Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği kapsamında yapılan atamalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Yapılan atamaların valiliklerin “keyfi tutumu” nedeniyle birçok ilde kaosa dönüştüğünü kaydeden Irmak, birçok ilde yönetici adaylarının yazılı sınavdan yüksek puanlar almalarına rağmen mayıs ayı içerisinde yapılan mülakat sınavlarında düşük puan verilerek elendiğini söyledi.

Irmak, “Aralarında sendikamız üyelerinin de bulunduğu eğitim emekçileri tamamen torpil ve kayırmacılık anlamına gelen mülakat uygulaması nedeniyle geçmiş yıllarda olduğu gibi bir kez daha mağdur edilmişlerdi. Hukuksuz ve keyfiyete dönüşmüş olan mülakatlar, güvenlik soruşturmaları, sınavlar, arşiv araştırmaları AKP’nin ve sarayın kendinden olmayanlar için sopaya dönüşmüştür” dedi.

Eğitim kurumları yönetici adaylarının ilgili yönetmeliklerin gereğini yerine getirmesine ve atama hakkı kazanmasına rağmen valilikler tarafından yapılmadığını, ataması yapılanların ise göreve başlatılmadığını söyleyen Irmak, “Bu keyfi, dayanaksız, hukuksuz tutum bazı illerde yeniden idareci atamasını, başvuruların tamamının reddedilmesine kadar vardırılmıştır. Keyfi uygulamaların özellikle sendika üyelerimize karşı uygulandığı açıktır” diye konuştu.

Atamalar engellendi

Eğitim Sen üyelerinin ilk sıralarda yer almalarına rağmen gerekçe gösterilmeden göreve başlatılmadığını ya da atanmalarının valilikler tarafından “bunları listeden çıkartın” denilerek milli eğitim müdürlüklerine verilen direktiflerle engellendiğini ileri süren Irmak, şöyle konuştu:

“Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Atama Yönetmeliği’nde atanma koşulları açıkça yer almaktadır. 2024 yılı atama takvimine göre 18 Nisan 12 Temmuz tarihleri arasında yazılı puanı yeterli olanların, oluşturulan komisyonlarla sözlü sınava tabi tutulması, sınav sonuçları ve yönetmelik gereği ek-2 belgesindeki yeterlilikleriyle hesaplanmış puanları üzerinden tercih yapmaları bu tercihlerine göre açık bulunan bir kuruma puan esasına göre atamalarının yapılması gerekmektedir. Ancak Siirt ilinde yönetmeliğin gereği olarak tüm süreç yürütülüp üyelerimizin ataması yapıldıktan sonra göreve başlamaları valilik tarafından engellenmiştir. Yaptığımız yazılı başvuruya verilen cevapta somut bir gerekçe gösterilmemiştir, valilik, MEB Yönetici Atama Yönetmeliği ve İl İdaresi Kanunu’nun valiliklere verdiği yetkiyi gerekçe olarak sunmuştur. Ancak gerekçe olarak sunulan yönetmelik ve yasa göreve ilk kez/yeniden başlayacaklarla ilgilidir ve göreve başlatmamayı tanımlamamaktadır. Siirt Valiliği ile yaptığımız telefon görüşmesinde ise vali yardımcısı üyelerimizin güvenlik soruşturması nedeniyle göreve başlatılmadığını belirtmiştir bu cevap hukuka açıkça aykırıdır”

Kraldan çok kralcı tutum

“Kanunlar ve hukukun en temel ilkeleri bizzat valiliklerce görmezden gelinmekte ve görünen o ki devlet valilerin keyfi tutumlarına göre yönetilmeye çalışılmaktadır” ifadelerini kullanan Irmak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetici atama takviminin son ataması olan daha önce idarecilik yapmış olanların yeniden idareci olarak atanması için işletilen süreçte de yine benzer usulsüzlükler yaşanmıştır. Ağrı’da yönetmeliğin gereklerini yerine getirerek atama başvurusunda bulunan ve il genelinde birinci sıradan başlayarak puan esasında ilk sıralarda yer alan üyelerimizin bulunduğu atama listesi, Ağrı Valiliği tarafından üyelerimizin listeden çıkartılması istemiyle Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geri gönderilmiştir. Valilik somut bir gerekçe sunmadığı gibi genel merkezimizin yaptığı telefon görüşmesinde de ‘yetkimi kullandım, yaptım’ gibi açıklamalarla keyfiliği ve hukuksuzluğu açıkça kabul etmiştir. Valiliğin bu tutumu yüzünden İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Ağrı ilinde yeniden idareci atama başvurusu yapan hiçbir başvurunun atamasını yapmamıştır. Her iki örnekte kraldan çok kralcı tutumun tezahürüdür. Valiliklerin idareci olarak atanan , halen görevde olan öğretmen/idareciler hakkında güvenlik soruşturması yapmak gibi bir hakkı yoktur. Valiler yetkilerini hukuksuzca kullanamazlar. İdarecilerin keyfi tutumu kamu yararının hiçe sayılması, eşitsizlik, adaletsizlik demektir ve devlete olan güveni zedeler. Halen öğretmen olarak görev yapmakta olan üyelerimizin idareci olarak görev yapmayı hak etmiş olmasına rağmen bu tür yöntemlerle itibarsızlaştırılmalarının, kişilik haklarının ihlal edilmesinin, kazanılmış özlük haklarının yetkisizce gasp edilmesinin karşısında hukuki süreci başlatacağımızın ve her türlü sendikal mücadeleyi vereceğimizin kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz."

Kaynak: ANKA