Fransa'da 17 yaşındaki Nahel M.'nin polis kurşunuyla öldürülmesinin ardından başlayan protestolar devam ediyor.
Paris başta olmak üzere Marsilya, Lyon, Strazburg, Nice dahil birçok kentte eylemler sürüyor. Gösterilerde bugüne kadar yaklaşık dört bin kişi gözaltına alındı.
Nahel’in öldürülmesinin toplumsal bir hareketliliğe yol açması çok da şaşırılacak bir durum değil. “Sarı Yelekliler” hareketinden bu yana Macron’un sosyal ve siyasal haklara saldırılarına karşı grev, genel grevler ve kitlesel protestolar yaşanmıştı. Bir de emeklilik yaşının yükseltmesinin biriktirdiği öfkeyle birlikte Nahel’in öldürülmesi de toplumu sokağa taşıdı.
Yöntem, tarz ve başarı olasılıkları üzerine farklı değerlendirmeler yapmak mümkün. Ancak yaşanan toplumsal hareketi, kapitalizmin geleceksizlikten başka vaadi kalmamasından ayrı düşünmek mümkün değildir. Uluslararası ölçekte, irili ufaklı toplumsal hareketlerde artış olduğunu söylemek ise gayet mümkündür.
Sadece Fransa Mı?
Arjantin’de ülkenin kuzeyindeki Jujuy Eyalet valisi Gerardo Morales’e karşı büyük grevler sürüyor. Protestoları bastırabilmek için Morales, Fransa’da olduğu gibi gösteri yasakları ilan ederek, demokratik haklara yönelik saldırılarını büyüttü. Yasaklarla bastırma girişiminden sonra olaylar diğer eyaletlere de yayıldı.
İran’da da her ne kadar toplumsal hareketler dinmiş görünse de muhaliflere yönelik acımasız saldırılar devam ediyor. Her gün muhalifler idam ediliyor ve bazı cenazeler mücadele potansiyelini yeniden ortaya koyuyor.
Meksika'nın Zacatecas Eyaleti’ndeki Peñasquito altın ve gümüş madeninde 2800 işçinin 7 Haziran’da başlattıkları grevler de devam ediyor.
İngiltere’de yaşanan grevlere bir de demiryolu işçilerinin grevi eklenecek. Ücret artış talebi doğrultusunda yaşanan anlaşmazlık sonrası büyük bir grev bekleniyor.
İspanya'da H&M mağazalarında yaşanan grev, ABD'de Oregon'da bin 800 bakıcının grevine uzanan dünyanın her yerinde hareketlilik artıyor.
Toplumsal Hareketler Yol Arıyor!
Ülkemizde de dönem dönem eylemlere ve direnişlere şahitlik ediyoruz. Yaşanan hareketlilik Macron’la, Erdoğan’la, Morales’le veya Biden’ın “kişisel politika”larına bir tepkiden çok kapitalizmin işçileri, gençleri, kadınları geleceksiz bırakmasıyla, yoksulluk, işsizlik ve eşitsizliğin derinleşmesiyle ilişkilidir. İsmi zikredilenler ise sadece kapitalizmin dönemsel olarak yürütücülüğünü layıkıyla yerine getirmektedir.
Yaşanan sorunlar yapısaldır ve öyle beklenildiği gibi herhangi bir sermaye partisinin yerine diğer sermaye partisinin gelişiyle çözülemeyecek düzeydedir. Elbette burada hayati olan bu hareketlerin örgütlü halk hareketlerine ne kadar dönüşüp dönüşmeyeceğidir. Baskı, zulüm politikaları ile halk hareketleri ne kadar bastırılmaya çalışılıyor olsa da kolay kolay dinecek görünmemektedir.