Gürsel Tekin, "proje okulları" olarak bilinen Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarında görevli 20 binden fazla öğretmenin gerekçe gösterilmeden görevden alınmasına sert tepki gösterdi. Tekin, bu kararın yalnızca öğretmenleri değil, Türkiye'nin geleceğini de tehdit ettiğini belirtti. Eğitim camiasına ve topluma yapılmış büyük bir darbe olarak nitelendirilen bu adımı eleştiren Tekin, geçmişteki boykotları hatırlatarak, yaşananların büyük bir travma oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye bu olayı konuşuyor: 21 yaşındaki damat, kaynanasını hamile bıraktı Türkiye bu olayı konuşuyor: 21 yaşındaki damat, kaynanasını hamile bıraktı

Gürsel Tekin: 20 bin öğretmenin sürgünü Türkiye’nin vicdan testidir

Gürsel Tekin yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bu ülkede bir okul müdürünün görevden alınması, bir dönemin nasıl ayağa kalktığını anlatır bize. Yıl 1979’du… Kars’ta bir okul müdürü haksızca görevden alındı. Ertesi gün tüm Türkiye’de öğretmenler boykota gitti. Meslektaşları, o müdüre sahip çıkmıştı. Çünkü o zamanlar mesleğe, emeğe ve dayanışmaya saygı vardı. Bugün ise tam 20 bin öğretmen, hiçbir gerekçe gösterilmeden, tek imzayla, tek cümleyle, adeta cezalandırıldı. Bu ülkede bundan daha ağır ne olabilir?

Bu, sessiz bir darbedir

Bu karar, yalnızca öğretmenleri değil; çocuklarımızın eğitim hakkını, okul iklimini, gençlerin sesini ve özgür düşünceyi hedef alıyor. Bu, sessiz bir darbedir. Eğitimi siyasileştirmek, öğretmeni hizaya çekmek, okulları susturmak isteyen bir zihniyetin ürünüdür. Ve bu zihniyete karşı susmak, teslim olmak demektir.

Buradan tüm öğretmenlere, öğrencilerimize, velilere, sendikalara, eğitim camiasına ve siyasi partilere çağrıda bulunuyorum: Bu karar, Türkiye’nin birinci gündem maddesi olmalıdır. Herkesi ayağa kalkmaya, meslektaşlarına sahip çıkmaya çağırıyorum. Bu bir öğretmen sürgünü değil, bir eğitim kırımıdır. O yüzden kimse ‘bizden değil’ diyerek susamaz, kenarda duramaz.

Öğretmeni cezalandırarak gelecek kurulmaz

12 Eylül rejimi, örgütlü mücadeleyi kırarak Türkiye’yi bugünkü karanlığa hazırlamıştı. Bugün yaşanan da benzer bir tasfiyedir. Ama artık buna sessiz kalınamaz. Çünkü eğitim, iktidarların değil, toplumun geleceğidir. Öğretmeni cezalandırarak gelecek kurulmaz. Aydınlık bir yarını, susturulmuş okullarla inşa edemezsiniz.

Bu karar derhal geri çekilmelidir. Öğretmenler onurla görevlerine dönmeli, liyakat esas alınmalı ve eğitime siyaset karıştırılmamalıdır. Bu ülkenin çocukları, özgür ve nitelikli eğitimi hak ediyor. Ve biz o geleceği birlikte inşa edeceğiz.”

Kaynak: BÜLTEN