Milli Eğitim Bakanlığı Protokolünün iptali için İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği adına açılan davaya ilişkin paylaşılan bilgilerde kritik noktalar yer alıyor. Dava olumlu yönde sonuçlanırsa, tüm okullar işin önemli bir kazanım olacağının altı çizildi. Mezunlar Derneği adına hukuki süreci takip eden Altıparmak Hukuk Bürosu konuyla ilgili bir açıklamada bulundu.

Avukat da İzmir Atatürk Lisesi mezunu

Altıparmak Hukuk Bürosu’ndan yapılan açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında imzalanan 08.01.2024 tarihli “Mülkiyeti Hazineye Ait Olup Milli Eğitim Bakanlığına Tahsis Edilen Taşınmazlar İle Bu Taşınmazlar Üzerine Yer Alan Yerlerin Kiralanmasına Dair Bakanlıklar Arası İş Birliği Protokolü”nün iptali için İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği adına dava açıldı. Altıparmak Hukuk Bürosu kurucu ortaklarından Av. Cem Altıparmak, İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği üyesidir ve dava, hukuk bürosunun ‘Pro bono’ hizmeti kapsamında takip edilmektedir.“ İfadelerine yer verildi.

“Protokolün iptali için dava açıldı“

Davayla ilgili geniş bilgi içeren açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, içinde İzmir Atatürk Lisesi’nin de bulunduğu 15 okula ait toplam 18 adet spor salonu, halı saha ve okul bahçesinin ihale usulü ile kiraya verileceği ilan edilmiştir. İhaleden haberi olan İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği, İzmir Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ihalenin sakıncalarını ve iptal talebini içeren dilekçeler vermiş ve basın açıklaması yapmıştır. İhalenin iptal edilmemesi üzerine ihalenin dayanağı olan işbirliği protokolünün iptali için dava açılmıştır.“


“Protokol, yönetmeliklere aykırı“

Protokolün, Mili Eğitim Temel Kanunu’na ve Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliği’ne aykırı olduğu belirtilen açıklamada, “1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 16. Maddesi ve anılan Yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, okulların bünyesinde bulunan açık alan, kantin, salon ve benzeri yerleri işletme/işlettirme hakkını okul-aile birliklerine vermiştir. Bu tür bir kiralama sözleşmesinin Okul-Aile Birliği tarafından yapılması gerekmektedir. Yine aynı Kanun ve Yönetmelik hükümleri gereğince, Okul-Aile Birliklerinin bu yolla elde edeceği gelirlerin, genel bütçe gelirleri ile ilişkilendirilmeksizin Okul-Aile Birliği adına bankalarda açılan özel hesaplarda tutulması zorunludur. Yönetmeliğin “Gelirlerin Dağılımı” başlıklı 17. maddesi, okullarda kantin ve benzeri yerlerin Okul-Aile Birliği tarafından kiraya verilmesi ya da işletilmesi halinde elde edilecek net gelirin %80’ninin birliğin banka hesabına yatmasını zorunlu tutmuştur. Bu maddeye rağmen dava konusu Protokol, kiralama sürecinin Okul-Aile Birliği tarafından değil doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütüleceğini, kiralama sözleşmesinin Okul-Aile Birliği tarafından değil Bakanlıkça imzalanacağını, bu kiralama faaliyetinden kaynaklanan gelirin ise OkulAile Birliği hesabına değil Milli Eğitim Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü’nün hesabına yatacağını söylemektedir.“ İfadelerine yer verildi.


“Tüm okullar için önemli kazanım“

Açıklama “Yani dava konusu protokolle Okul-Aile Birliği, kendi görev ve yetkisi altında olan işletme/işlettirme faaliyetlerinden hukuka aykırı bir şekilde dışlanmaktadır. Yasa ve Yönetmelik gereği Okul-Aile Birliklerinin yasal gelir kalemlerinden olan kira geliri, bu Protokolle Okul-Aile Birliği geliri olmaktan çıkarılmıştır. Protokolde, elde edilecek olan kira gelirin Okul-Aile Birliğine aktarılıp aktarılmayacağı, aktarılacaksa bunun oranının ne olacağına dair hiçbir düzenleme yoktur. Zaten genel bütçeden yeterince pay alamadığı için ciddi ekonomik sıkıntılar çeken ve temizlik gibi en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanan okullar, Okul-Aile Birliklerinin bu tür kiralama sözleşmelerinden gelecek olan gelirleriyle ayakta kalmaya ve öğrencilerine hizmet etmeye çalışırlarken, anılan Protokolle birlikte kendileri için hayati öneme sahip bir gelir kaleminden de mahrum bırakılmışlardır. Bu mahrum bırakılma halinin Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 16.maddesine ve Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliğine aykırılığı tartışmasızdır. Dava sonucunda protokol iptal edilirse sadece İzmir Atatürk Lisesi için değil, Türkiye’deki tüm okullar için önemli bir kazanım sağlanmış olacaktır.“

Muhabir: YİĞİT SÜTCÜ