İzmir’de günlerdir süren yangınlar, sadece doğaya değil, şehirdeki yapı güvenliğine dair de önemli soruları gündeme getirdi. Alevler, şiddetli rüzgarlar nedeniyle hızla yayılırken, yerleşim yerlerine yaklaşarak büyük tehdit oluşturdu. Bu durum, binaların yangın güvenliği açısından ne kadar yeterli olduğunu yeniden sorgulattı. Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi, yangınların şehre sıçramasıyla ilgili alınması gereken yapı güvenlik önlemlerine dikkat çekti. Doç. Dr. Naimi, özellikle binaların dış cephelerinde kullanılan yanıcı yalıtım malzemelerinin ormanlara yakın şehirlerde yangın riskini artırdığına vurgu yaparak, bu konuda yapı denetimlerinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Dış cephe malzemelerine dikkat

Sepanta Naimi, yangınların hızla yayılmasında en önemli faktörlerden birinin, binaların dış cephelerinde kullanılan yanıcı yalıtım malzemeleri olduğunu söylediği konuşmasında şunları ifade etti: “Ormanlık alanlara yakın yerleşimlerde, bu tür malzemeler yangının şehre ulaşmasını ve hızla yayılmasını kolaylaştırıyor. Özellikle yüksek katlı binalarda yangın güvenliği planlamasının eksik olması ve uygun olmayan malzeme seçimi, bu tür felaketlerin etkisini artırıyor. Binaların dış cephe kaplamalarında yanmaz özellikteki malzemelerin kullanılması gerekiyor. Ayrıca yapı denetimlerinde bu hususun göz ardı edilmemesi lazım. Çatı malzemelerinin de yangına dayanıklı olması, yangınların hızla yayılmasını engelleyebilir.”

Geç tutuşan ağaç türleriyle ağaçlandırma yapılmalı

Yangınların şehirde hızla yayılmasının bir diğer önemli nedeni, şehre yakın ormanların yeterince korunmaması ve temizlenmemesi. Doç. Dr. Naimi, orman yangınlarının yerleşim yerlerine sıçramasını önlemek için, bu alanların düzenli olarak temizlenmesi gerektiğini belirterek şehre yakın bölgelerde, geç tutuşan ağaç türleriyle ağaçlandırma yapılmasının da yangın riskini azaltabileceğine dikkat çekti.
Yangın güvenliği konusunda alınacak önlemlerin sadece yapıların fiziksel özellikleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini aynı zamanda yangın güvenlik sistemlerinin de düzenli olarak kontrol edilmesi ve yangın tatbikatlarının da sık sık yapılması gerektiğini ifade eden Naimi, vatandaşların da bu konuda bilinçlendirilmesinin önemine de vurgu yaptı.

Çeşitli söndürücü ve önleyici sistemler mevcut

Naimi, yangın söndürme ve güvenliği arttırmak için binalarda ve yapılarda çeşitli sistemlerin kullanıldığını hatırlatarak, “Bunlar arasında yangın alarmları, yangın söndürücüler, sprinkler sistemleri, yangın merdivenleri ve çıkışları bulunmaktadır. Ayrıca, yangın için su depoları, duman tahliye sistemleri, acil durum aydınlatmaları, yangın eğitimi ve tatbikatları gibi önleyici sistemler de mevcuttur. Bu önlemler, bina sakinleri ve çalışanların güvenliğini artırmak amacıyla alınmaktadır. Her binanın yapısı ve kullanım amacına göre bu sistemler farklılık gösterebilir. Yangın güvenliği konusunda teknolojik ve yapısal donanımlara dikkat etmek istiyorsak, otomatik yangın söndürme sistemleri de kullanılabilir. Bu sistemler arasında sprinkler sistemleri, köpük ve kuru kimyasal söndürme sistemleri, gazlı söndürme sistemleri gibi çeşitli seçenekler bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

Yangın güvenliği planlaması yapmak zorunludur

Yapı denetimleri ve düzenlemelere baktığımızda da Türkiye'de yangın güvenliği ve standartlarına yönelik yönetmeliklerin bulunduğunu da aktaran Altınbaş Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sepanta Naimi, “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği içinde, Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği gibi düzenlemeler yer almaktadır. Yangın güvenliği konusunda düzenlemelere uyulması zorunludur. Özellikle yüksek katlı yapılar için yangın güvenliği planlaması yapmak zorunludur. Bu planlar, otomatik yangın söndürme sistemleri, acil çıkış yolları ve diğer güvenlik önlemlerini içermektedir. Bina güvenliği ve bakım açısından ise binaların yangın güvenliği sistemlerinin düzenli olarak bakımı ve kontrollerinin yapılması gerekmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: İHA