Tüm Bel-Sen İzmir 2 Nolu Şube, Çiğli Belediyesi İş Yeri Temsilciliği; Çiğli Belediyesi'nin önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Gerçekleşen basın açıklamasında, Çiğli Belediyesi'nde görev alan personellerin toplu iş sözleşmelerinde yaşanan gecikmelere vurgu yapıldı. Açıklamada ayrıca, belediye personellerinin geciken maaşlarının halen tahsil edilemediği belirtildi.


Tüm Bel-Sen İzmir 2 Nolu Şube, Çiğli Belediyesi İş Yeri Temsilciliği tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında, "Bizler, Çiğli Belediyesi’nde memur olarak görev yapan kamu emekçileriyiz. Emekçiler olarak, ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik yıkımı derinden hissediyoruz. Her geçen gün bu yıkımın daha da derinleştiğini, her geçen günün bir önceki günü arattığı bir süreçten geçiyoruz. Toplumun büyük bir bölümü derin bir yoksulluk yaşıyor ve açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Biz emekçiler, resmi olarak açıklananın katbekat üstünde yüksek enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor olsak da günbegün yoksullaşıyoruz. Vergi sistemindeki adaletsizlikler, tasarruf tedbirleri ve her ay açıklanan TÜİK verileri ekonomik krizin bütün yükünü biz emekçilerin sırtına yıkmaktadır. Kimi arkadaşlarımız krediler çekerek, bankalara yüksek faizlerle borçlanarak kirasını, çocuğunun okul taksitini ödeyebilmekte ve evine ekmek götürebilmekte; kimi arkadaşlarımız ise çektiği krediler yüzünden icra ve hacizlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada; kredi borcu olmayan, kredi kartı borcunu ödeyebilen, eksi ek hesaplarda olmayan neredeyse hiçbir arkadaşımız bulunmamaktadır." denildi.

Emekçinin cebinden tasarruf ediyorlar

Belediyelerin tasarruf planlaması yaparken emekçilerin cebini hedef aldığını belirten açıklama şu şekilde sürdü:
"Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizin yanı sıra görev yaptığımız belediyelerde de durum hiç iç açıcı değil. Yeni seçilen belediye başkanları, ekonomik krizden çok bir önceki belediye başkanlarının bıraktığını iddia ettikleri enkazlardan bahsetmektedir. Ancak yeni seçilen hiçbir belediye başkanı, kendi dönemine bırakıldığını iddia ettikleri enkazla ilgili hiçbir soruşturma açmamakta, hiçbir suç duyurusunda bulunmamaktadır. Bütün belediye başkanları en kolay yolu seçerek emekçiden, emekçinin emeğinin değerinden tasarruf etmeyi tercih etmektedir. Bugün Çiğli’de, Karşıyaka’da, Balçova’da, Konak’ta, Karabağlar’da ve diğer ilçelerde yaşanan işte budur. İşçisiyle memuruyla, emekçinin emeğinin değerinden tasarruf etmek bir zorunluluk değil, bir tercihtir ve en kolay tercihlerden biridir. Biz emekçilerin emeğinin değerini vermeyerek tasarruf olmaz. Biz memurlar bu kentte, bu ilçede bir bebeğin doğumundan, bir insanın ölümüne kadar her alanda bu kentin insanlarına, bu kente, bu kentin doğasına hizmet üretiyoruz. Fen işlerinden imar işlerine, temizlik işlerinden park ve bahçelere, zabıta hizmetlerinden veteriner işlerine, bu kentin kadınlarına, gençlerine, çocuklarına, mültecilerine, sosyoekonomik düzeyi düşük yurttaşlarına hizmet sağlıyoruz. Bir belediyeyi, iyi hizmet üreten bir belediye yapan; o belediyenin emekçileri ve o emekçilerin emeğidir."

Bize ekmek yoksa size huzur yok

Tüm Bel-Sen İzmir 2 Nolu Şube, Çiğli Belediyesi İş Yeri Temsilciliği tarafından yapılan açıklama, şu sözlerle noktalandı:
"Belediye başkanları seçim sürecinde aday olurken, aday oldukları belediyelerin sorunlarını biliyorlardı, aday oldukları belediyelerde görev yapan emekçilerin sorunlarını biliyorlardı. Sendikalarımızı ziyaret ederek bizlere sözler verdiler, bizlerin hakkını hukukunu koruyacaklarını ifade etmişlerdir. Görev yaptığımız Çiğli Belediyesi özelinde ifade etmek gerekirse, bütün belediye başkan adayları şubat ve mart aylarında toplu sözleşme iyileştirmelerimizin ödenmediğini biliyordu. Çiğli Belediye Başkanımız Sayın Onur Emrah Yıldız da adayken sendikamızı ziyaret ettiğinde, kendisinin de memuriyetten geldiğini ve ayın 15’inin önemini bildiğini ifade ederek, göreve gelir gelmez alacaklarımızın ödeneceğinin sözünü vermişti. Seçimden bu yana neredeyse 7 (yedi) ay oldu. Bu 7 (yedi) ayda bizlere alacaklarımızın ödeneceğine dair birçok kez söz verildi. Bizlerden elimizi taşın altına koymamız istendi, biz o taşın altına gövdemizi koyduk. Herkesin malumu, İzmir genelinde Toplu İş Sözleşmelerimize dair büyük bir mücadele yürüttük ve kazanımlarımızdan taviz vermedik. 1 Nisan 2024 tarihi itibariyle bitmiş olan sözleşmemizi 10 Eylül 2024 tarihinde imzalayabildik. Şubat ve mart ayı alacaklarımızın yanında sözleşmenin geç imzalanması nedeniyle sözleşme farklarımız da oluştu.
Bugün geldiğimiz noktada, Belediye yönetimi ile görüştüğümüzde, bütün alacaklarımızın ödenmesi başka şeylerin gerçekleşmesine bağlı olduğu bizlere ifade edilmekte, geçtiğimiz temmuz ayında da yine aynı şeylerin gerçekleşmesine bağlı olduğu söylenmişti. Geçtiğimiz temmuz ayında da alacaklarımız 1 (bir) ay içerisinde ödenecekti, bugün geldiğimiz noktada da alacaklarımızın 1 (bir) ay içerisinde ödeneceği bizlere söylenmektedir. Biz memurlar; artık somut olmayan, ileri bir tarihi belirten vaatler ve sözler duymak yerine, somut adımların atılmasını bekliyor ve alacaklarımızın bir an önce ödenmesini talep ediyoruz. Ödemeler gerçekleşene kadar, üyelerimizin alacağı her türlü kararı uygulayacağımızı buradan açıkça ifade ediyoruz. Son bir cümle olarak, emek mücadelesinin yoğun ve sıcak geçtiği yaz aylarından bugüne İzmir’deki hemen hemen bütün belediyelerde ifade ettiğimiz gibi; bize ekmek yoksa, size huzur yok."

Kaynak: HABER MERKEZİ