Batuhan KAYA- 2014 yılında AKP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Binali Yıldırım’ın da vaatleri arasında bulunan “tüp geçit” projesi 2018 yılında “olumlu ÇED raporu”nun mahkeme tarafından iptal edilmesiyle rafa kalkmıştı. Geçtiğimiz günlerde AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edilen Hamza Dağ, Yıldırım’ın “tüp geçit” projesini kendi vaadiymiş gibi sunarak seçildiği takdirde yapacaklarını açıkladı. Yıldırım’dan sonra Dağ’ın da ilan ettiği projeye tepkiler, İzmir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, CHP Gölge Kabine Üyesi Ulaştırma Bakanı Ulaş Karasu ve CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan’dan geldi. Arslan projeyi “rant alanı oluşturma projesi” diye tanımlayarak, “Kanal İstanbul’u planlayan kafa neyse o kafanın aynısı budur” dedi.
‘Rantsal alan arayışı’
AKP’nin “mega” projelerle rantsal alan açmaya çalıştığını açıklayan Arslan, “Uzman raporları neticesinde bu tüp geçidin yapılmamasına dair bir görüş ortaya çıktı ve mahkeme de bu projeyi iptal etti. Tekrar tekrar aynı şeylerin ortaya atılmasının sebebi nedir? Kanal İstanbul’u planlayan kafa neyse, İnciraltı’nı planlayan kafa neyse bu tüp geçidi yapmak istemekte aynı kafadır. AKP girdiği şehirlerde bir tahribat yaratmaya, rant yaratmaya, kentleri yaşanmaz hale getirmeye yönelik projeler ortaya atar ve bu projelerle de rantsal alanlar oluşturur. Aynı rantsal alan çabası Kanal İstanbul Projesi’nde de vardı. Kanal İstanbul’un yapılması planlanan arazileri Katarlılara pazarladılar. Sonuç ne oldu? Mahkeme planları iptal etti. Sayın Hamza Dağ açsın da mahkeme kararını bir okusun, mahkeme neden bu projeyi iptal etti öğrensin. Hamza Bey bir avukat ancak kendisini hukuk kararlarını dahi okumaktan aciz görünüyor” şeklinde konuştu.
Bunu vatandaşa anlatamazlardı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Kabine Üyesi Ulaştırma Bakanı Ulaş Karasu, Dağ’ın bu projenin fizibl olmadığını kendisinin de bildiğini ifade ederek, “Bu projeyi, ‘Milletin cebinden tek kuruş çıkmayacak’ diye anlattıkları ama aslında vatandaşın geleceğini ipotek altına alacak yap-işlet-devret yöntemiyle yapmak istediler. Hiçbir müteahhit buna yanaşmadı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi gibi vatandaşın geçmediği köprülerden paraları almaları kolaydı ama bu proje onlar gibi değil. Ekonomik olarak rantabl değil, bunu vatandaşa anlatamazlardı. Bu projenin ekonomik olarak fizibıl olmadığını kendileri de biliyor, ihaleye hiç kimsenin talip çıkmayacağını çok iyi biliyorlar. Herhalde Hamza Bey peşkeş çekmenin dozajını arttırarak çözecek. Başka da çözümü bir yok” dedi.
Maliyet 2-2 buçuk milyar dolar
Projenin maliyetiyle tüm İzmir’in metroyla donatılacağını ve trafik sorunun çözüleceğini açıklayan Karasu, “Bu projeyle birlikte kent merkezindeki trafik yoğunluğu da artacak. Bunu ben değil, ülkemizin sayılı üniversitelerinden Boğaziçi Üniversitesi’nin ve İTÜ’nün ulaşım profesörleri söylüyor. Uygulama projelerinde, Körfezin doğal sirkülasyonu doğal su akışını yüzde 20 oranında azaltacağı raporlarda vurgulanıyor. Buna nasıl göz yumacaksınız? Bu projeyle birlikte bölge yerleşime açılacak. Tarihi doğal sit alanları, sulak alanlar tehdit altına girecek. Ayrıca bu projenin maliyeti yaklaşık 2-2 buçuk milyar dolar seviyesinde olacak. Oysa bu paraya kentte metronun gitmediği hiçbir yer kalmaz” ifadelerini kullandı.
‘İzmir’in bu projeye ihtiyacı yok’
Proje hakkında değerlendirmelerde bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar şöyle konuştu:
“Kentin üst ölçekli planlarına uygun olup olmadığını ve kent uygunluğunu kontrol etmek gerekiyor. Daha önce ulaşım ölçeğinde yapılan bilimsel değerlendirmeler, bu projenin kentin ulaşım planı bakımından bir ihtiyaç olmadığı ve olumlu etkisi olmayacağını kaydetti. Bu denli büyük projelerin kentin tamamına katkısı yoksa hatta zararı varsa, birleştirdiği yerler açısından baktığımızda yerleşim baskısı oluşturacaksa bunu yapmak doğru olmaz. Kentin tamamına faydası olacak projelerin peşinden koşmalıyız. Toplu ulaşımı teşvik edecek ve buna yapılacak bir yatırım daha doğru olur. Sonuç olarak kamu kaynağı kullanılıyor ve bu para hepimizin dolayısıyla bu denli maliyetli projelerde sorulması gereken ilk soru, “Herkese faydası olacak mı?” olmalıdır.”