İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deniz taşkınları sebebiyle Kordon’daki sel baskınlarını önlemek amacıyla geliştirdiği “duvar” projesini, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Salih Yeşilbaş ve İz Gazete’nin mikrofon uzattığı yurttaşlar değerlendirdi.

Özgürlüğü kısıtlar

Kordon’a inşa edilmeye başlanan duvarı değerlendiren Burhan Düzçay isimli yurttaş, “Beton bloklar manzarayı kapatacak ve özgürlüğü kısıtlayacak. Benim iş yerim burada, gelmeye devam edeceğim ama bu bloklar tamamen beton yığını, tabi ki görüntüyü olumsuz etkileyecek” dedi.

Deniz görünmüyor

Sık sık Kordon’da yürüyüş yaptığını ve çimlere oturulduğunda duvarın denizi kapattığını ifade eden Güney Saygın, “Önlem için güzel ama burada parkta oturduğun zaman görüş kısıtlanıyor. Gerekiyorsa tabi ki yapılsın ama yıllardan beri buradayız, yürüyüş yapıyoruz. Parkta oturanlar manzarayı göremeyecek tek sıkıntı bu. Baktığınız zaman duvarlar çok yüksek değil ama çimlerde oturduğun zaman görüş engellenecek. Mutlaka incelemeler yapılmıştır ama gençler oturuyor, oturdukları zaman denizi göremeyecekler” şeklinde konuştu.

Kötü bir fikir

Dönem dönem İzmir’de yaşadığını ifade eden Alexander Savchenko, Kordon’a beton bloklar yerleştirme fikrini “kötü bir fikir ve karar” diye nitelendirerek şöyle konuştu:
“Buraya böyle bir şey yapmak çok yanlış bir karar diye düşünüyorum. Bu duvarı gördüğüme ve birinin böyle bir şey yapmaya karar vermesine çok şaşırdım. Bu gerçekten çok kötü bir fikir ve karar”

Hem koku hem duvar

Kordon’da balık ölümleri nedeniyle koku olduğunu ve bunun yanına bir de duvar eklendiğini kaydeden Tayyar Duman, şu ifadeleri kullandı:
 “Şu anda baskın için bir önlem olur mu olmaz mı bilemiyoruz ama görüntü kaybolur, çimlerde oturan insanlar denizi göremez. Kordon’un cazibesini kaybedeceğini sanmıyorum çünkü gençler burada takılmayı seviyor. Ama insanlar denizi göremediği zaman ne düşünür bilemiyorum. İnsanlar buraya denizi görmek için geliyor. Zaten bir koku var, bundan ötürü de durulmuyor.”

Buna değmeyecek

Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Salih Yeşilbaş, Kordon’un çimlerinde oturduğumuzda inşa edilen duvarlar nedeniyle denize göremememize değecek bir proje olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Tek yöntem tabi ki bu değil. Bu, belediyenin uygun gördüğü en hızlı erişilebilir yöntem olarak görülüyor. Dünyada bunun farklı örnekleri de var. Tabi bu önlemin tek başına yetmeyeceğini söyleyebiliriz. Altyapı sistemleriyle desteklenmediği sürece bu ‘önlemler’ tek başına hiçbir işe yaramayacak. Kaybettiğimiz o ‘çimlerden denizi görememe’ durumuna da değmeyecek, hadi değse neyse ama değmeyecek. Altyapıyla desteklenmediği sürece maalesef işe yaramayacak, bunu zaten yağmur sezonunda göreceğiz.”

Projenin altyapı ile entegre edilmesi gerektiğini ifade eden Yeşilbaş, şu ifadeleri kullandı:
 “Maliyet ve süre bu proje için çok önemli faktörler. Şu an yapılan iş en kolay yollardan birisi, sadece bir duvar örme maliyetiyle bu sorunu çözebileceklerini öngörüyorlar. Umarız işe yarar ve İzmir’in bir sorunu çözülmüş olur. Kordon’un cazibesini götürecek mi, o kadar keskin değilim. Tamamen ‘Kordon yok ediliyor’ gibi bir düşüncemiz yok ama orada doğru işlemler yapılırsa belki artı değer bile katabilir Kordon’daki peyzaja. Oraya ham bir duvar konulursa çok itici bir görüntü olur.”
 

Deniz ile bağ kopacak

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nden yapılan açıklamada, bariyer inşa etme kararının İzmirliler tarafından alınmadığı vurgulanarak, “Kordon'un kıyı tarafında yer alan yürüyüş yolu ile yoğunlukla oturma amaçlı kullanılan çim alanı ayıracak yaklaşık 80 santimetre yüksekliğinde New Jersey bariyerlerinin inşa edilmesi kararının Kordon'da vakit geçiren bir kentli tarafından alınmadığı açıktır. Yapılan imalat kamusal alanın kullanımını kısıtlayan, deniz ile bağını koparan ve alanın konumundan dolayı sahip olduğu özellikleri önemsizleştiren niteliktedir” ifadeleri kullanıldı. Oda’dan yapılan açıklamada, projenin doğru bulunmadığı ifade edilerek şöyle noktalandı: “Kentsel alanda yaşanan sorunlara parçacıl ve palyatif müdahaleler yerine sorunun kaynağına odaklanan bütüncül müdahalelerin gerektiği açıktır. Kordon’u halka kazandıran kent mücadelesi tarihini gözetmeden ve kentlilerin mekânsal aidiyetini hesaba katmadan gerçekleştirilen bu projeyi doğru bulmuyoruz”

Muhabir: BATUHAN KAYA