İzmir, Muğla, Aydın... Ege Bölgesi deyince akla ilk gelen bu üç kent oluyor. Her biri ayrı güzel olan bu kentlerden en çok ilgi göreni de Muğla. Çok sayıda turistik ilçeye sahip olan Muğla, doğal güzellikleri ile ünlü şehirlerden biridir.
Muğla'nın en güzel, temiz ve doğal kalmış köşesi ise hiç kuşkusuz Datça ilçesi. Ulaşımı zor olan Datça'ya bu yüzden hiçbir sanayi tesisi ulaşamamış. Bu da ilçenin tertemiz bir havası olmasını sağlamış.
Datça'yı özel kılan bir başka nokta ise pırıl pırıl denizi. Aynı akvaryum gibi olan burada girebileceğiniz irili ufaklı toplamda 52 koy bulunuyor.
Datça’nın bitki zenginliği antik çağlardan beri biliniyor. Knidos’un bir tıp merkezi olmasında bu özelliğinin de önemli rol oynadığı açık. İklim özellikleri Flora zenginliğinin başlıca nedeni. Datça florası denilince akla öncelikle badem geliyor. İster baharın çağla bademi, isterse sonrasının badem içi düşünülsün fark etmiyor. Datça bademi her ikisinde de söz sahibi.
Datça; doğal kumsalları, denizi ve güneşi ile kendini dünya turizmine hazır hisseden, her yönüyle bakir bir yarımadadır. Datça bademi Türkiye’nin en lezzetli bademidir. Nurlu’su, Ak’ı, Kababağ’ı, Dedebağ’ı, Sıra’sı ve Diş’iyle çeşit çeşit badem bulunuyor. En kalitelisi Nurlu, en kolay yeneni kabukları ince olan Diş bademdir. Bademin dış kabukları yeşil ve taze iken yenilenine Çağla denir.
Geçmişi M.Ö. 2000'lere dayanıyor
Datça yarımadasındaki buluntuların tarihi M.Ö 2000’lere kadar dayanır.Bilinen ilk yerli halk Karlar. En parlak dönem Dorlar döneminde yaşanmıştır. M.Ö 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelmişler. Bugünkü Datça ilçesi merkezinin 1,5 kilometre kuzeydoğusundaki Burgaz Mevkii’nde Knidos’u kurmuşlar. Knidos’un ilk kurulduğu yer olan Burgaz yerleşimi dönemine ait.
Yarımadada bulunan yakın döneme ait 28 kilise kalıntısı, bölgenin aynı zamanda mistik bir kökene sahip olduğunun kanıtıdır. Genel tarihini kısaca özetlersek; Datça önce Karya’lıların, M.Ö. 1100 yılından sonra da Dorların egemenliği altında kalmıştır.Knidos,ticari nedenlerle M.Ö.4.yüzyılda yarımadanın uç noktasına bugünkü görkemli kalıntıların izlendiği yere taşınmış. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda tapınak yapmışlar.
Koyları ile ünlü
Koyları ve plajları ile ünlü olan bu ilçede denize girebileceğiniz 52 koy bulunuyor.
Koyların bazıları oldukça büyük ve uzun kumsala sahip. Bazıları çakıllı. Ama hepsi tertemiz. Ege Denizi’ne bakan tarafta Gökçeler Bükü, Küçük Çatı, Çatı, Kızılağaç, Alavara, Çakal, Damlacık, Mersincik, Murdala ve İskandil başlıca koylar. Feribotun yanaştığı Körmen Limanı da bu yönde.
Akdeniz’e bakan tarafta ise Palamut Bükü, Akvaryum, Akça Bük, Kuru Bük, Ova Bükü, Hayıt Bükü, Kızıl Bük, Domuz Bükü, Kargı, Karaincir, Sarı Liman, Kara Bük, Çiftlik, Kuruca Bük, Günlücek ve Lindos başlıca koylar.