1963’te darbeyle iktidara gelen Arap Sosyalist Baas Partisi, Hafız Esad'ın liderliğinde otoriter bir rejime dönüştü. Beşşar Esad'ın liderliğinde ise iç savaşla anılan bu iktidar, 2024 yılında son buldu.

Baas rejiminin doğuşu ve yükselişi

Baas rejimi, 1963 yılında bir askeri darbe ile Suriye’de iktidara geldi. 1970 yılında Hafız Esad, parti içi bir darbeyle liderliği ele geçirerek 1971'de Suriye Devlet Başkanı oldu. Esad rejimi, güçlü merkezi otorite, baskıcı politikalar ve Baas ideolojisi temelinde kuruldu.

Hafız Esad’ın ölümünün ardından 2000 yılında oğlu Beşşar Esad iktidarı devraldı. Beşşar’ın başkanlığı, reform vaatleriyle başlamış olsa da, zamanla baskıcı yönetimi pekiştiren otoriter bir rejim haline geldi.

2011 halk ayaklanmaları ve iç savaş

2011 yılında, Arap Baharı’nın etkisiyle Suriye halkı özgürlük ve demokrasi talebiyle sokaklara döküldü. Ancak rejim, barışçıl protestolara sert müdahalelerde bulundu ve bu durum ülkeyi iç savaşa sürükledi.

İç savaşta bilanço

 Milyonlarca sivil hayatını kaybetti veya göç etmek zorunda kaldı.

Rejim karşıtı hareketler

Muhalif gruplar, rejime karşı silahlı mücadele başlattı ve yıllar içinde rejimin kontrol ettiği toprakları önemli ölçüde daralttı.

Rejimin çöküş süreci

Yoğun çatışmalarla rejim, Halep, İdlib, Hama ve diğer önemli bölgelerde kontrolü kaybetti.

Başkent Şam’da rejim karşıtı grupların ilerlemesi ve halkın sokaklara dökülmesiyle, rejim güçleri şehirden çekilmeye başladı. Kamu kurumları ve güvenlik noktaları rejim karşıtlarının kontrolüne geçti. Bu gelişmelerle, 61 yıllık Baas rejimi ve 53 yıllık Esad ailesi iktidarı sona erdi.

Esad rejiminin mirası ve gelecekteki beklentiler

Esad rejimi, Suriye’de derin toplumsal yaralar bıraktı. Uzmanlara göre, ülkenin, uzun yıllar boyunca yıkıcı bir iç savaşın izlerini taşıması ve yeni bir yönetimin kurulması ve uluslararası toplumla entegrasyon sağlamasının zaman alacağı öngörülüyor. Ancak bu gelişme, Suriye halkı için yeni bir başlangıcın kapısını aralamış durumda.

Esad rejiminin çöküşü, sadece Suriye için değil, tüm bölge için tarihi bir dönüm noktası olarak kayda geçti. Ülkede bundan sonraki süreç, demokratikleşme ve yeniden inşa çabaları açısından kritik önem taşıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ