Bilge Can Ünbal Yılmaz/ İz GAZETE Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayında işsizlik oranının 0,5 puan azalarak yüzde 9,5 seviyesine gerilediğini duyurdu. TÜİK’in açıkladığı verileri ve önümüzdeki dönemde işsizliğin artma riskini Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Durmuş ile konuştuk. TÜİK verilerini iyi okumak gerektiğinin altını çizen Durmuş, “İşsizlik oranının ne olduğuna bakmak lazım. İşsizlik, işsizlerin iş gücü içindeki payı olarak tanımlanır. İş gücünden kasıt burada çalışabilecek çağda ve yaşta olan çalışan ve çalışmayanların toplamına denir. Dolayısıyla, bu verilere göre 15 yaş ile 65 yaş arasındaki insanların binde 95’i işsiz olarak görülüyor. TÜİK bu verileri yayınlayarak işsizliğin düştüğünü göstermeye çalışıyor. Ancak burada birkaç tane noktanın altını çizmek lazım birincisi şu; dar tanımlı işsizlik var, bir de geniş tanımlı işsizlik var. Geniş tanımlı işsizlik yani ‘Eksik İstihdam’ edilenler, örneğin işçilerin ortalama haftada 44 saat çalıştığı bir iş yerinde siz 20 saat çalışırsanız bu ‘Eksik İstihdam’ kabul edilir. Aynı zamanda defalarca iş başvurusunda bulunan ve iş aramaktan vazgeçen milyonlarca genç bu geniş tanımlı işsizlik tanımı içine giriyor. TÜİK bunlara ‘Atıl İşgücü’ diyor ve bunu yüzde 22.5 olarak hesapladığını söylüyor. Bunun işgücü içindeki payına baktığında 8,5 milyon insan ediyor. Buraya dikkat etmek gerek, bir dar tanımlı işsizlik 3.3 milyon olarak açıklandı ancak geniş tanımlı işsizliğe giren mevcut piyasa koşullarında iş bulamayan memleketine dönen milyonlarca insan var ve rakamları 8.5 milyon! Bu aslında çok yüksek bir rakam” dedi.

manşet (Mustafa Durmuş)

Azalmadı arttı

Hükümetin işsizliği azaltmak konusunda başarısız olduğunu söyleyen Durmuş, “TÜİK zaten hep yüzde 10 ve biraz altında rakamlar açıklıyor. Burada bir ayrıntı var, ‘Geniş İşsizlik’ ya da ‘Atıl İşgücü’ denen 8.5 milyon insan. 2019’da bunun oranı yüzde 19.5 yani 2023 ile 2019 arasında bu oran yüzde 4 artmış. Bu çok yüksek bir rakam bu milyonlarca insan bu süreçte işsiz kaldı anlamına geliyor. Dolayısıyla AKP iktidarı giderek daha fazla istihdam yaratmamış, işsizliği azaltmamıştır.  Sadece işsizliği belli bir aralıkta tutmaya çalışıyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar; çalışan insanların eksik istidam edilmesiyle, fiilen işsiz olup da kayıtlarda işsiz olarak görünmeyen insanlarla, dar tanımlı işsizlik rakamlarını öne çıkararak” diye konuştu.

İşsizlik artar mı?

Türkiye’nin OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü) ülkeleri arasında işçisi saat aralığı açısından en fazla çalışan ve buna rağmen en düşük ücretleri alan ülke olduğunu hatırlatan Durmuş, “Önümüzde yerel seçimler var, iktidar bir bıçak sırtında diyebiliriz. Bıçak sırtı şu anlama geliyor; bir yanda yerel seçim için genişletici politikalar uygulamak zorundalar. Genişletici politika derken enflasyon düşsün, ekonomi canlı olsun, işsizlik azalsın. Diğer taraftan başka bir açmaz var, döviz krizi var. Bu krizi çözmesi ve döviz getirmesi için ekonominin başına Mehmet Şimşek’i getirdiler. Ancak Mehmet Şimşek bir mali disiplinle karşımıza çıktı. Dedi ki, ‘Ben mali disiplini sağlayamazsam, sıkılaştırıcı bir politika uygulamazsam bu para gelmez’ Doğru gelmez. Bunun için faiz oranları yüzde 8,5'ten yüzde 15'e yükseltildi. Bana göre, bu oran yıl sonuna kadar yüzde 25-30’a kadar yükselecek. Bu ne anlama gelir kemerler sıkılacak. Bir yandan KDV oranlarının arttırılması, MTV oranlarının artırılmasıyla halka kemer sıktırılıyor. Buradaki espri şu kendisi seçim nedeniyle genişletici politika gütmesi gerekirken, daraltıcı politika izlemek zorunda kalıyor. Yani önümüzdeki süreçte işsizliğin azalması mümkün değil, aksine döviz kuru nedeniyle ekonomi de daralma olacak ve işsizlik artacaktır. Enflasyon artmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Sokağın nabzını tuttuk: Üretim yok

TÜİK’in açıkladığı verileri ve işsizliğin nedenlerini İzmirlilere sorduk. Mikrofon uzattığımız vatandaşların TÜİK verilerine güvenmediği, işsizliğin nedenini ise üretimin olmaması ve yanlış politikalara bağladığı görüldü.

1-61

TÜİK’in açıkladığı rakamlar belli gerçekte olan enflasyon belli. Tabi ki güvenilir değil. Türkiye’deki işsizliğin sebebi ise, en başta üretmeyen bir ülkeyiz. Tembelliğe alışmışız. Yüzde 80 yöneticilerin yanlış politika yürütmesinden kaynaklanıyor. 

2-47

İstihdam sıkıntısı var. Eğitim oranımız düşük. Yapılan yatırımlarda bir sıkıntı var. Üretime dayalı bir endüstrimiz yok maalesef. 

3-40

İşsizliğin sebebinin ahlak olduğunu düşünüyorum. Kimse kimseye hak ettiği parayı vermiyor. Kimse normal şartlarda çalışmıyor. İşsizlik sorunu daha çok üreterek, daha çok insana yatırım yaparak çözülür. 

4-19

İşsizliğin sebebinin torpil olduğunu düşünüyorum. İnsanlar okuduğu alandaki işi yapamıyor. Zaten yeteri kadar iş yok. TÜİK’in verileri bence gerçeği yansıtmıyor. 


 

Editör: Duygu Kaya