Bilge Can Ünbal Yılmaz /İZ GAZETE- Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yıkımlara neden olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler ardından yapılan enkaz kaldırma çalışmalarında ortaya çıkan kanserojen lif, asbest ve toksik tozlar, ilerleyen yıllarda kanser basta olmak üzere ciddi hastalıklara neden olabilir. Bu sorunlarla karşı karşıya kalmamak için alınacak önlemleri konuştuğumuz Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi BDK Üyesi Helil İnay Kınay afet bölgesinde meydana gelecek çevresel sorunlara ve sonuçlarına ilişkin uyarılarda bulundu.

c4095ba1-6430-4b50-a84a-68c50b4271ce

Görünmeyen boyutu

Çok büyük bir alana yayılan yıkımla ilgili en acil ihtiyaçları sıralayan İnay Kınay, “Depremden bugüne geçen günlerde bölgedeki koordinasyonsuzluk ve eksiklikler felaketin boyutlarını da büyüttü. Arama kurtarma çalışmaları bir yana depremden kurtarılan vatandaşların toplanma ve barınma alanlarında sağlıklı ve güvenli koşullarının sağlanması sürecinde temel ihtiyaçların bile karşılanmadığı bir süreci yaşıyoruz. Sadece yıkım değil, yıkımın getirdiği çevresel sorunlar ve sağlık riskleri bölgede yaşayanları ve afet sonrası çalışmalar için bölgede bulunan tüm görevlileri olumsuz etkiliyor. Su, tuvalet, duş, temizlik ihtiyaçlarının karşılanamaması, kanalizasyon, çöpler, bölgede oluşacak salgın hastalıklar ve diğer sağlık sorunları felaketin görünmeyen boyutları olarak karşımızda duruyor. Şu an en önemli ihtiyaç afet bölgesinde temel çevresel altyapı ve hijyen koşullarının sağlanması” dedi.

Yetersiz kaldı

Deprem bölgesinde henüz temel ihtiyaçların bile karşılanmadığını söyleyen İnay Kınay, “Bir taraftan afet bölgesinde yaşamın getirdiği sorunlar, diğer taraftan yıkım atıkları ve enkaz kaldırma çalışmaları kapsamında oluşan sorunların çözümü için gerekli teknik önlemlerin alınması, bölgede bulunanların koruyucu maske eldiven .vb. sağlık güvenlik ekipmanlarına sahip olması gerekiyor. Ne yazık ki gördüğümüz görüntüler temel ihtiyaçların bile karşılanmadığı noktada bu önlemlerin yetersiz kaldığını ve bundan sonraki süreç için de sağlık sorunlarının ortaya çıkacağını gösteriyor” diye konuştu.

Bertaraf edilmeli

İnay Kınay aktardığı bilgilere göre yıkımlar ve yıkım sonrası ortaya çıkan yıkıntıların kaldırılması/depolanması konusu ülkemizde mevzuatlarla tanımlanmış olsa da uygulama ve denetimlerdeki yetersizlikler çevre ve halk sağlığı açısından riskler oluşturuyor. İnay Kınay, bu risklerden birinin de eski binaların yıkılmasıyla oluşan asbest olduğunu söyleyerek, “Bu risklerden birisi olan binaların hemen hemen pek çok kısmında bulunan asbest ise toplum sağlığı açısından büyük bir risk arz etmektedir. Eski binaların yapımında kullanılan malzemeler arasında yer alan asbestin, binaların yıkımı safhasında ayrıştırılması ve bertarafı ile ilgili oluşabilecek çevresel risklerin doğru yönetilmesi önem taşımaktadır. Bu sürecin özel yöntemlerle, çalışanlar için kullanılacak özel ekipmanlarla çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde önlemlerinin alınarak gerçekleştirilmesi, oluşan atıkların tekniğine uygun olarak bertaraf edilmesi gerekmektedir” uyarısında bulundu. Asbest ile ilgili alınacak önlemlerin yaşamsal önem taşıdığının da altını çizen İnay Kınay, “Asbest, solunum ya da içme suyuyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Asbest lifleri havayla alındığında bu liflerin büyük bölümü hava yolları hücrelerinde birikir. Bölgede yürütülen enkaz kaldırma çalışmaları ve ağır hasarlı olan yıkılacak bina sayısı değerlendirildiğinde bu faaliyetlerin yaratacağı çalışan personel ve bölgede yaşamını sürdüren, ikamet eden vatandaşlarımız için de çevresel ve sağlık risklerini ortaya koymak ve gerekli tedbirleri almak gerekmektedir. Ağır hasarlı binalardan başlayarak yapılan yıkım sürecinde asbest envanteri, atık yönetim planı vb. çalışmalar gerçekleştirilerek binaların mevcut durumu ve yıkım sürecinin nasıl yürütüleceğinin planlanmasına yönelik değerlendirmeler yoktur. Bu çalışmaların kontrollü, planlı ve ilgili önlemler alınarak uzman personel tarafından yürütülmesi, denetiminin etkin gerçekleştirilmesi yaşamsaldır” seklinde konuştu.

Asbest tehlikesine karşı acil alınması gereken önlemler;

•          Enkazlar profesyonel ekiplerce kaldırılmalıdır. İş makinelerinin çalıştırılma sekli etrafa asbest yayılmasın azaltabilecektir.

•          Uygunsuz ve ağıtı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir.

•          Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması kaldırılan tozun etkisini azaltacaktır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına sulama eşlik etmelidir.

•          Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir.

•          Enkaz kaldırma çalışmalarına katılanların "FFP2" veya "FFP3" tipi yüksel koruyucu maske kullanması sağlık açısından bir zorunluluktur. Bu bağlamda bu tür maskelerin bölgeye ulaştırılmak gerekmektedir. (Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir.)

Asbest nedir?

Asbest, dünyada özellikle 1980’li yıllardan önce yapılmış binalarda; yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, ara duvarlar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kazanlar, kaloriferler, yalıtım ceketleri, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, kağıt ürünler, yangın battaniyeleri, pis su boruları, eternit levhalar, ve derzlerdir vb. alanlarda yalıtım malzemesi olarak kullanılmıştır.  Asbestin insan sağlığına olan zararları fark edildikten sonra dünyanın birçok ülkesinde bu maddenin yeni bina yapımında kullanımı yasaklanmıştır. Ülkemizde de bu yasak bulunmaktadır. Ancak özellikle eski binaların yıkımı ile ve bu binalarda yapılacak her türlü bakım, onarım, restorasyon ve yıkım işlerinde çalışanların asbeste maruz kalma olasılığı yüksektir.  

Editör: Duygu Kaya