Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1997 yılından bu yana Probleme Dayalı Öğrenim Eğitimi kapsamında, öğrencilerini simüle hastalarla gerçek hayata hazırlıyor. Bu eğitimi alan 3 bin 158 öğrenci fakülteden mezun edildi. Hasta rolü oynayan 15 erkek ve 10 kadın simüle hasta eğitimden geçtikten sonra, fakültede eğitim alan öğrencilerin derslerine giriyor. 1 öğrenci, 6 yılın sonunda 270 saate yakın iletişim becerisi eğitimiyle mezun ediliyor. Dönem 6 öğrencisi İntörn Dr. Kamer Turgut, "Dönem 1'den itibaren bu sistemde eğitim görüyorum. Bizim hammaddemiz insan, fakülteye girdiğimiz ilk yıldan itibaren hastalara dokunuyoruz. Bu eğitim bizler için antrenman ya da prova oluyor. Hasta profilleri değişiklik gösterebiliyor, öfkeli, yakını kaybetmiş olabiliyor, gerçekten acite durumu olan hasta gelebiliyor. Bizim simüle hastalarımız bunların hepsine hazırlık ve kendilerine verilen senaryoyu uyguluyor. Biz de fakültemizden bu eğitimleri alarak, gerçek hayatta karşılaşacağımız hastalara hazırlıklı olarak çıkıyoruz" dedi. Dönem 4 öğrencisi Stajyer Dr. Merve Birge, "Bu eğitimde, hastalarla nasıl iletişim kurulur, hastaya nasıl yaklaşılır ve hasta ne söylemek istiyor? Bunları öğreniyoruz. Kliniğe geçtiğimizde bizim bu öğrendiklerimizi gerçek hastalarımıza uyguluyoruz" diye konuştu.

Programın 20 yıldır uygulandığını hatırlatan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Kılınç, "Üniversitemizde 20 yıldır Probleme Dayalı Öğrenim Eğitimi yapılıyor. Kliniğe Giriş ve İletişim Becerileri Dersleri, 1'inci sınıftan 6'ncı sınıfa kadar yapılandırılmış bir şekilde ve tüm klinik uygulamaları içine dahil edilerek yapılıyor. İnsan sadece biyolojik bir varlık olarak değil, bio psiko sosyal bir bütün olarak öğrenci arkadaşlarımız tarafından değerlendiriliyor. Bu sistem diğer üniversitelerde de kısmen uygulanıyor. Bu kapsamda müfredata uygun şekilde dikey ve yatay entegrasyonun yapıldığı tüm hasta değerlendirme aşamalarında entegre olarak fakültemizde gerçekleştiriliyor. Simüle hastalar üzerinden eğitim alan öğrencilerimiz bir nevi tatbikat yapmış gibi oluyor. Öğrencilerimiz en sık karşılaşılan problemlerle ilgili eğitim aldıkları için alanda daha az sorun yaşıyorlar. Hasta iletişim kazalarını da daha az yaşıyorlar" dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kliniğe Giriş Uygulamaları Sorumlusu Prof. Dr. Nilgün Özçakar, "İlk üç yılda hastalarımıza ve öğrencilerimize normal bir eğitim programı planlıyoruz bunun içinde simüle hastalarımız her aşamada var. Simüle hastalarımız bize başvuruyorlar, biz de onlarla görüşmeler yapıp eğitim almalarını sağlıyoruz. Ardından da uygulamalarımıza dahil ediyoruz. 2'nci sınıftan itibaren de öğrencilerimiz gerçek ortama hazırlanmış oluyorlar" diye konuştu.
İşçi emeklisi 56 yaşındaki Bülent Koyunsever, 6 yıldır simüle hasta olarak çalıştığını belirtip, "Bize çeşitli rahatsızlıklarla ilgili öyküler veriliyor. Başım ağrıyor, karnım ağrıyor gibi. Öğrenciler de bu hastalıklar üzerinden bize sorular soruyor. Biz de onlara detayları anlatıyoruz. Bazen sinirli olabiliyoruz ve tepkilerini ölçüyoruz" dedi. Yaklaşık 9 yıldır simüle hasta olarak çalıştığını kaydeden 50 yaşındaki Sevinç Fotbol, "Yaklaşık 9 yıldır simüle hasta olarak çalışıyorum. Hocalarımız bize o gün hangi konu işleniyorsa onunla ilgili öykü veriyor biz de doğaçlama olarak onları uyguluyoruz. Öğrencilerin eğitimine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Asabi hasta rolü yaptığımız da oluyor" diye konuştu.