Semra İğtaç- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İnciraltı ile ilgili kritik bir karar değişikliği yaparak, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından bölgenin birinci derece doğal SİT statüsünü düşürdü ve kısmi yapılaşmanın önünü açtı. Bu karar, bölgenin ekolojik dengesi ve çevresel sürdürülebilirliği konusunda önemli soruları beraberinde getirdi. Konu ile ilgili açıklama yapan İnciralti Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut, İz Gazete’nin sorularını yanıtladı.
İnciraltı’nın doğal SİT derecesinin düşürülmesi, bölgenin ekolojik dengesi üzerinde nasıl bir etki yaratabilir? Bu kararla çevresel sürdürülebilirlik nasıl sağlanacak?
"İnciraltı için yıllardır adeta çığlık atıyoruz bu bölgenin halkı olarak. Ancak ne yazık ki İzmir, İnciraltı’nın her geçen gün ekolojik dengesini yitirdiğini görmezden geldi. Hatta kurban kesim yeri olarak kullanılması bile kimsenin dikkatini çekmedi. Bugün gelinen noktada, son olarak İzmirlilere hizmet olarak sunulan Narlıdere metrosu, bu bölgenin ekolojik durumunu tamamen ortadan kaldırdı. Biliyorsunuz ki Narlıdere metrosu, dipten gelen bir inşaatla dipten beton dökülerek yapıldı ve dağdan gelen suyun kesilmesiyle bu durum daha da kötüleşti. Okaliptus gibi su gereksinimi düşük olan ağaçlar bile bu durumdan olumsuz etkileniyor. Denizden gelen suyun baskısı yüzünden İnciraltı’nı her geçen gün adeta tuzla yıkıyoruz. Bu nedenle, İnciraltı’nın bugünkü ekolojik sorunlarının birinci derecede sorumlusu, yıllardır burayı ihmal edenlerdir.
Diğer yandan, İnciraltı’nın ekolojik sorunlarının devam etmemesi için herkesin bildiği üzere planlı bir yaklaşıma ihtiyaç var. Plansız bir İnciraltı’nın ekolojik dengeyi koruması ve sürdürülebilirliği sağlaması mümkün değil. Evet, bugün bölgede bir doğal lagün var, ama burada inşaat yapılması gibi bir durum söz konusu değil. Ancak karşısındaki mülkiyet arazilerimizde, son 32 yılda yapılan planlarla, ekolojik dengenin korunarak ve geliştirilerek yapılacak bir planlamadan bahsediyoruz. Bugünkü SİT derecesinin düşürülmesi kararı, bölgenin gelişimine katkı sağlayan bir yaklaşımdır."
Kısmi yapılaşmanın önü açılan İnciraltı’nda, yapılaşma süreçlerinin çevreye ve bölge halkına zarar vermemesi için ne tür önlemler planlanıyor?
"Aslında İnciraltı, kentte Kültür Park’tan sonra ikinci yeşil alan olarak sayılıyor ve bu, buranın gerçek İzmirli toprak sahiplerinin gayretleriyle sağlanmıştır. Bu bölgenin gecekondu alanına dönüşmesi ve betonlaşması, kanun ve nizama bağlı kalan İzmirli toprak sahipleri tarafından engellendi. Ancak İzmir, bugüne kadar bu konuda herhangi bir adım atmadı. Şimdi ise bu bölgenin planlanarak kısmi yapılaşmaya açılması, tamamen turizm odaklı bir gelişim sürecini başlatacak. İnciraltı’nın kimliğinde turizm zaten var. Bu bölgede, son 32 yılın en düşük yoğunluklu planlamasından bahsediyoruz. Bu süreç, bölgenin mülkiyetlerini koruyarak yürütülen bir süreçtir ve çevresel faktörler de göz ardı edilmemektedir.
İnciraltı bölgesinin sağında İstinye Park, solunda Özdilek Otel, arkasında Encore Otel gibi yüksek yapılar yer alırken, burada düşük yoğunluklu yapılaşmadan bahsediyoruz. Ayrıca, Kent Ormanı tarafında SİT alanının düşürülmesiyle ilgili endişeler var, ancak bu alanda herhangi bir yapılaşma söz konusu değil. Önümüzdeki süreçte, belki amfi tiyatro alanına doğru spor altyapı tesisleri gibi yapılarla İzmirli gençlerin spora yatkınlığını artırabilecek olanaklar kazandırılabilir. Kent Ormanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından denizi doldurarak İzmir’e kazandırılmış bir alan ve çok iyi bir iş çıkarılmış. Bunun dışında kalan alanlar ise kamu ve şahıs arazileridir. Bu planlamayla İzmir, yeni bir Kent Ormanı büyüklüğünde bir yeşil alan daha kazanmış olacak ve İzmirli kazanmış olacak”