İzmir'de yerel üreticiye destek: Tohum yardımı yapıldı! İzmir'de yerel üreticiye destek: Tohum yardımı yapıldı!

İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programına konuk olan İzmir Barosu Genel Sekreteri Zöhre Dalkıran, 2025’in ‘Aile Yılı’ ilan edilmesine yönelik eleştirilerde bulundu. Dalkıran, “AKP, iktidara geldiğinden beri kadını aile içinde konumlandıran, iş yaşamını da aile yaşamıyla uyumlu hale getirip neslin devamını sağlayan bir yerde konumlandırıyor. Bu Aile Yılı’yla bunu taçlandırmayı hedefliyor. Biat eden, ses çıkarmayan bir kadın profili yaratmak istiyorlar ama kadınların tarihi mücadele tarihidir. İktidarın kadını hapsetmek istediği bu politikalara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Politik bir karar

Kadın cinayetlerinin politik olduğunun altını çizen İzmir Barosu Genel Sekreteri Dalkıran, şunları söyledi: “Kadın cinayetlerinin neden politik olduğunu İstanbul Sözleşmesi üstünden anlatmak gerekir. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında çok ciddi bir belge ve örnek bir sözleşmeydi. Kadına yönelik şiddetin sadece ortaya çıktığında önlenmesi değil evvelinden, ortaya çıkmadan önce önlenmesi noktasında bütünlüklü bir belgeydi. Her açıdan kadını güçlendirmeyi hedefleyen bir söyleşmeydi. Toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklı şiddetin ortadan kaldırılmasıyla ilgili bütünlüklü bir sözleşmeydi. Siz bu bunu kaldırdığınızda, kadının yaşamını ortadan kaldıracak nedenlerle mücadele etme noktasında politika üretmekten vazgeçtim diyorsunuz. Bunun karşılığı da siz politika üretmekten vazgeçtiyseniz kanına canına kastlar politik olmuş oluyor. Yani kadınları kaderine ve sadece kendilerinin alacağı önlemlere terk etmeniz politik bir karardır. Sadece kadın cinayetlerinde değil Türkiye’de birçok meselede cezasızlık politikalarıyla karşı karşıyayız. Bunun yanında bir de erkek adalet anlayışıyla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunu son olarak Pınar Gültekin davasında gördük. Son yıllarda sadece erkek failleri korumak ya da kendilerini onların yerine koyarak karar vermelerini değil de ciddi anlamda kadınlara düşman bir adalet anlayışımız var. O yüzden baroların bu davaları takip etmesi, müdahalede bulunması, kamuoyu önünde bu davaların tartışılması çok önemli bir yerde duruyor.”

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU