DİSK’e bağlı İletişim-İş Sendikası, özel çağrı merkezi çalışanlarına baskı uygulandığı iddialarıyla ilgili DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya DİSK Ege Bölge Temsilci Memiş Sarı ve İletişim-İş Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu katıldı.

İletişim-İş Sendikası olarak uzun yıllardır Türkiye'nin birçok bölgesinde ve farklı işletmelerde örgütlenme faaliyetleri yürütmekte olduklarını dile getiren Emreoğlu, “Bu faaliyetler kapsamında başta TELUS olmak üzere örgütlenme çalışmalarımızı birçok işletmede önemli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Ancak bilindiği gibi işçilerin sendikalı ve iş güvenceli koşullarda ekonomik ve sosyal haklarını elde etmesi karşısında başta baraj olmak üzere birçok anti-demokratik yasal ve keyfi uygulama söz konusu olmaktadır. Bugün gelinen noktada İletişim-İş Sendikası olarak barajı aşma konusunda örgütlenmemiz önemli bir aşamaya gelmiş durumdadır. Bu nedenle konfederasyonumuz DİSK' in de almış olduğu kararla, dayanışma içerisinde çalışmalarımızı en kısa sürede sendikal örgütlenme barajını aşma hedefiyle yürütmekteyiz” diye konuştu. 

Asılsız propagandalar ile işçilerin kafası karıştırılıyor

Yürütmekte olunan bu çalışmaların sabote edildiğini dile getiren Emreoğlu, “TELUS İnternational' da örgütlenme çalışmalarımız Çağrı-İş Sendikası tarafından sabote edilmeye çalışılmaktadır. Gerek antidemokratik sendikal yasalar ve gerekse birçok keyfi baskı uygulamalarının söz konusu olduğu koşullarda ve iş kolumuzda örgütsüz on binlerce işçi dururken bu sendikanın DİSK Konfederasyonumuz ve İletişim İş Sendikamız hakkında asılsız ve yalana dayalı propaganda yürüttüğünü öğrenmiş bulunuyoruz. TELUS işçilerinin kafasını karıştırmaya çalışarak örgütlenme ve toplu sözleşmeli sendikal hak mücadelesini engellemeye çalışan bu tutum sendikalı çalışma hakkı karşısına kişisel ve grupsal çıkar hesaplarının geçirilmesidir” dedi. 

Ağır koşullarda çalıştırılıyoruz

İletişim işkolundaki çalışanlara çağrıda bulunan Emreoğlu, “Birliğimizi bozmaya çalışan bu tutumlara karşı uyanık olmalı ve ne koşulda olursa olsun birliğimizi korumalıyız. Ağır koşullarda kuralsızca ve uzun sürelerle çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Nerdeyse günlük olarak vardiyalarımızın değiştirilmesi sorunu, keyfi izin uygulamaları, keyfi işten çıkarmalar ve mobbing gibi onlarca sorunla karşı karşıyayız. Bunun karşısında, insanca yaşayabileceğimiz ekonomik ve sosyal haklara sahip olmak üzere yürütmekte olduğumuz sendikal örgütlenme çalışmalarımızı ısrarla sürdürmekten geri durmamalıyız. Tam bir demokratik sınıf sendikacılığı anlayışıyla toplu sözleşme çalışmalarımızı birlikte yürüteceğimiz ve insanca yaşayabileceğimiz çalışma koşullarına sahip olmak üzere hedeflerimize emin adımlarla yürümeliyiz” diye konuştu.  

Sarı: Patronlar DİSK'ten korktuğunu bir kez daha ifade etmiştir

Toplumda artık örgütlü ve sendikalı olma yolunda çok büyük taleplerin olduğunu söyleyen Memiş Sarı ise “DİSK’in örgütlülüğüne karşı çıkan patronlar kendilerinin kurmuş olduğu bağımsız sendikalar aracılığıyla tırnak içerisinde mücadeleyi bölmek, işçileri örgütsüz hale dönüştürmenin koşulları içerisinde. Konfederasyona bağlı olmayan sendikaların Türkiye genelinde ülke barajını aşıp yetki alamayacağını bildikleri için aradan çıkartmış oldukları bağımsız sendikalarla ya da kendi elleriyle kurdukları sendikalarla var olacak, büyüyecek örgütlülüğün önüne geçmek istemektedirler. Tam da bu noktada biz İzmir'de de bunu yaşamaktayız. Oysa İletişim Sendikası bir kaç yüz üyeyle yetkiyi almak üzereyken tam da araya böyle bir provokasyonun sokulması, üyelerimizin istifa ettirilmesi ve baskı altında kalması, AKP iktidarının çatısı altında bulunan işverenlerin sendikalı ve toplu sözleşmeli bir pozisyondan, örgütten korkmasının gerekçesidir. Biz de karşımıza çıkan bu sahte sendikalara karşı mücadelemizi en büyük boyutta sürdürmek, AKP'nin korkulu rüyası olan örgütlü toplumu yaratmak için mücadeleyi her alanda yapacağımızın sözünü buradan veriyoruz ki patronlar DİSK'ten korktuğunu bir kez daha ifade etmiştir” diye konuştu.