İzmir’in simgelerinden biri olan Tarihi Asansör, yalnızca şehri iki nokta arasında bağlayan bir yapı değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan bir miras. Araştırmacı Yaşar Ürük, İz Gazete’ye verdiği demeçte, Asansör’ün kuruluş hikâyesinden günümüze kadar olan serüvenini anlattı.
Tarihi Asansör Neden Yapıldı?
Ürük’ün aktardığı bilgilere göre, Asansör’ün inşası 1907 yılında İzmirli Yahudi iş insanı Nesim Levi tarafından gerçekleştirildi. Yapının yapılma sebebine dair en güçlü rivayet, Levi’nin bir yakın dostunun ya da ailesinden birinin, bölgedeki dik merdivenlerden çıkarken düşüp ayağını sakatlamasıydı. Bu olayın ardından Levi, Paris ve İtalya’dan mühendisler getirterek Asansör’ün planlarını çizdirdi ve projeyi hayata geçirdi.
Dünyada eşsiz
Mithatpaşa Caddesi ile Şehit Nihat Bey Caddesi’ni birbirine bağlayan Asansör, 40 metre yüksekliğe sahip. Portekiz’de de benzer bir dış asansör bulunsa da, İzmir’deki Asansör, konumu, tarihi ve mimari yapısı ile dünyada eşsiz bir konumda. Yapı, üç katlı olarak inşa edildi ve zaman içinde farklı amaçlarla kullanıldı.
Geçmişten Günümüze Asansör’ün Kullanımı
Tarihi Asansör, zaman içinde farklı işlevler gördü. Yaşar Ürük’ün verdiği bilgilere göre, I. Dünya Savaşı sırasında:
• Zemin kat kumarhane,
• Orta kat fotoğrafhane,
• Üst kat ise sinema olarak kullanıldı.
Daha sonraki yıllarda tiyatro salonu olarak da hizmet veren yapı, Gençler Birliği Kulübü tarafından bir dönem kullanıldı. Günümüzde ise üst kat restoran, zemin kat ise “Ceneviz Bar” olarak işletilmektedir.
Asansör’ün en önemli özelliklerinden biri de uzun yıllar hidrolik sistemle, yani su gücüyle çalışmasıydı. Ayrıca, elde edilen gelir Karataş Yahudi Hastanesi’ne bağışlanıyordu.
Mülkiyet Değişimi ve Kapanış Süreci
Tarih boyunca çeşitli kişi ve kurumlara kiralanan Asansör, 1942 yılında İzmirli iş insanı Şerif Remzi Reyent tarafından satın alındı. 1960’lı yıllarda Reyent ile İzmir Belediyesi arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle Asansör kapatılarak depo olarak kullanılmaya başlandı. Reyent’in 1973’te vefat etmesinin ardından, mirasçısı Ayla Ökmen tarafından 1983 yılında İzmir Belediyesi’ne bağışlandı.
Günümüzde İzmir’in Simgelerinden Biri
1985 yılında Tansaş yönetimi tarafından restore edilen Asansör, 2008 yılında da yenileme sürecinden geçti. Bugün İzmir’in en önemli turistik noktalarından biri olmayı sürdüren Tarihi Asansör, hem eşsiz mimarisiyle hem de geçmişten günümüze taşıdığı hikâyeleriyle kentin kültürel mirasının önemli bir parçası olmaya devam ediyor.
Tarihi Asansör’ü özel kılan en önemli özelliklerden biri, ziyaretçilerine sunduğu muhteşem manzara. Asansör’ün terasına çıktığınızda, İzmir’in eşsiz panoramik görüntüsü adeta ayaklarınızın altına serilir. Dünyada benzerine az rastlanır bir bakış açısı sunan bu yapı, hem tarihî hem de doğal güzelliği bir arada barındıran nadir noktalardan biridir.
İzmir’in En İyi Manzara Noktaları
İzmir’i en iyi gören noktaların başında Kadifekale surları gelir. Şehirdeki en yüksek ve en geniş görüş açısına sahip bu noktadan İzmir Körfezi ve şehir merkezinin büyük bölümü rahatlıkla izlenebilir.
Kadifekale’den sonra şehri en iyi gören ikinci nokta, Ayla Ökmen Seyir Terası’dır. Eski Çakıl Gazinosu’nun bulunduğu alan olan bu seyir terası, Kadifekale İtfaiyesi’nin yanındaki park alanında yer alır ve yine muhteşem bir İzmir manzarası sunar.
İzmir’in en iyi üçüncü manzara noktası ise Tarihi Asansör’ün terasıdır. Buradan bakıldığında, İzmir’in eşsiz güzelliği ve Körfez’in maviliği ziyaretçileri büyüleyen bir perspektifle sunulur.