Batuhan KAYA/İz Gazete - Okula giden çocuklara günde 1 öğün ücretsiz yemek verilmesi için, İzmir Okul Yemeği Koalisyonu basın açıklaması düzenledi. İzmir Okul Yemeği Koalisyonu üyesi olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Öğrenci Veli Derneği, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası, Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında okula giden çocuklara günde 1 öğün yemek verilmesi talebinde bulunuldu. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nde gerçekleştirilen açıklamada, çocukların okullarında 1 öğün gıdaya ulaşımının ne kadar önemli olduğu vurgulanırken, basın açıklamasını İzmir Okul Yemeği Koalisyonu adına BAYETAV’dan Bircan Yalçın okudu. Yalçın açıklamasında, “Gün boyunca eğitim gören ve hareket halinde olan çocukların, öğle yemeğinde yeterli düzeyde kalori ve beslenme değeri içeren gıdaları tüketmesi gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel okullar ve az da olsa bazı devlet okullarında öğrencilere öğle yemeği verilmesine rağmen, devlet okullarının neredeyse tamamına yakınında öğle yemeği verilmemektedir” ifadelerini kullandı.
Çocukların beslenmesi kamu sorumluluğundadır
Yalçın, çocukların sağlıklı beslenebilmesinin kamunun sorumluluğunda olduğunu ifade ederek, “Ülkemizde çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi ve kalıcı olumsuz etkilere neden olan beslenme yetersizliği sorununun çözülmesi, sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için elzemdir. Her çocuğun temel hakkı olan sağlıklı beslenme başta siyasi iktidar olmak üzere ilgili kamu kurumlarının sorumluluğundadır. Okul çağındaki çocuklara okul yemeği programları yoluyla ücretsiz gıda ve beslenme desteğinin kamu kurumlarının politika önceliği olması son derece ivedidir. Ancak uygulanan politikalara bakıldığında okul yemeği programlarının kamu gündeminin dışında kaldığı görülmektedir” dedi.
Yetersiz beslenmenin sonuçları ağır olacaktır
Yetersiz beslenmenin ağır sonuçları olacağını ifade eden Yalçın, “Okula giderken bir poğaça, bir meyve suyu ile beslenen çocuklar gizli bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Yetersiz beslenme sadece yemeğin az yenilmesi veya hiç yenilmemesi değil, yenilen yemeğin besleyiciliğinin az olması anlamına da gelmektedir. Çocukların gelişme sürecinde kalori ihtiyaçları yüksektir ve daha çok protein, kalsiyum, demir gibi minerallere ihtiyaç duymaktadırlar. Çocukluk döneminde yetersiz beslenmeye bağlı olarak zeka geriliği, öğrenme güçlüğü, görme sorunları, diş ve dişeti sorunları en sık görülebilen sağlık sorunlarındandır. Bu bağlamda, gün boyunca okulda olan çocuklara mutlak suretle ücretsiz okul yemeği ve içilebilir temiz su uygulamasının ivedilikle başlatılması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir” diye konuştu.
Devlet okullarında beslenme öncelikli meseledir
Devletin çocukların sağlıklı beslenmesi hakkında sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Yalçın, “Türkiye’nin de 27 Ocak 1995 tarihinde imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere “Taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde ebeveynlerine ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinimi olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar (Madde 27/1-3)” denilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmenin ilgili maddesine dayanarak, tüm kademelerdeki okullarda eğitim gören tüm çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz nitelikli bir öğün yemek ve okulda geçirdikleri süre boyunca temiz içme suyu temininin sosyal devletin görevi olduğunu hatırlatmaktadır. Çocuklarımız başta olmak üzere yoksullukla ilişkili olarak yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘kamusal destek-dayanışma programı’ acilen uygulamaya konulmalıdır. Bu nedenle başta siyasi iktidar olmak üzere tüm bileşenler, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz yıllarda veriliyordu
6 Şubat depremlerinden önce devletin anaokulları düzeyinde 1 öğün ücretsiz yemek sağladığını açıklayan Yalçın, “Geçtiğimiz yıllarda, okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek için ısrarlı talepler sonuç vermiş ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından anasınıflarına ücretsiz yemek verilmesi programa alınmasına rağmen, bu uygulama sadece bir dönem uygulandıktan sonra, 6 Şubat 2023’teki deprem sonrasında deprem bölgesindeki okullar dışında kaldırılmıştır. Tüm bunlardan dolayı, siyasi iktidar üzerinde baskı oluşturmak ve okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve içilebilir su verilmesini sağlamak amacıyla “Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu” kuruldu ve 2 Mart 2024 tarihinde Ankara’da Türk Tabipler Birliği’nde yapılan bir basın açıklamasıyla koalisyonun kurulduğu kamuoyuna duyuruldu. Koalisyon TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Türk Tabipler Birliği, Veli-Der, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim-Sen, Derin Yoksulluk Ağı, BAYETAV ve çeşitli derneklerin yanısıra konuyla ilgili akademisyenler, hak savunucuları, konu üzerinde çalışan gazetecilerden oluşmaktadır” dedi.
İktidar yapmıyorsa yerel iktidar yapmalıdır
Merkezi iktidar çocuklara ücretsiz 1 öğün vermiyorsa bunu yerel yönetimlerin sağlaması gerektiğini söyleyen Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, “Bu görevden doğrudan kamunun görevidir. Eğer iktidar yapmıyorsa yerel yönetimler yapabilir. Bunu yapmadıkları için zaten bugün buradayız. Sorumlular kimse göreve çağırmak için baskı kurmaya devam edeceğiz, daha önceki baskılarımız karşılık bulmuştu ve daha geniş bir kitleyle baskıya devam edeceğiz.”
Kamu bunun için yoksa ne için var?
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, kamunun bunun için var olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“İzmir diğer bölgelere göre ne kadara avantajlı gibi gözükse de dezavantajlı bölgelere de sahip. Ekonomik çöküşün bizi getirdiği noktada bu, tam da kamunun görevidir. Kamu bunun için yoksa ne için var? Bizler sağlık hizmeti verirken çocuklarda beslenme yetersizliklerine bağlı olarak gelişim geriliklerine sahipler. Biz burada 1 nesli kaybediyoruz.”