Batuhan KAYA-Yiğit Sütcü/İz Gazete- Bu yıl 93’üncüsü düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İzmir Milletvekilleri, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, bazı ilçe belediye başkanları, CHP örgütü ve yurttaşların katılımıyla açıldı. Fuarın açılış konuşmasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerde bir sokak röportajında söyledikleri nedeniyle tutuklanan ve dün gece saatlerinde tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu da fuarın açılışına katıldı. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı konuşmada CHP’deki değişim süreci, CHP’nin anketlerde birinci parti çıkması ve Dumlupınar’daki 30 Ağustos etkinliklerinde konuşturulmaması üzerine önemli mesajlar verdi.

Özel konuşmasında, Özel, Dumlupınar’daki 30 Ağustos etkinliklerinde konuşturulmaması üzerine, erken seçim olacağını ve CHP kazandıktan sonra “Ana Muhalefet Lideri Recep Tayyip Erdoğan” ın konuşmasına müsaade edileceğini söyleyerek, “İlla bakan konuşacaksa CHP’li ya da Türkiye İttifakı’nın bakanları konuşacak çünkü artık bıçak kemiğe dayandı, bıktık. CHP Türkiye’nin birinci partisidir. Türkiye’nin birinci partisi bütün Türkiye’yi kucaklıyor. Zaten öyle yapılıyor, Yeni Mahalle Belediyesi’nden bir salon istiyor, salonu veriyoruz. Bir sanatçı çıkıyor her altyapıyı sağlıyor, yetmiyor sahneye çiçek gönderiyoruz. Bütün belediyelerimiz bunu aksatmadan yapsın. Sanatçının siyasi görüşü olur ama ona muamelede o gözle bakılmaz. Tüm CHP’li belediyelerin tüm salonları ve sahneleri tüm sanatçılara açıktır. Biz onları baş tacı etmeye devam edeceğiz. Ya gelecek sene ya ondan sonraki sene Cumhurbaşkanı da bakan da bizden, ha o törene Devlet Bey geliyorsa o konuşacak, o törene ana muhalefet partisi lideri Erdoğan geliyorsa gelecek konuşacak” ifadelerini kullandı.

“İzmir yüzde 93’le değişim dedi”

Fuarda konuşma yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’deki değişim sürecini “İzmir yüzde 93’le değişim” dedi diye anlatarak, “Biraz önce anons sırasında ifade ettiler, ‘Hep birlikte 14 ve 28 Mayıs’ı yaşadık’. 14 ve 28 Mayıs’ın travmasını en yüksek hisseden kent İzmir’di. Cumhuriyetin 100’üncü yılında CHP’nin iktidar olmasını bekliyordu, bu konuda yüksek bir motivasyon ve inanç vardı. Sürecin öncesi ve sonrasında yaşananlar geride kaldı. Geçen sene yazın İzmir’de gençlerin gözünün feri sönmüştü, ileri yaşta olanların omuzları yere düşmüştü. Kimse başını yerden kaldıramıyor ve umutlu konuşamıyordu. Biz CHP’de neredeyse siyaset yapmaya başlamış, pek çok görevde bulunmuş ve bu hikayenin sonunun böyle gelmemesi gerektiğine inananlar olarak dedik ki ‘CHP değişirse Türkiye değişir’. Ateş yakıldığında azdık ancak gün geçtikçe yaşanacak bir değişimin Türkiye’ye iyi geleceğine inanan ilk Kent İzmir oldu. Genç kadroları yüzde 93 oranında değişimi destekliyorlardı. Bunu takip eden şehirler arasında Manisa da vardı ama insan hangisine memleketim diyeceğini şaşırıyor. Ben ortaokulu liseyi burada okumuş, Ege Üniversitesi’ni bitirmiş. Askerlik görevinde 2’nci olup Ege Deniz Komutanlığı’nı seçmiş, İzmir’de bulunmuş ve yaşamış birisi olarak o süreçte sesimi en iyi İzmir’in duyduğunu bizzat deneyimledim. Süreç bizi tarihi bir değişime getirdi. Hemen arkasından yerel seçim geldi” şeklinde konuştu.

Özel’in 3 anahtarı!

Başarının “3 anahtar” ile geldiğini söyleyen Özel, “Yerel seçimlerde tüm adaylar önemli, seçimin bir sürü segmenti, seçimin kendisine nasıl baktığınız çok önemliydi. Örneğin bu seçimden çok sayıda kadın belediye başkanı ile çıkmalıydık. Gençlerin yerel yönetimlerde iddia koydukları, sorumluluk aldıkları ve ülkenin yönetimine hazırlanma imkanını buldukları görevlendirmeler bekliyordu. Bir büyük başarı elde etmek gerekiyordu. Karamsarlar vardı, öğrenilmiş çaresizlikten dolayı karamsar olanlar ve iyi niyeti olmayan, felaket çağıran karamsarlar vardı. Hepsine kulağımızı tıkadık çünkü karamsarlık bu ülkeye de bu partiye de yakışmazdı. Dedik ki bize bir anahtar lazım. 80 darbesi olmuş, 80 darbesinden beri başarı kapısını bir türlü açamamışız. Bu kapıyı açmamız ve umutla bakmamız lazımdı. PM’nin yaş ortalaması 43, deneyimli büyüklerimiz, cıvıl cıvıl gençlerimiz var. Ben PM’nin en yaşlı 5’inci üyesiyim. MYK’nın yarısı kadınlardan yarısı erkeklerden oluşuyor. Bu kadrolara şöyle seslendim, ‘Bir bakın bakalım Atatürk mutlaka anahtarları bir yere koymuştur’. 3 büyük kilidi 3 anahtar açtı. Ben CHP’nin genel başkanıydım ama Cumhuriyeti partiye emanet etmemişti, gençlere emanet etmişti. Koca kalenin kapısındaki kilitlerden ilkini gençler açtı. İkinci kilit şu anda Avrupa’nın dünyanın kelli felli ülkeleri kadın haklarında birbiriyle yarışırken, onların hepsinden kırk yıl önce kadına seçme ve seçilme haklarını tanıyan Atatürk, ikinci anahtarı da ‘Kadınlara güven’ diyerek emanet etmişti, onu da kadınlar açtı. Üçüncüsünü de bu fuarın teması olan teknoloji, bilim ve bilimden yararlanmaydı” dedi.

Özel’den yapay zeka çıkışı: “Güldüler ama…”

Özel, aday belirleme de yapay zekadan yararlanmaları hakkında, “Bu fuarın çağı, teknolojiyi yakalaması, inovasyon ve AR-GE’ye bir zemin yaratması ve Türkiye’nin yeniden bir çekim merkezi haline gelmesi önemliydi. BU fuarda Amerika ve Rusya’nın teknoloji savaşlarına şahitlik yaptım. Haberler çıkardı, ‘Rusya bu sene kozmonotun kıyafetini getirecek’ Amerika öbür sene aydan taş getirirdi, örümcek adlı aleti getirirdi, ayda kenetlenen uzay aracının parçalarını getirir burada yarışırdı. İzmir hem Türkiye hem dünyadaki yeriyle o dönemde yaptığını bu dönemde yapacak olsa dünyanın en önemli teknoloji fuarı, şirketlerin kendi alanlarında AR-GE departmanlarının yarıştığı bir şehir haline gelebilir. Bu senenin temasının böyle belirlenmiş olmasını da son derece önemsiyorum. 43 yaşındaki ekiple dedik ki üçüncü anahtar ölçme ve değerlendirme, baştan sona her şeyi ölçmeliyiz. Daha önce partimizde bütçenin yüzde yarımını ayırdığımız ölçme ve değerlendirmeye seçim bütçesinin 6’da 1’ini ayırdık. 355 bin anketle aday belirledik. 255 bin anketle adaylarımızı sahada takip ettik. Bu kadar anket nasıl yapılır derken, alanında deneyimli 6 kişilik bir ekip bir şartname hazırladı. Dediler ki ‘anketleri biz yapmayacağız, soruları hazırlayacağız ve diyeceğiz ki buna uygun anket yapabilen firmaların hepsiyle çalışacağız’. 20 firmaya davet gönderdik, 6 firmayla hepsini yaptık. Kabul edilme şartları neydi? Yapay zeka denetimi! Bunu söylediğimizde ‘yapay zekanın adayları’ diyenler oldu. Buna teknolojisi olanak veren yapay zekanın dinlemesine olanak veren firmalarla çalışıyorduk. İlk başta anket kolay, örneklem belli, tutuyor sonra bir yerde üniversite mezunu kadın seçmen lazım. Telefondaki kardeşimiz arıyor ama tutturamıyor, 42 yaşındaki bir kadını üniversite mezunu diye kaydediyor. Biz bunu firmaya söylüyoruz, firma denetliyor. Bir ilçede anket yapıyoruz, anketin başındaki arkadaş geldi, ‘efendim yapay zeka anketi durdurmuş, listede olmayan birisinden yüksek frekans alıyormuş’. Aradık ilçe başkanını, bu kişi kimdir, dedik. Dedi ki o bizim bir önceki seçimde adayımızdı, herkes onun aday olmasını bekliyordu ama meclis üyesi adayı oldu. Biz de dedik ki ‘sorun’. O arkadaş dedi ki ‘hiç düşünmemiştim ama bir sorun bakalım’. Ankette yüzde 48’le o aday çıktı ve yüzde 51’le seçildi” şeklinde konuştu.

“Seçimden 3 gün önce teşekkür konuşması düşündüm”

Yerel seçimlerden 3 gün önce teşekkür konuşması düşündüğünü ifade eden Özel, “O dönemde bunu söylediğimizde tartışmalar oluyordu. Bunların hiçbirini yok sayamayız. Biz saymadığımız için ben 3 gün önceden teşekkür konuşmasını düşünmeye başladım. Biz sisteme sandıklar batıda da açıldıktan 45 dakika sonra sandık görevlilerine gidecek mesajlar yazdırdık. Eskiden ‘bilerek kötü haberler yayılıyor, sandıkları terk etmeyin’ diye mesaj yazdırmak zorunda kalmıştık” diye konuştu.

Dilruba Ziyareti Iade

Dilruba Özel’e iade-i ziyaret gerçekleştirmiş

Özel, fuarda yaptığı konuşmada Dilruba Kayserilioğlu’nu cezaevinde ziyaret ettiklerini konuştuklarını anlattı. Özel, “İzmir beklentileri yüksek olan, zamanla tepki gösteren, hak ettiğini görmediğinde sözünü esirgemeyenlerin kentidir. İzmir’de bir mikrofona kardeşimiz birkaç cümle söyledi, dün onu cezaevinde ziyaret ettik. O kendi değerlendirmesini ve özeleştirisini zaten yapmış ve bundan sonrasına da umutla bakıyor. Ben cezaevinin kapısında ‘şunu da yapacağız bunu da yapacağız’ demek yerine ‘hakkı teslim etmek, haksızlığa itiraz etmek önemli bir meseledir’ bir de cezaevinde bir davet yaparsanız o hemen karşılığını bulur. Dedim ki ‘Dilruba ben bir konuşma yapacağım, seni de davet edeceğim sen benim misafirim olacaksın’ o da ‘dilerim öyle olur’ dedi. Çıktım ve Dilruba’yı davet ettim, vedalaşırken dedim ki ‘Burada racondur, ziyarete gelene iade-i ziyarete gitmen gerekir’ o da ‘inşallah Özgür Bey’ dedi. Sağolsun kırmamış, 24 saat geçmeden ziyarete gelmiş. İyi ki varsın Dilruba, İzmir seni seviyor, Türkiye seni seviyor. Kimseyi kırmak istemediğini biliyoruz. CHP bu ülkeyi kurmuş parti olarak düşünce özgürlüğünü savunuyor” diye konuştu.

Tugay’dan fuar sözü: Eski günlerine dönecek!

Tugay, fuarın eski görkemli günlerine döneceğini vadederek şöyle konuştu: “Her yıl fuar dönemi, fuarımızın kökleri itibarıyla cumhuriyete saygı duruşu niteliği taşır. Bu yıl fuarımızın kapılarını; Kurtuluş Savaşı’mızın son evresi Büyük Taarruzu anmak üzere kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda açıyoruz. Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızın cesaretiyle esaretten kurtuluşumuzu, zaferimizi, bağımsızlığımızı kutluyoruz. Kapanışı ise, Kurtuluş Savaşı’nın nihai zafere ulaştığı 9 Eylül’de, İzmir’in 102. kurtuluş yıl dönümünde yapacağız. İşte bütün tüm bu nedenlerden dolayı İzmir Fuarı, sadece İzmir değildir; Türkiye demektir, cumhuriyet demektir. Her yıl olduğu gibi yine fuar döneminde 11 gün boyunca ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin merkezi burası olacak. ‘Bu şehirde fuarlar kurun, sergiler açın’ diyen Ata’mızın mirasını, her yıl daha da geliştirerek koruyacağız. Eski fuar dönemi neşesini, canlılığını tekrar yakalayacağız. Belediye başkanı olarak en önemli ödevlerimden biri budur: İzmir Fuarı'nı eskisi kadar canlı, merakla beklenen, Türkiye'nin her yerinden insanların ziyaret etmek istediği o günlere geri döndürmeyi vadediyorum. Ve 94. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın heyecanını şimdiden yaşıyorum. Eski ihtişamlı, görkemli fuarları birlikte var edeceğiz. Bu akşam burada olan, tarihe geçmiş bir fuarın 93. yılına tanıklık eden, Kültürpark’ın kapılarından geçerek dünyanın kapılarına açılan tüm konukları, tüm İzmirlileri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Neşe, umut, merak, bilim, teknoloji ve sanat dolu bir fuar dönemi diliyorum”

Izmir Fuar Acilisi 1-1

“Temellerini Atatürk attı”

Fuarın tarihinden bahseden Tugay, “Dünyanın en eski genel ticaret fuarlarından, Türkiye’nin ise ilk fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nı, “Teknoloji” temasıyla ve “Zamanın ötesine geçiyoruz” sloganıyla düzenliyoruz. İzmir Fuarı zaten tarihi boyunca hep zamanının ötesine geçmiştir. Çünkü Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, zamanın ötesindeki ülküsü cumhuriyeti henüz planlarken fuarımızın temellerini atmıştır. Atatürk, 29 Ekim 1923’e giden süreçte, kuracağı cumhuriyetin ekonomi politikasını belirlemek için 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni topladı. Kemeraltı’ndaki kongre binasının girişinde, yerli mallarının sergilendiği Numune Sergisi açıldı. Amaç, ülkedeki zirai ve sınai ürünlerin tanıtılması, yerli mallara ilginin artması, ülke ekonomisinin canlanmasıydı.  İzmir Fuarı’nın da Türkiye fuarcılığının da temelleri işte o sergide atıldı” diye konuştu.

“İzmir öncülüğünü gösterdi”

Tugay konuşmasının devamında, “İzmir, bir kez daha öncülüğünü göstermişti:15 Mayıs’ta işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkarak kurtuluşun ateşini yakan, 9 Eylül’de Kurtuluş Savaşı’nı zafere ulaştırarak cumhuriyetin kurulmasına giden süreci başlatan bu şehir, fuarcılığı başlatarak cumhuriyetin ekonomi politikalarının da kurucu şehri olmuştu.1927’de İzmir Sanatlar Mektebinde yani bugünkü Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesinde 9 Eylül adını alan sergi, 1928 yılında 155 yabancı şirketin katılımıyla ilk kez uluslararası nitelik kazandı. 1933’te sergi büyütüldü; Cumhuriyet Meydanı’nın arkasındaki yangın alanı düzenlendi, 9 Eylül Panayırı yapıldı. 1936 yılında ise efsane Belediye Başkanımız Behçet Uz’un yangın alanında kurduğu Kültürpark’a taşındı. Bugün hâlâ bu tarihi mekânında, kültürel hafızamızın en önemli parçası olarak varlığını sürdürüyor” dedi.

“Fuar bize moral oluyor”

İzmir’deki yangınların ardından fuarın moral olduğunu ifade eden Tugay, “Fuar, tarihi boyunca pek çok ekonomik krize, savaşa, politik sıkıntılara şahit oldu ama hep yoluna devam etti. Öyle ki sadece Türkiye’de değil, dünyada da insanların yaşama dört elle sarılmasının sembolü oldu. 1929 Ekonomik Buhranı’nda kısa bir ara verilse de ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü 1933’te, uluslararası ilgiyle düzenlendi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında da fuar ara vermedi. Hem savaş yıllarında hem de sonrasındaki Soğuk Savaş döneminde karşı kutuplardaki ülkeleri bir araya getirdi. Yani İzmir Fuarı hep, hayatın tarafında oldu. Hep umut aşıladı, insanları neşelendirdi, yaratıcılığı teşvik etti ve ticaretin devamlılığını sağlayarak yeni geçim kaynakları yarattı.  Fuarımız bugünlerde İzmir halkı olarak bize de yaşadığımız üzücü olayların ardından moral veriyor. Karşıyaka’da, Tire’de, Bayındır’da, Menderes’te, Bergama’da, Urla’da, Çeşme’de üzücü yangınlar yaşadık. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığımızın, ilçe belediyelerimizin büyük gayretleriyle mücadele ettik. Fuarı, bu yangınların ertesinde açıyoruz. İnanıyoruz ki küllerimizden yeniden doğacağız. Tıpkı, şu an içinde bulunduğumuz Kültürpark’ın, Kurtuluş Savaşı’nın ardından çıkan Büyük İzmir Yangını sonrası, küllerinden yeniden doğması gibi… Çünkü o mucizeleri gerçekleştirenler, bizim kahramanlarımız. Onlar; başta Atatürk olmak üzere cumhuriyeti kuran, yıkıntıların arasından hayat yeşertenler… 93. İzmir Enternasyonal Fuarı bizi, yaşadığımız zamanın kötü olaylarının da ötesine taşıyacak. Neşemizi, umudumuzu, sosyal hayatımızın canlılığını hatırlatacak” şeklinde konuştu.

50 Start-up firmasına ücretsiz stant!

Fuarda 50 start-up firmasına fuarda ücretsiz stant verildiğini söyleyen Tugay, “İzmir Fuarı, getirdiği yeniliklerle de hep zamanın ötesine geçti. İcatlar, yeni teknolojiler, yeni ürün ve markalar, yıllar içinde hep dünyadan Türkiye’ye, İzmir Fuarı’nın açtığı kapıdan girdi. Bu yıl teknoloji temasını seçerken hedefimiz; İzmir’in geleceği hayal eden, hayallerini gerçeğe dönüştüren ve çağı yakalayan bir kent olmasıydı. Teknoloji temasıyla kentimizi geleceğe taşımayı hedeflediğimiz 93. İEF, uluslararası ve ulusal firmaların iş bağlantılarıyla ülke ekonomisine katkıda bulunacak. Teknoloji sektöründeki girişimciler ve start-uplar kendilerine ayrılmış özel alanlarda, yeni iş fikirlerini ve yaratıcı çözümlerini sergileyecekler. Genç girişimcileri destekleyebilmek amacıyla 50 start-up firmasına ücretsiz stant tahsis ettik. Teknolojiyi, hayatımızı daha da kolaylaştırması, hizmet alanlarımızı daha kaliteli hale getirmesi için kullanacağız. Biz de belediyemizin bu tema özelinde yürüttüğü tüm çalışmalarıyla fuarda yerimizi alacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketi İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ ile İzmir’de yeni yapay zekâ uygulamaları hayata geçireceğiz. Teknoloji teması bizim, Türkiye’yi gelecek yıllara nasıl hazırlamak istediğimize dair vizyonumuzun da önemli bir göstergesidir” diye konuştu.

“Onur konuğu İstanbul”

Fuarın onur konuğunun İstanbul olduğunu ifade eden Tugay, “Teknoloji teması altında düzenlediğimiz, her yaşa hitap eden, birbirinden renkli ve farklı onlarca etkinliğimiz var. Sanattan bilime, spora kadar her alanda teknolojinin nimetlerini deneyimleme, öğrenme şansı bulacağız. Fuarımızın bu yılki onur konuğu ise İstanbul. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, görkemli bir sergiyle, gastronomisiyle, kültürel mirasıyla, yenilikçi teknolojik girişimleriyle fuarımıza kıymetli katkılarını sunuyor. İzmir Fuarı, özellikle İzmirlilerin hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Hepimizin büyüme hikâyesinde yerini almıştır. Anne babalarımızın elinden tutarak geldiğimiz fuara daha sonra çocuklarımızı getirdik, kimimiz torunlarını getirdi. Yeni ürünlerle, yeni teknolojilerle olduğu kadar gazinolarla, tiyatroyla, sinemayla da buluştuğumuz yerdir burası. Tüm Türkiye’nin eğlence ve sanat dünyasına adını altın harflerle yazdırmış bir kültür mirasıdır, İzmir Fuarı. Kimimizin de iş hayatına atıldığı ilk yerdir. Fuar dönemi, İzmir’de istihdama önemli katkılar yapar, gençlerimizin ilk iş deneyimlerini yaşamasını sağlar. Kurumların pavyonlarında, stantlarda çalışan gençler, okul harçlıklarını çıkarır. Gençlerin sosyal çevre edinmesine, iş hayatıyla tanışmalarına aracılık eder. Bu, benim için de böyle oldu. O açıdan duygusal bir günümdeyim. Üniversitede okurken dört yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’nda çalıştım. Paraşüt Kulesi’nin yanında, Süt Endüstrisi Kurumunda önce kasiyer, sonra stant şefi olarak görev yaptım. Çalışma hayatımın başlangıcıydı ve sigortaya girişim de böyle olmuştu. Şimdi o fuarı düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediyesinin başkanı olarak burada bulunmaktan dolayı büyük bir mutluluk, onur ve heyecan duyuyorum. Kim bilir şu anda fuardaki çeşitli stantlarda görevli gençlerimizi gelecekte şehrimizin, ülkemizin hangi mevkilerinde göreceğiz. Bunu düşünmek de bana büyük bir mutluluk veriyor” dedi.

Muhabir: Batuhan KAYA - Yiğit SÜTCÜ