Çiğdem Bayraktar Ör, 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve 'kamu görevlisine görevini yerine getirdiği için hakaret' suçlamalarıyla gözaltına alındı. İşte detaylarıyla Çiğdem Bayraktar Ör kimdir? Tarihçi Çiğdem Bayraktar Ör neden gözaltına alındı? sorularının yanıtları haberimizde yer almaktadır...
Çiğdem Bayraktar Ör kimdir?
1981 yılında İstanbul’da doğan Çiğdem Bayraktar Ör, Marmara Üniversitesi mezunu olup, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde yüksek lisans yapmıştır. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamlayarak akademik kariyerine devam eden Ör, modern Türk tarihi ve uluslararası ilişkiler konularındaki çalışmalarıyla tanınmaktadır.
Bir dönem Tele1 ekranlarında "Türkiye'nin Gündemi" adlı programın sunuculuğunu üstlenen Ör, aynı zamanda İyi Kitap Yayınevi’ni kurarak burada yayın yönetmenliği yapmıştır. Ör, evli ve iki çocuk annesidir. Eşi, Hereke Halı'nın CEO’su Erhan Ör’dür.
Çiğdem Bayraktar Ör'ün kitapları
- Biz Kimiz
- Zoraki Demokrasi
- Türkiye'nin İsrail Politikası
- Sonrasız
- Staj
- Sevgili
- Sör Siyonist İngiltere'den Filistin’e Toprak Kavgası
Tarihçi Çiğdem Bayraktar Ör neden gözaltına alındı?
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Çiğdem Bayraktar Ör’ün sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım nedeniyle soruşturma başlattı. Ör, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlamalarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube ekiplerince gözaltına alındı.
Çiğdem Bayraktar Ör, işlemleri yapılmak üzere emniyete götürüldü. Gözaltına alınma durumu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından X platformu üzerinden duyuruldu.
Çiğdem Bayraktar Ör sosyal medya hesabından şu paylaşımı yapmıştı:
"AKP ve onun yoz iktidarı…
Asla Cumhurbaşkanı olma vasfı taşımadan Cumhurbaşkanı olabilmiş “diplomasız”, liyakatsız, kinden beslenen partili Cumhurbaşkanı 50 bin insanı katletmiş, “son kullanma tarihi” çoktan geçmiş teröristi meclise çağırırken karşısına dikilenlerin hapse girmesine ses çıkarmayan ‘iktidar eş başkanı’ Bunların “her devrin adamı” dalkavukları Adaletsizliğe karşı durmayan Adalet Bakanları Bebeklerimiz yoğun bakımda katledilirken, katleden hastaneye ödül veren Sağlık Bakanlığı’nın işini nasıl yaptığı/yapamadığı belli,
hala istifa etmeyen Sağlık Bakanı İnsanlar çoluk çocuk kar ayazında cayır cayır yanarken yine işini yapmadığı açıkça belli, sorumsuz ve denetimsiz, hala istifa etmeyen Turizm Bakanı Kolonların kesildiğini, kaçak yapıların büyütüldüğünü, kumdan binalarda insanların öleceğini bilen, can ve mal güvenliğini sağlayacak afet riski önlemlerini almayan, gözler önündeki her türlü çarpıklığı görüp de gerekeni yapmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları
İsteyenin ülkeye elini kolunu sallayarak giriş yaptığı, asayiş ve güvenlik bırakmayan sığınmacı sorununa yurttaşın tepkisini önemsemeyen, milyonlarca kaçağın güvenliğimizi yerle bir etmesine olanak tanıyan İç İşleri Bakanları Yabancıya kolayca vatandaşlık yolunu açan, Türkiye'de “çalışma izni almaksızın” çalışma ve ikamet hakkı veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları Pandemide piyasanın üstünde bir fiyatla kendi bakanlığına dezenfektan satabilen Ticaret Bakanı Ona yatırım desteği vermiş Sanayi ve Teknoloji Bakanları Bilimle, denetimle önlenebilecekken meydana gelen Çorlu tren faciasında sorumluluk üstlenmeyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Kendi evini Kızılay’a bağışlayan Cumhuriyet Bakanı Refik Saydam’dan nerelere düştüğümüzün resmi olan, çadır satan Kızılay Başkanı Bu çağda dört başı mağrur konteynırlar yerine insanları çadır kentlere mahkum eden, yönetemeyen ama hala yönetim ısrarında bulunan doyumsuz iktidar aparatları
Beynini kiraya vermiş, onurunu terk etmiş, bir koltuk uğruna önceden dediğini kolayca yutmuş, bu yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler İlkokul mezunu, ne “first” ne de “leydi” olan ama Tıp Kongresi’nde konuşabilen, çantasını başkasına taşıtan Emine Erdoğan Mahalle kahvesinde pişpirik atarken konuşur gibi konuşan ve kendine “gazeteci” diyen cahiller ve hainler Durumun tomografisini çeken gazeteciler, akademisyenler, yurttaşlar bir bir susturulmaya çalışırken “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen omurgasızlar Baskı ve zorbalıkla beslenenler, sizler daha nereye kadar gidebilirsiniz?!
Tarih sizlerden çok gördü. Hepsinin de sonu aynı oldu BOP sürüleri! Sizden korkan sizin gibi olsun. Susmayacağız, korkmayacağız! Bu devir de benzerleri gibi geçecek."