İzmir'de 12 Temmuz'daki sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımından dolayı hayatlarını kaybetmesiyle ilgili, aralarında İZSU ve Gdz Elektrik AŞ.'den İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU önceki dönem Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gdz Elektrik Dağıtım Sistemi İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da bulunduğu 13'ü tutuklu toplam 42 kişinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü.
Duruşma salonunda tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve mağdur taraf avukatları hazır bulundu.
Sanık avukatların savunmalarının alınmasından önce Mahkeme Başkanı, celse arasında tutuklu sanıkların tutukluluk hallerine ve adli kontrol taleplerine yapılan itirazların reddedildiğini belirtti.
Valilikten beklenen izin yazısı gelmedi
Mahkeme Başkanı, bir önceki celsede memur sıfatları ve kamu görevlisi oldukları için dosyaları ayrılan sanıklar Ömer Karabilgin, Barış Koç, Ali Hıdır Köseoğlu, Serdar Sadi, Gürkan Erdoğan ve Ezgi Nazaroğlu'nun yargılanması için İzmir Valiliğine yazı yazıldığı ve henüz yanıtın gelmediği bilgisini verdi.
Olay yeri yakında bir başka elektrik çarpması vakası
Duruşmada yeni bir tanığın ifadesi alındı.Tanık olarak dinlenen zabıta memuru Adil Çıra, ifadesinde şunları söyledi:
"Olay günü biz olayın geçtiği yerde görevliydik. Bir vatandaşın elektriğe çarpıldığı bilgisi geldi bize. Ben Gdz Elektrik'i aradım ama ulaşamadım. Akabinde polise haber verdim. Sonrasında bir başka bir yerde birini elektrik çarptığı haberi geldi. Ambulansı arayıp bilgi verdim. Olay yeriyle ilgili benim bir bilgim yok. Olay yerini hiç görmedim."
Çıra, Ceren Deniz'in avukatı Ayşe Sarıçiçek'in "Siz belediye görevlisisiniz. AYKOME'nin ne olduğunu biliyorsunuzdur. AYKOME'ye haber verdiniz mi" sorusu üzerine "Vermedim" dedi.
Savcı mütalaasını okudu
Duruşmada savcı mütalaasını okudu. Savcının mütalaayı alçak sesle okuması nedeniyle taleplerin sanık avukatlarınca duyulmaması ve uyarılara rağmen savcının tavrını devam ettirmesi salonda gerginliğe neden oldu.
Savcı mütalaasında, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin ve adli kontrol kararlarının devamını ve bilirkişi raporunun beklenmesini talep etti.
"Valiliğe müzekere yazılmasını talep ediyoruz"
Savcının ardından avukat Ayşe Sarıçiçek, "Savcılık makamının taleplerine katılıyoruz. Buna ek olarak Cenan Demircan için takipsizlik kararı kalktığından hakkında dava açılıp açılmadığı, açıldı ise o sanığın da bu davayla birleştirilmesini talep ediyoruz. 2024/755 sayılı 6 sanıklı tefrik edilen dosyada izin sürecinin ne aşamada olduğuna ilişkin Valiliğe müzekere yazılmasını talep ediyoruz" dedi.
"Bir an önce dosyaların birleştirilmesini talep ediyoruz”
Savcılık mütalaasına ilişkin söz alan İnanç Öktemay'ın avukatı Cenk Tosuner de "Dosyaları ayrılan altı sanığın yargılanması için soruştırma izninin verildiğine ilişkin bir bilgi geldi. Öyleyse bir an önce dosyaların birleştirilmesini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.
"İZSU müdahalesine kadar sistemin sorunsuz çalıştığı ortaya çıkmadı mı?"
Akıma neden olan kabloların inşa edildiği dönemde geçici kabul heyetinde olan tutuklu sanık Gdz Elektrik'te Arıza Onarım Müdürü olarak çalışan Ali Külak, mütalaaya ilişkin şu savunmayı yaptı:
"Sanıkları da dinlediniz tanıkları da. Gerçekleşen arızadan haberimin olduğunu söyleyen kimse yok. Bana bildirilmiş bir şey de yok. Ben neden buradayım? Keşif sırasında başından beri söylenenlerin doğru olduğu ortaya çıkmadı mı? İZSU müdahalesine kadar geçen 9 yılda sistemin sorunsuz çalıştığı ortaya çıkmadı mı? Ben içeri girdiğimde bebeğim konuşamıyordu, yürüyemiyordu. Şimdi yürüyor. Bebeğim beni tanımıyor. Babası olduğunun idrakında bile değil. Tahliyemi talep ediyorum."
"Müvekkilimin tutuklanması için tek bir sebep yok”
Külak'ın avukatı Özkan Yüce de savunmasında şöyle konuştu:
"2015 yılında yapılmış bir tesis. 2024'teki İZSU müdahalesine kadar yani kablolar 50 santimetreden 15 santimetreye yükseltilinceye ve kablolardan biri mazgalın altına sıkıştırılıncaya kadar hiçbir sorun yok. Bilirkişiler ne aradı keşifte? 'Bana doğalgaz borusunun nerede olduğunu bulun' dedi. İddianamede yer alan ikinci yanlış... İddianame çok sayıda arıza var ama önlem almadınız diyordu. Biz burada size aslında çok sayıda arıza olmadığını göstermedik mi? Delilleriyle ortaya koymadık mı? Bugün müvekkilimin tutuklanması için tek bir sebep yok. Bu koşullar altında Ali Külak'tan ne istiyoruz? Sahayı görmemişsin, arızayı görmemişsin ama titrin Arıza Onarım Müdürü. Bilmediği bir şey için 'bilinçli taksir' diyemezsiniz. O yüzden katalog suçlar arasına girmez. Bütün deliller müvekkilimin lehinedir. Hala tutuklu kalması için hukuk çerçevesinde ortaya koyacağınız basmakalıp gerekçe dışında müvekkilimle özdeşleştirebileceğiniz bir gerekçeniz var mı? Adli kontrol talebi neden yetersiz kalacak? Bu, aklınız başınıza gelsin tutuklamasıysa hukuk bunu kabul etmez. Olması gereken sağlıklı yargılama için tedbirdir. Delillerin hepsini topladınız, tanıkların hepsini dinlediniz. Bilinçli taksir denilemez."
"Herhangi bir kusurum yoktur"
Argan Mühendislik'te şantiye şefi olarak çalışan tutuklu sanık Doğan Kılıç, "Bizim yaptığımız imalatta herhangi bir kusurum yoktur. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Kılıç'ın avukatı Muhammer Demir ise "Gdz Elektrik'ten arıza kayıtlarının ham halini istediniz ama bunun yerine ekran görüntüsü yollanmış. Biz, işletme işlem geçmiş kayıtlarını talep ediyoruz. Tanık Adil Çıra'yı dinledik. Orada iki elektrik çarpması daha olduğu söylendi. 112'den sadece Adil Çıra'nın kayıtları sorulmuş. Biz o günkü tüm kayıtların istenmesini talep ediyoruz. Kendisi olay yerine yaklaşık 100 metre mesafede iki kişiyi daha elektrik çarptığı ve orada ızgara bulunmadığımı söyledi. Bu da şunu gösteriyor: Gdz'nin Alsancak bölgesinde sistemsel bir altyapı sorunu söz konusu. Yani olayın ızgarayla alakası yok. Müvekkilimin kendi rızasıyla teslim olduğu ve kaçma şüphesinin olmadığı göz önünde bulundurularak tahliyesini talep ediyoruz" savunmasını yaptı.
"Bu kadar yalanın konuşulduğu bir yerde ben ne diyeceğimi bilemiyorum"
Gediz Elektrik A.Ş.'de arıza onarım ekibinde işçi olarak çalışan tutuklu sanıklardan Fırat Akbay, avukatların savunmalarını eleştirerek, şunları ileri sürdü:
"Bilirkişiden daha bilirkişi olmuş arkadaşlarla muhatap oluyoruz. Kendileri herhalde müvekkilini savunamıyor, saldırıyor. Müvekkilini savunamayınca başkasına suç atma ihtiyacı duyuyor. O gün onlarca arzıya gittiğim, mesaiye kalmadığım söylendi. Ben o gün 07.00'de mesai başı yaptım. Yolda giderken vatandaş durdurdu ve durdum. Sabahki kayda bakmadan yalan söylediğim söylendi. Bu kadar yalanın konuşulduğu bir yerde ben ne diyeceğimi bilemiyorum. "
"Manipülasyonla bizim oraya müdahale ettiğimiz algısı yaratılmaya çalışılıyor"
Akbay'ın avukatı İzzet Kocabıçak da "manipülasyon" iddiasını dile getirerek, "Bilirkişi incelemesinde M hattı ve F hattı şeklinde 4+4 kablodan oluşan 8 ayrı kablo vardır. M kablosu ve F kablosu farklıdır. Bunun üzerinden bir manipülasyonla bizim oraya müdahale ettiğimiz algısı yaratılmaya çalışılıyor. Kovuşturmayı akamete uğratacak herhangi bir delil karartma şüphesiz yoktur. 6,5 aydır dört başı mahmur bir kusur tespitinin yapılamamasının bedelini müvekkiller ödememeli. 13 Temmuz'da yapılan incelemede, bizim çalışma yaptığımız kablonun hala sağlam olduğu görüldü. Müvekkilimin tutukluluk halinin kaldırılmasını talep ediyorum" şeklinde konuştu.
"Herhangi bir delil karartma şüphem yoktur"
GDZ Enerji Yatırımlar A.Ş'de arıza onarım mühendisi olarak çalışan tutuklu sanık Mert Ceylan, şunları söyledi:
"İkinci duruşmadan bu yana kadar tanıklar dinlendi, bilirkişi incelemesi yapıldı. Tanık beyanlarında olayın etkisinin abartıldığı, kablonun açıkta olmadığı ifade edildi. Arıza ve onarım ihbarıyla ilgili olay yeriyle ilgili olmayan yerlerin karıştırıldığı görüldü. Mühendis olmak demek 24 saat boyunca 20 ekibin çalıştığı noktaları bilmek demek midir? Herhangi bir delil karartma şüphem yoktur. Kaçmak gibi bir gayem ve şüphem yoktur. Son duruşmadan bugüne önemli gelişmeler olmuştur. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum. "
"Müvekkilimin sahayı denetleme yetkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır”
Ceylan’ın avukatı İlker Kaba ise müvekkilinin görev ve sorumluluklarını anlatarak, şöyle konuştu:
"Müvekkilim memur saatlerinde çalışan biridir. O nedenle arıza onarımının olduğu ve arızanın bildirildiği saatlerde müvekkilimin herhangi bir mesaisi yok. Saha ekiplerinin birebir denetlenmesi zorunlu ve söz konusu olsaydı Gdz'nin mesai saatleri dışında çalışacak başka bir arıza mühendisi idame etmesi gerekirdi. Bu şekilde müvekkilimin sahayı denetleme yetkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Saha ekiplerinin yaptığı onarım, prosedüre uygundur ve denetime gerek yoktur. Müvekkilimin basit taksirle yargılanabileceğini, içeride geçirdiği sürenin göz önünde bulundurulmasını, delillerin toplandığını, kaçma şüphesinin olmadığının göz önüne alınarak tahliyesini talep ediyorum.”
“Yetkim ve bilgim olmayan saha çalışmalarıyla ilgili herhangi bir kusurum yoktur”
GDZ Elektrik A.Ş'den tutuklu yargılanan tek sanık teknik şef Ahmet Orhan Kaygısız da şunları öne sürdü:
Herhangi bir arıza onarım ekibinin işlerinden sorumlu olmadım. Ayrı bir şirkette yürütülüyor bu çalışmalar. Bu nedenle söz konusu olayda herhangi bir fiil ya da etki bulunmamaktadır. İlliyet bağım yoktur ve bu bütün belge ve delillerle sabittir. Yetkim ve bilgim olmayan saha çalışmalarıyla ilgili herhangi bir kusurum yoktur. Üzerime atılan suçlara ilişkim sorumluluğum olmadığı için tahliyemi talep ediyorum.”
“Aynı konumdakiler tutuksuz yargılanıyor”
Kaygısız’ın avukatı Elvan Çetin Akbaş, müvekkilini şöyle savundu:
“Bu dosya çok önemli bir dosya. Buna rağmen iddia makamındaki değişiklikler bizi rahatsız ediyor. Biz, adaletin sağlanmasına yardımcı olmak zorundayız. Bu dosyaya karşı başsavcı hassasiyetini mi yitirdi? Bu dosyanın en önemli özelliği şahsilik. Benim müvekkilimin neden tutuklu? Dosyada müvekkilimle aynı kusuru olanlar arasında tek tutuklu müvekkilim. Dosyada müvekkilim, görev tanımının yüzde 70'ini yapmıyor. Dosyada kovuşturma genişletilmesi talebimiz var. Müvekkilim bazında çalışma saatlerinin istenmesini talep ediyoruz. Eğer ki o gün mesaide ise arıza onarımını yapmasına dair bir tebliğ olup olmadığının bulunmasını talep ediyoruz. Müvekkilimin görevi denetim değil. Dosya kapsamında bilirkişi raporunun gelmesi bekleniyor. Mevcut bilirkişi raporuna baktığımızda aynı konumdakiler tutuksuz yargılanıyor. Biz adli kontrol talebiyle tahliye edilmesini talep ediyoruz.”
“İZSU'nun kullandığı bir mazgal değil o”
İZSU'nun ihalesini alan özel bir firma sahibi tutuksuz sanık Arif Kapuş savunmasında, “Suçsuz olduğumu belirleyen bütün deliller size ulaştı” dedi.
Ses kaydıyla olay günü farklı bir noktada elektrik çarpmasına ilişkin 112 acile yapılan çağrıyı dinleten avukat Mustafa Erdem Yavuz, şu ifadeleri kullandı:
"Bu ses kaydının alameti farikası şu... Bu Kiraz ilçesinde olan bir şey değil. Olayın yaşandığı gün aynı saatlerde bizim lokasyonumuzdan biraz ötede yaşanan ses kaydı. Kazanın gerçekleştiği yerin 15-20 metre ötesinde aynı hattın olduğu yerde hiçbir mazgal yokken kaza gerçekleşiyor. Bunun çok önemi var. Failin belirlenmesine inanılmaz önemli. Bir bilirkişi raporu bekleniyor. Şu an yargılamada yeni bir sanık var. Cenan Demircan. Müvekkilimle onun arasında fark ne? Gdz taşeron kullanma demiş. Her aşmada kullanmış. Söz konusu imalatı, olması gerektiği gibi mevzuata uygun yapmamış. Geçici ve kesin kabulde olmaması gerekenler geçici ve kesin kabulde yer almış. Bir mazgal getirdiler. İZSU'nun kullandığı bir mazgal değil o. Eğer öyle bir mazgal kullanmış olsalardı Romanlar onu alıp götürürdü. O menhollerin ızgara yerine sığmayacağı tespit edildi. Arif Kapuş'un Cengiz Kopel Demircan ve Canan Demircan'dan hiçbir farkı yok. Ama kendisi 6,5 aydır tutuklu. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum."
“Kendisi kazma ya da kepçe tutmamıştır”
Önceki duruşmalarda ‘imza uyuşmazlığı’ ile gündeme gelen taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit, tahliyesini talep ederken Özpelit’in müdafi Esra Yılmaz, şöyle konuştu:
“Müvekkilim taşeron firma sahibi. Cezaların şahsi olduğu söylenir ceza hukukunda. Müvekkilim Pelit Elektrik’in sahibidir. Her ne kadar olay yerinde çalışmamız olmadığını belirtsek de olay yerinde çalışma yapıldı desek bile burada müvekkilimi mi cezalandırmak lazım? Kendisi kazma ya da kepçe tutmamıştır. Sadece işi yapan şirketin sahibidir. Kaldı ki hem geçici hem de kesin kabulde hatalı bir iş varsa yetkililer neden uyarmamıştır? Bu nedenle müvekkilimin beraatını talep ediyoruz.”
"Gelecek dosyanın müvekkilimin sorumluluğu üzerinde bir etkisi olmayacak”
Adli kontrol şartı kapsamında ev hapsinde yargılanan tutuksuz sanık Abdülkadir Satık, ev hapsi cezasının kaldırılmasını talep ederken Satık’ın avukatı Mustafa Erdem, şunları söyledi:
“Gdz Elektrik'in arıza onarım ve bakım işlerini yapan şirkette çalışan üç kişi var. Biri tutuklu, biri müvekkilim adli kontrol altında, diğeri de yurt dışı çıkış yasağı. Sorumlulukları aynı olan ve aynı şirkette çalışan üç kişinin farklı durumlarda olmasının cevabını arıyoruz biz. Bilirkişi raporu bekleniyor dendi. Bilirkişi raporunun kendisi bir delil değildir, bir değerlendirmedir. Gelecek raporla ilgili... Olay yerinde inceleme yapılmış ve tespitlerde bulunulmuş. Daha önce proaktif önlemler almamasından dolayı denmiş. Şirketteki herkes için aynı sorumluluk getirilmiş. Proaktif önlem dediğimiz herkese belirsiz sorumluluklar yüklüyor. 'Arızalar Whatsapp grubuna geliyor' dendi. Benim müvekkilim bu grupta mıdır? Varlığından haberi olmayan bir tehlikeye önlem almamakla suçlanıyor. Adli kontrol tedbirinin en ağır şekilde uygulanmasını ben peşin ceza olarak yorumluyorum. Bu insanlar katil değil, bırakın dışarıda yargılansınlar. Gelecek dosyanın müvekkilimin sorumluluğu üzerinde bir etkisi olmayacak. Adli tedbirin kaldırılmasını talep ediyoruz."
“İlim ve fen kurallarına uygun yapılıp yapılmayacağı kadarı verilemeyecek kadar değişmiş”
Tutuksuz sanık Alper Doğan'ın müdafi Umut Kahya, şunları söyledi:
“İki celse arası keşif yaptık. Orası 2015 yılından beri o kadar çok kazılmış ki oranın artık ilim ve fen kurallarına uygun yapılıp yapılmayacağı kararı verilemeyecek kadar değişmiş. Bizim 10 santimetre yukarıda 5 santimetre aşağıda dememizin hiçbir anlamı yok. Çünkü nasıl yapıldığını bilen yok. Tek bilen müvekkilimdir ve uygun olduğunu söylüyor. O yüzden en ağır hali kontrol şartı olan ev hapsinin kaldırılmasını talep ediyoruz.”
Ara karar açıklandı
Savunmaların ardından mahkeme hakimi savcı mütalaasına ilişkin ara kararını açıkladı.
Hakim, 11 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına ve tutuklu sanıkların tutukluluklarının itiraz yolu açık olacak şekilde devamına, Koray Arif, Alper Doğan ve Abdülkadir Satık’ın "konut terk etmemek" olan adli kontrol şartının kaldırılıp yurt dışı yasağına çevrilmesine karar verildiğini açıkladı.
Duruşma, 24 Mart 2025 tarihine ertelendi.