Semra İğtaç- İstinaf Mahkemesi, İzmir'de Dr. Ekin Hürel Günay’a yönelik şiddet eylemini, “sanığın aile hekimi olmaması” nedeniyle kamu görevlisine karşı işlenen suç kapsamında değerlendirmedi. Yeniden yargılamada, iddia makamı sanıkların “haksız tahrik” iddiasını reddederek, “silahla kasten yaralama” suçundan ceza istedi.
İzmir Tabip Odası: Hatalı ve tehlikeli bir emsal karar
Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Dr. Ekin Hürel Günay’a yönelik saldırıyla ilgili olarak İstinaf Mahkemesi’nin verdiği karar, sağlık camiasında tepkiyle karşılandı.
İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara, mahkemenin, saldırganlarla mağdur arasında hasta-hekim ilişkisi bulunmaması gerekçesiyle verdiği bozma kararının hukuki açıdan hatalı olduğunu ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadelede olumsuz bir emsal teşkil ettiğini ifade etti.
Av. Kara, yaptığı açıklamada, “Saldırganların aldıkları cezaların artırılmasını öngören yasal düzenlemelere rağmen, mahkemenin bu kararı saldırganları cesaretlendiren bir nitelik taşımaktadır” dedi. Mahkemenin, saldırının sıradan bir yaralama eylemi olarak değerlendirilmesini eleştiren Kara, olayın önceki bir sağlık hizmeti bağlantısı nedeniyle gerçekleştiğinin açıkça bilindiğini belirtti.
Kara sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun ek 12’nci maddesi, sağlık çalışanlarına görevleri nedeniyle yapılan şiddet eylemlerinde cezaların yarı oranında artırılmasını düzenlemektedir. Kanunda mağdur hekimle saldırgan arasında hasta-hekim ilişkisi olması gerektiğine dair bir şart bulunmamaktadır. Bu hatalı bakış açısı, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet davalarının cezasız kalmasına yol açacaktır.”
İzmir Tabip Odası, olayın yeniden değerlendirilmesini ve Torbalı 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nin daha önce verdiği karar doğrultusunda hareket edilmesini beklediklerini açıkladı.
Rapor vermediği için tartıştı
İz Gazete’ye konuşan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, sağlıkta şiddetle mücadelenin etkisiz kaldığını ve cezaların caydırıcılıktan uzak olduğunu belirterek, İstinaf Mahkemesi tarafından verilen bir karara ilişkin eleştirilerde bulundu. Dr. Yüksel, “Bu karar, saldırganları cesaretlendirmekten ve ödüllendirmekten öteye geçmemektedir” dedi.
Konuyla ilgili hukuki itirazların ve değerlendirmelerin İzmir Tabip Odası Hukuk Danışmanı Av. Mithat Kara tarafından sürdürüldüğünü aktaran Dr. Yüksel, İstinaf Mahkemesi’nin sağlıkta şiddeti sıradanlaştıran ve sokakta işlenmiş herhangi bir yaralama eylemiyle aynı düzeyde değerlendiren yaklaşımını hatalı bulduklarını ifade etti.
Dr. Yüksel, saldırıya uğrayan Dr. Ekin Hürel Günay’ın olayın gerçekleştiği dönemde Aile Sağlığı Merkezi (ASM) sorumlu hekimi olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
“Olay tarihinden iki ay önce sanıklardan biri, istediği raporu alamadığı için kendi aile hekimi ve ASM sorumlu hekimi Dr. Ekin Hürel Günay ile tartışmış ve ASM’de kargaşa çıkarmıştır. Bu kişi, ASM’de yaşanan bu olayın ardından duyduğu hınç ile kardeşleriyle birlikte Dr. Ekin Hürel Günay’ı iş çıkışına kadar beklemiş, araba ile takip etmiş ve sokak ortasında sopalarla hunharca darp etmiştir.”
Kabul edilemez
Sanıkların ASM’deki önceki olayla bağlantıyı reddetmediğini ve İstinaf Mahkemesi kararında da bu durumun belirtildiğini vurgulayan Yüksel, “Buna rağmen, mahkemenin mağdur hekimin sanığın aile hekimi olmadığı gerekçesiyle saldırıyı sıradan bir darp eylemi olarak değerlendirmesi kabul edilemez” dedi. Ayrıca, Dr. Günay’ın engelli olan bir aile hekimini korumak ve sanığın taşkınlığını önlemek için müdahalede bulunduğunu hatırlatan Dr. Yüksel, Torbalı 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin önceki karar doğrultusunda bir hüküm vermesi beklentilerini yineledi.
Dr. Ekin Hürel Günay’a yönelik saldırının ardından, sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddetin önlenmesi ve adaletin sağlanması konusundaki hassasiyetin yeniden gündeme taşınması gerektiği vurgulandı.
Ne olmuştu?
İzmir’in Torbalı ilçesinde, aile sağlığı merkezinde yaşanan bir tartışmanın ardından Dr. Ekin Hürel Günay’ı (48) 1,5 ay sonra takip eden Sedat Aydemir (28) ve ağabeyleri Fikret Aydemir (29) ile Servet Aydemir (37), Günay’ı sopalarla darbetmişti. Olay sonucunda Günay’ın vücudunda kemik kırıkları oluşmuştu. İlk yargılamada sanıklara “kamu görevlisine karşı kasten yaralama” suçundan 7 yıl 6’şar ay hapis cezası verilmiş, ancak istinaf mahkemesi, “mağdurun sanığın aile hekimi olmadığı” gerekçesiyle cezayı bozmuştu. Yeniden yargılama sürecinde, sanıklar hakkında yalnızca “silahla kasten yaralama” suçundan ceza talep edildi.