Proje okul atamaları kapsamında İzmir Atatürk Lisesi’nden başka bir okula tayin edilen coğrafya öğretmeni Hamdi Çalık, atama kararının eğitim dışı kaygılarla alındığını ve pedagojik bir karar olmadığına dikkat çekerek “Öğrencilerin okullarla bağı zayıfladı. Bu tür okullar geçmişle olan tarihsel bağlarını kaybetmiş oldular.” dedi. Uygulamanın ülkeyi Orta Doğu’nun yaşadığı iklime, Orta Asya'da, Afganistan'da yaşanan tarza doğru çektiğini belirten Çalık, atamalara karşı yapılan eylemlere ilişkin de “Eninde sonunda bu sürecin durdurulması gerekir. Ben bunu karıncanın file karşı mücadelesi gibi görüyorum. Bu kocaman fili o karıncalar birleştiğinde dize getirebilecektir.” dedi.

“Proje okul” atamaları kapsamında İzmir Atatürk Lisesi’nde görev yapan 50 öğretmen kadro dışı bırakılarak görev yerleri değiştirildi. Atama kararına ilk tepki olarak öğrenciler okul bahçesinde oturma eylemi yaparken, veliler de karardan dönülmesi için imza kampanyası başlattı. “Proje okul” atamasına karşı 10 binin üzerinde imza toplandı; veliler, öğrenciler ve Atatürk Lisesi mezunları imzaları İl Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim etti.

Efes Selçuk'ta 23 Nisan coşkusu: Çeşitli etkinliklerle, coşkuyla kutlanacak! Efes Selçuk'ta 23 Nisan coşkusu: Çeşitli etkinliklerle, coşkuyla kutlanacak!

“Atamalar İzmir Atatürk Lisesi’nde öğrencilerin huzurunu bozdu”

İzmir Atatürk Lisesi’nden başka bir okula ataması yapılan coğrafya öğretmeni Hamdi Çalık, proje okul uygulaması nedeniyle öğretmen atama kararının eğitim dışı kaygılarla alındığını, pedagojik bir karar olmadığını söyledi.

Proje okul kapsamındaki atamaların öğrencilere zararı verdiğine dikkat çeken Çalık, “Eğitim öğretim yılının ortasında bütün Türkiye'de ve İzmir Atatürk Lisesi’nde öğrencilerin huzurunu bozdu. Ne amaçla? Bakan her ne kadar ‘kaliteyi yükseltmek zorundayız’ dese bile kaliteyi yükselteceğine dair ortada ölçüye dayalı bir şey yok. Başöğretmen olarak atadıklarını görevden uzaklaştırdılar, başka okullara atadılar. Başöğretmen unvanı olmayanlar okulda kaldı.” diye konuştu.

Çalık, doktorası olanların da başka okullara görevlendirildiğini, yüksek lisans, doktora yapmayan öğretmenlerin okulda kaldığını belirterek “Yani bu, nitelik artırma kaygısıyla değil. Nitelik artırma kaygısıyla olsaydı belli kriterler olurdu, o zaman hiç kimse buna itiraz etmezdi. Sınavlar yapılır, hizmet puanı esas alınır. Ama burada hizmet puanı esasına dayalı olmayan bir şekilde, tamamen kendi kadrolarını yerleştirmek amacıyla yapılan bir uygulama sonucunda öğretmenlerin motivasyonu bozuldu. Öğrencilerin okullarla bağı zayıfladı. Bu tür okullar geçmişle olan tarihsel bağlarını kaybetmiş oldular.” dedi.

“Temel sebep öğrencilerin geleceklerinden duyduğu kaygı”

Atama kararlarının ardından İzmir Atatürk Lisesi’nde öğrencilerin başlattığı eylemi de değerlendiren Çalık, öğrencilerin harekete geçmesini şöyle değerlendirdi:

“Çocukların harekete geçmesinin temel sebebi kendi geleceklerinden duyduğu kaygıdır esasında. Bu gidişin kendi geleceklerini karartacağını, kendilerine zarar vereceğini görüyorlar ve bu gidişi kendi güçleri oranında durdurmaya çalışıyorlar. Yani bu iyi niyetli olmayan uygulamaların, ideolojik amaçla eğitim alanını şekillendirme çalışmalarının, kendi bilimsel düşünme, kendini özgürce ifade etme, geleceğini inşa etme süreçlerine zarar vereceğini görüyorlar. Ona müdahale ediyorlar, ona isyan ediyorlar.”

“Durdurulamazsa ülkemiz için kötü olur”

Atama sürecinin durdurulması gerektiğini kaydeden Çalık, sürecin devam etmesinin sadece İzmir Atatürk Lisesi için değil, bütün Türkiye’deki okullar ve gençlerin geleceği için kötü günlere gebe olduğunu vurguladı.

“Bu sürecin durdurulması lazım. Ülkemizin de çağdaş uygarlık düzeyindeki ülkelerdeki bilimle, sanatla barışık insanlığın ulaştığı medeniyet düzeyine ulaşmayı hedefleyen bir yöne doğru yönelmesi lazım.” diyen Çalık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama ne yazık ki bugünkü uygulamalar ülkemizi Orta Doğu'nun yaşadığı iklime, Orta Asya'da, Afganistan'da yaşanan tarza doğru çeken, iten, gerileten bir bakış açısıdır. İtaati, biati esas alan bir anlayış; özgürleştirmeyen, bireyi özgürleştirmeyen bir anlayış, çağdaş uygarlık düzeyinin yakalanmasına hizmet edemez. Ülkemiz için kötü olur eğer durduramazsak. O yüzden bunun eninde sonunda bu sürecin durdurulması gerekir.”

“Bunu karıncanın file karşı mücadelesi gibi görüyorum”

Başlatılan kampanyanın karardan dönülmesinde etkili olacağını düşündüğünü belirten Çalık, “Ben bunu karıncanın file karşı mücadelesi gibi görüyorum. Bu kocaman fili o karıncalar birleştiğinde dize getirebilecektir. İmzalarımız da olmasa başka başka faaliyetlerle veliler, halkımız, gençlerimiz bu karanlığı mutlaka yenecekler diye düşünüyorum” diye konuştu.

Kaynak: ANKA