Efes Selçuk Belediyesi işletmesinde olan Meryemana Evi otopark gelirlerinin belediyeden alınıp Tarım ve Orman Bakanlığı’na devredilmesine karşı belediye ve ilçedeki vatandaşların başlattığı direniş 11. gününde devam ederken; Efes Selçuk Belediye Meclisi'nin aralık ayı olağan toplantısı Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel başkanlığında direniş alanında gerçekleştirildi.
Toplantıya, AK Partili ve MHP’li meclis üyeleri katılmadı. Toplantının gündem dışı konuşmalarının odağında ise Meryemana Otopark gelirlerinin Tarım ve Orman Bakanlığı’na devri vardı. Söz alan meclis üyeleri, karara tepkilerini bir kez daha dile getirirken; Başkan Sengel, 19 Aralık’ta büyük miting düzenleyeceklerini duyurdu.
Sengel: “Bütün meclis üyeleri burada olsun isterdim”
Toplantının açılışında konuşan Sengel, AK Partili meclis üyelerinin toplantıya katılmamasını eleştirerek şunları söyledi:
“Yaklaşık 11 gündür fiilen bir direniş başlattığımız, haklı olduğumuz davamızı izah etmek için başlattığımız eylemsel ve bir arada durduğumuz haklı davamızı izah ettiğimizi çalışmamızın 11.günündeyiz. Ben gerçek mevzuların hepsinin özetini geçmek istiyorum. Gönül isterdi ki burada bütün meclis üyeleri olsun. Bizler, haklı davamızı istiyoruz. Emekçiler için istiyoruz. Bu emekçiler içerisinde her partiden var. O yüzden o emekçilerin vermiş olduğu oyların karşılığı olan bütün meclis üyeleri burada olsun isterdim. Sadece CHP’li meclis üyeleri var.”
Adıgüzel: “Selçuk halkını cezalandırmak siyaset değil, siyasi hazımsızlıktır”
CHP’li Meclis Üyesi Erdem Efe Adıgüzel, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın sözlerine Belediye-İş Sendikası’nın yanıtını okuyarak şu ifadeleri kullandı:
“Meryem Ana direnişine katılan arkadaşlarımıza AKP’li AK Parti Konak İlçe Kongresinde konuşan İl Başkanı Bilal Saygılı, 1970 yılından bu yana Selçuk Belediyesi tarafından işletilen ve belediye gelirlerinin büyük bir kısmını oluşturan Meryemana Otoparkına iktidar tarafından el konuşmasını protesto eden emekçileri ve ailelerini ‘onlar rantçı, cepçi tayfası’ diye yaftalamış. Çalışan belediye emekçilerine rantçı, cepçi demek hakkın ve haddin değil. Sen haddini bil önce. Dervişin fikri neyse zikri de o olur. Aklı fikri rantta olanlar, kendilerini tarif ediyorlar. Halkın iradesine, demokratik tepkisine saygı duyun. Sizin kirli siyasetiniz nedeniyle belediyenin gelir kaybından kaynaklı yarın hizmet alamayacak vatandaşlar, ücretlerini almayacak belediye emekçileri ve aileleri… Koltuk sevdası ve iktidar hırsı o kadar gözlerini bürümüş ki ne halkın tepkisi ne demokrasi ne de hukuk ilgilendirmiyor. Varsa yoksa siyasi ikbal ve rant. Bugün ülkemizde yaklaşık 63 milyonun yaşadığı yerler muhalefet partileri tarafından yönetiliyor. İktidar sürekli olarak muhalefet partili belediyeleri çalıştırmamak ve halka hizmet vermesini engellemek için her gün heybesinden bir oyun çıkartıyor. Bir gün belediyelerin kreşlerini kapatmaya çalışıyor. Bir gün kıyı belediyelerin elindeki kıyı plajların ve ormanlık alanların işletme hakkını alıyor. Bir gün de Meryemana Otoparkı ve işletmesini de Tarım ve Orman Bakanlığı’na devrini yapıyor. Selçuk Belediye Başkanı, sadece kendi seçmenini değil, tüm Selçuk halkının belediye başkanıdır. Ali Cengiz oyunlarıyla Selçuk halkını cezalandırmak siyaset değil, siyasi hazımsızlıktır. Siz hizmet yarışında olur. Seçim zamanı geldiğinde bu halk terazide tartmayı iyi bilir.”
Sengel: “Ekmeğine sahip çıkanlar rantçıysa bunu kamunun vicdanına bırakıyorum
Saygılı’nın sözlerine yanıt veren Başkan Sengel, şöyle konuştu:
“Bu aynı zamanda emekçinin hak arayışıydı. Meclisin ikinci oturumu itibarıyla TİS yetkisi verilecek bana. Bu da belediyedeki memurlarla ilgili TİS olacak. Bu sözleşmeye ilişkin aldığım yetkiden dolayı tahliye kararının çıkmış olması bizleri inanılmaz büyük bir zorluk içine soktu. Biz başlamamız gereken görüşmelere hala başlayamadık. Başlasak da ne diyeceğimi bilmiyorum. Evdeki hesap çarşıya uymadı… Ne de çarşıya çıkacak paramız kalmış durumda. Bundan birkaç gün önce AKP’nin il başkanının… İl Başkanın bu konuda bire bir fikri var. Kendisi de birebir biliyorken buraya gelen, direnen, aynı hakkı hep beraber talep ettiğimiz emekçi kardeşlerimizin olduğu, yerel yönetimlerin kıymetini bilen halkın desteğiyle buraya gelmiş olan herkesi ‘rantçı ve cepçi’ olarak tabir etmesi, sadece kamu vicdanına bırakabileceğim kadar hepimizi üzmüştür. Eğer ki hak arayanlar ve ekmeğine sahip çıkanlar rantçıysa bunu kamunun vicdanına bırakıyorum. Bizim için koca bir deniz olan Meryemana Otopark bedelleri, koca bakanlık için denizde bir kum parçasıyken... Sendikanın, emekçi kardeşlerimizin bu haklı serzenişlerine katılmamak mümkün değil.”
Caferoğlu: “Biz sihirbaz değiliz, tanrısal güçlerimiz yok”
Oturumda söz alan CHP Grup Başkanvekili Nuri Caferoğlu, otopark gelirlerinin alınmasının ilçe için yaratacağı sorunun maddi boyutuna değinerek şunları kaydetti:
“Sıkıntılarımızı halkımızla paylaşmamız gerekiyor. Bazı konuşmalar duyuyoruz ‘rakamlar abartılıyor’ gibi konuşmalar var. Hayır abartılmıyor. Belediyemizin yüzde 60’ı Meryemana otoparkının bizden alınmasıyla yok oluyor. Bir gece zengindik ve sabah uyandık fakiriz. Bu, siyaset üstü bir durumdur. Bu 38 bin kişinin ekmeğidir. AK Parti İlçe Başkanımız Sayın Hakan Bayraklı… Beş yıl boyunca Plan ve Bütçe Komisyonu’nda birlikte çalıştık. Biz bu işi tamamen siyasetin dışında tutmaya çabalarken en son yapılan açıklamalar oldukça üzücü ve can yakıcı. Çünkü Hakan Bey ile Sema Hanım da bu paraların neler ifade ettiğinin, Selçuk halkına nasıl bir kaynak olduğunun da farkındalar. Biz sihirbaz değiliz, tanrısal güçlerimiz yok. Bizim sanayimiz yok. Bir Torbalı ya da Kemalpaşa değiliz. Yeni kaynak yaratmak çok kolay değil 600-700 milyon gibi bir gelirden bahsediyoruz. Gidip birkaç otopark açalım, kiraları artıralım diyerek kapanacak bir kaynak değil. Bu ilçe kaybediyor. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Her kimse Selçuk halkını menfaatini düşünmüyorsa o koltukları terk etmeleri gerekiyor.”
Sengel: “Mevzu bürokrasiye hiç uymayacak bir raddeye geldi”
Tüm konuşmaların ardından söz alan Başkan Sengel, hem süreci yeniden anlattı hem de alınan kararın sonuçlarının ne olacağını tekrarladı.
Belediyenin sosyal belediyecilik hizmetlerini devam ettireceğinin altını çizen Sengel, şöyle konuştu:
“Aralık 2023’ten beri tüm şeffaflığıyla süreci anlattım. Gerek canlı yayınlarda gerek Meryemana otoparkında gerek meclislerde anlattık. ‘Bu iş için eliniz taşın altına koyun. Belediye için değil, halk için koyun’ dedik. AKP’li meclis üyelerine de söyledik. Hiç yüksünmeden AKP’nin İzmir’deki milletvekillerine de İzmir il başkanına da söyledik. Hiç tereddüt etmeden Bakan Bey'e de söyledik. AKP’li milletvekili ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olan Sayın Dağ ile de gittik söyledik. Müthiş bir diplomasi yürütüldü. Bu süreçte Sayın Genel Başkanım her şeye vakıftı. Herkese bu diplomasiyi ve mevzuyu aktardık. O kadar ki mevzular biraz karışınca… Ağustos ayında Bakan Bey’e gittiğimde ‘Sizin için bu kadar kıymetli olduğunu bilmiyorduk. Biraz daha düşüneyim’ dedi. Ben de ‘Biz ekim ayında bütçemizi yaparız. Sizin cevabınız ne ise bize bir an önce belirtmeniz gerekiyor ki ona göre bütçemizi yapalım’ dedim. Kendisine defalarca kez söyledim, mesaj attım. Ekimin sonunda bütçemiz kesinleşmiş, Büyükşehir’den bütçemiz geçtikten sonra bu mevzular başladı. Eğer ki mevzu bağcıyı dövmekse, dövdüğünüz bütün bürokrasi oldu. Bütçe, yerle yeksan oldu. Biz 38 bin nüfusa bir kamu olarak hükmeden bir konumdayız. O yüzden bize erken haberdar edilmemiz gerektiğini düşünürken mevzu bürokrasiye hiç uymayacak bir raddeye geldi. Cuma günüydü. Bakan Bey’den ‘bu işin olmayacağına’ dair tebligat gelmişti. İşçi arkadaşlarımız ve temsilcileri çağırdım. Hepsine söyledim. TİS’e oturamadığımı söyledim. ‘Görünen o ki Meryemana gelirlerinden olacak gibi görünüyor’ dedim. Arkadaşlarım bu mevzunun benim değil, 38 bin nüfusun derdi olduğunu söylediler. ‘Biz tek tek bütün partilere gideceğiz’ dediler. Bütün partilere ve odalara emekçi kardeşlerimiz tek tek gittiler.
“Menemen Belediyesi olsa sistem böyle işlemeyecekti”
Bu olay cuma günü olmuştu. Cumartesi, herkesi tek tek tekrar aradım. AKP ilçe başkanı dahil olmak üzere. ‘Bu iş böyle olmayacak. Ben ne çalışanımı ne de halkı tutabilirim. Gelin bizim yanımızda olun, halkın yanında olduğunuz da belli olsun’ dedim. Biz halk ile pazar günü buradaydık. Ama onlar zaten çoktan mevcut olan sistemin içerisinde cumartesi ve pazar tutanaklarını tutmuşlar, biz şenlik içerisinde hakkımızı aramaya devam ederken şafak operasyonuyla aşağıya indirilmeye çalışacağımız tahmin etmemiştik. Çünkü biz hep devlet aklı ve devlet vicdanı var diyorduk. Hali hazırda açtığımız davalar ve yürütmeyi durdurma talebimiz varken usulsüz tahliyeye ilişkin olarak da bir tane daha dava açmak zorunda kalmıştık. Mevcut olan 75. maddeye göre ‘en geç 15 gün içerisinde tahliye’ diye yazan kısımda bile 24 saat bile beklenmeden 500 tane jandarmayla 100 tane kadın jandarmayla, robokopla, çekiciyle, TOMA’yla Efes Selçuk halkı haklı davasından vazgeçirilmeye çalışıldı. Geçen hafta Çarşamba idi. ‘En sonunda kadar bekleyeceğim’ demiştim. Karar gelir diye bekliyordum. O gün Parti Sözcümüz Deniz Yücel geldi. O zamana kadar diplomasiydi. Ama o günden sonra anladık ki AK Partili bir belediye olsa Menemen Belediyesi olsa sistem böyle işlemeyecekti. Ben halkın haklı talebi ve emekçim için yukarı çıktım. Halkın haklı talebi için buraya geldik. Biz makamımızı buraya getirdik. Belediyecilik dört duvar ve damla olmuyor. Bugün meclisimizi burada yaparak bunu kanıtladık. Sürecimiz devam ederken biz hala yürütmeyi durdurma kararını hala bekliyoruz.
“Biz topal ördeğe dönmeyeceğiz”
Ancak bu olay başımıza gelmeden ve diploması devam ederken Efes Selçuk’ta çok acı bir olay yaşadık. Biz başka bir şeye başladık. Bizim her kentte olduğu gibi bazı sorunlarımız var dedik. Biz derinleşen yoksulluğa başka türlü nasıl çare buluruz, Efes Selçuk’u nasıl pilot bölge haline getiririz diye kafa yorarken hiç fark etmedik topal ördeğe dönüştürülmeye çalışıldığımızı. Ama vazgeçmeyeceğiz fakirin fukaranın evine gidecek ekmekten, o kira bedellerinden, vazgeçmeyeceğiz öğrenciden, EFESLİMKART’tan, esnafın kazandığından ve öğrenciden. Bu olay yüzünden o öğrenciler bir hafta kaybetti. Geçen hafta açacağımız öğrenci kent lokantası otobüsümüzü dün açtık. 10 lira dedik öğrenciler için. Sıradan geçilmedi. Biz bunlar olurken engelsiz kafe açacağız, engelli vatandaşlarımız da hayata dahil olacak derken hiç tahmin etmedik boğazımızın sıkıldığını. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgeyeceklerini hiç tahmin etmedik. Bir hukukçu olarak söylüyorum. Dosyamız çok sağlam. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum. O yürütmeyi durdurma kararının siyasi baskılara yenik düşmeyeceğine inanıyorum. Biz kaldığımız yerden devam edeceğiz. O yüzden programımızı aksatmıyoruz. Biz halkla birlikte olmaya devam ediyoruz. Biz hukukun olduğuna inanan taraftayız. Biz kreşlerden… Kreş demeyeyim yanlış anlaşılıyor. Çocuk atölyelerinden vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar saat 06.00’da bırakıyorlar çocuklarını. Biz topal ördeğe dönmeyeceğiz. Eğlencemizi, belediye emekçilerinden oluşturduğumuz kent orkestramızla yapacağız. Biz, kendi kendimize yetmeyi kendimize şiar etmişiz. Bundan sonra da öyle yapacağız. Ama vazgeçmeyeceğiz. O yüzden 11 Aralık Çarşamba günü dayanışma ve yoksulluk ağı için bütün bileşenlerle birlikte Efes Selçuklularla belediyemizde buluşuyoruz. Herkesi de davet ediyorum. Biz bizim açımıza ve açıkta kalanımıza sahip çıkacağız. Biz bize sahip çıkacağız.”
“Kentlinin hakkını, kentlinin kendisi savunacaktır”
Kent hakkı için büyük miting çağrısında da bulunan Sengel, şunları söyledi:
“Bütün yerel yönetimler için bir şeyden bahsediyorum. Yerel yönetimler, halkın en kolay ulaştığı kamu kurumuysa güçlü yerel yönetimlere ihtiyaç var. Ama merkez tarafından yerel yönetimler zayıflatılmaya çalışılıyorsa daha güçlü durabilmek için bir şeyler yapılmasına ihtiyaç var. Maddi kayıplar, halkın mağdur edilmesidir. Biz buna karşı sadece kendimiz için değil bütün haklı davalar ve herkes için 14 Aralık Cumartesi günü saat 19.00’da bütün Türkiye’yi, hak ihlali olduğunu düşünenleri, bütün madencileri, direnen herkesi, Esenyurt’un önünde nöbet tutan herkesi birliktelik ve bütün kentler adına ‘Kent Hakkı Mitingi’ne bekliyorum İstasyon Meydanı’nda. Kentlinin hakkını, kentlinin kendisi savunacaktır. Belki bir haber gelir, mitingimiz şenliğe döner. Muhtarlarımız bizimleydiler. Ama üzülerek duydum ki muhtarlarımıza, eğer buraya gelirlerle haklarında soruşturma açılacağını söylemişler. İlk günden beri neyden kısacağız diye soruyorlar. Fakirden fukaradan, emekçiden, çiftçiden, zor durumda olandan kısmayacağız.”