bölgesi ilan edilmesi istendi. Yapılan açıklamada, termik santraller, HES, GES, RES, JES gibi enerji yatırımlarının iklim krizine yol açtığı, doğanın katledildiği bu yüzden de madencilik faaliyetlerinin ve enerji yatırımlarının durdurulması gerektiği belirtildi.

İklim krizi nedeniyle de tarım ürünlerinin zarar gördüğünün belirtildiği açıklamada, talepler sıralandı.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: İnsan eliyle yaratılan ekolojik yıkımlar, doğanın ve atmosferin kirletilmesi sonucu oluşan küresel iklim krizi beklenmeyen mevsim dışı doğa olaylarına neden oluyor. Bu da tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor, çiftçilerin zarar etmesine, üretemez duruma gelmesine ve iflasına neden oluyor.

İklim krizinin son mağdurları da sofralık üzüm üretim merkezi olarak bilinen Manisa’daki üzüm üreticileri oldu.10 Nisan sabaha karşı Manisa’nın hemen hemen tüm ilçelerinde dalgalı bir şekilde meydana gelen ani soğuk ve ayaz üzüm bağlarında büyük hasarlara yol açtı. Ayaz ve don olayından aşırı etkilenen üreticilerin büyük bir çoğunluğu hasatta borçlarını ödeyemeyecekleri gibi; gelecek yıl üretimi devam ettirebilecekleri ve yaşamlarını sürdürebilecekleri gelirlerini de kaybetmiş durumdadırlar. Üstelik 2024 yılı Mayıs ayında 2023 yılı mahsulü fiyatı 100 TL ye kadar yükselen kuru üzümün fiyatı 2024 yılı hasat döneminde aynı kalmış fiyatı yükselmemiş hatta 100 TL nin altına gerilemiştir. Çiftçiler fiyat sıkıntısı yaşarken şimdi de iklim krizinin olumsuz etkilerini yaşar hale gelmişlerdir. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ; 2014 yılında yaşanan büyük zirai don olayından sonra tarihimizin en büyük zirai don olaylarından birini yaşadığımızı söyleyerek tüm üreticilere ve çiftçilere “geçmiş olsun” temennisinde bulunmanın, Tarım Sigortası yaptıran üreticilere “Alo TARSİM 172 İhbar Hattı’na Hasar İhbarında Bulunun” uyarısının ötesinde herhangi bir somut çözüm önerisini sunmamıştır.

TBMM’nde sözde “İklim Yasası” gündemdedir. Ama Madenciliğin, Enerji yatırımlarının (Termik Santrallerin, HES’lerin, GES’lerin, RES’lerin, JES’lerin) İklim krizine yol açtığı bilindiği halde ne Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ne de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan bu konuda ses çıkmıyor. Bol miktarda yeni maden ruhsatları veriliyor, ormanlar katlediliyor, yeni enerji yatırımlarıyla tarım arazileri, yeraltı ve yerüstü suları kirletiliyor, yok ediliyor.

Çiftçi-Sen olarak diyoruz ki;

-Doğayı katledip İklim krizine yol açan Madencilik faaliyetleri, enerji yatırımları durdurulmalıdır.
- İklim krizinden aşırı etkilenen bölgeler “Afet Bölgesi” ilan edilmeli, üreticilere devlet tarafından telafi edici ödemeler yapılmalıdır. Üzüm üreticilerinin bankalara ve kamuya olan borçları en az bir yıl faizsiz ertelenerek taksitleri yıllara bölünmelidir. Verimlilik kaybı yüzde 30 ve üzeri olan üreticilere, üretimleri sürdürebilmeleri için faizsiz kredi verilmelidir.
-İklim krizine dayanıklı olan tarımsal üretim tarzı agroekolojik üretimdir. Üreticilerin üretimleri sürecinde zirai kimyasallardan ve şirketlere bağımlı girdilerden kurtulmaları için Hükümet ve yerel yönetimler agroekolojik üretime ilişkin araştırmalara yönelmeli, bu konuda üreticilere eğitimler vermelidir. Kamu agroekolojik üretime yönelen üreticilere teşvikler vermelidir.

Muhabir: ALEYNA ARSLANBAŞ