İzmir Kenti Konseyi Afetler Çalışma Grubu kolaylaştırıcısı eşliğinde, 1 - 7 Mart Deprem Farkındalık Haftası etkinlikleri kapsamında önemli bir açılış gerçekleşti. Yüksek İnşaat Mühendisi Mutlu Burak Paksoy’un yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, “Hep birlikte başarabiliriz. İzmir Kent Konseyi Afetler Çalışma Grubu olarak bilim adamı, mühendis, basın ve diğer uzmanları yanımızda görmekteyiz. Bilimsel doyurucu etkinlikler düzenliyoruz.” ifadeleri dikkat çekti.

Etkinlik, Ege Denizi depremi, Santorini ve tsunaminin kentimize olası etkileri gibi kritik konuların ele alınacağı geniş kapsamlı programıyla gündemde yer aldı. Açılış konuşmasının ardından, Jeoloji Mühendisleri’nden Odası’ndan Jeoloji Mühendis Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı İnşaat Mühendisi Eylem Ulutaş Ayatar,  Yüksek Mühendis Mimar Ali Ekinci ve İzmir Kent Konseyi Medya ve Basın Çalışma Grubu’ndan gazeteci Nihat Ak da söz aldı. Ayrıca, Afetler Çalışma Grubu  Kolaylaştırıcısı Servet Ertaş, “Maalesef şu anda İzmir afetlere hazır durumda değil; eksikliklerimizi konuşacağız.” diyerek önemli uyarılarda bulundu.

"Su kaynaklarımız hayati önem taşımaktadır"

Etkinliğin açılışında, bilimsel yaklaşımın ve tetkiklerin, tercümenin ötesinde bir önem taşıdığı vurgulandı. Prof. Dr. Doğan Yaşar, Atatürk’ün bu sözüne atıfta bulunarak söze başladı, “Volkanlar dünyanın sıcaklık termostatlarıdır. 5.5 ve üzeri büyük patlamalarda yayılan kükürt miktarına bağlı olarak kuraklık sorunu başlayabilir. Ege’de yapılan araştırmalarda Santorini küllerine rastlanır; patlama ihtimali düşük görünse de, gerçekleşmesi durumunda mutlaka partikül tutucu maske kullanmak zorunda kalacağız. Uzun dönem su kullanımlarında dikkatli olunmalı; su kaynaklarımız hayati önem taşımaktadır. Büyük bir volkan patlaması tüm dünyayı etkileyebilir ve tarihin neredeyse tüm savaşlarının çıkış nedeni su kaynakları olmuştur. Bu yüzden politikalarımızı dikkatli belirlemeliyiz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Aliağa Gemi Söküm Alanı Belediyeye devredildi! Aliağa Gemi Söküm Alanı Belediyeye devredildi!

Deprem Master Planı vurgusu

Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çalışmaları aktarırken, öncelikle 1999 yılında Birleşmiş Milletler öncülüğünde hazırlanan ve İzmir’in dokuz kent arasında yer aldığı Deprem Master Planı’na vurgu yaptı. Ayatar, planın deprem hasar tespitini belirleyip risk yönetimi stratejilerini oluşturmayı amaçladığını ancak güncellenmesi gerektiğini, bu nedenle  güncel bilgi düzeyiyle yeniden değerlendirme hedefiyle yola çıkıldığını belirtti. İzmir’de yaklaşık 950 bin yapı stoğu bulunduğunu, bu yapıların yaklaşık  yüzde 12’sinin güncel mevzuata uygun olarak inşa edildiğini vurguladı. Kent genelinde yürütülen yapı inceleme çalışmalarında; belediye arşivlerinden bilgi toplandığını, sokak taramaları yapılarak bazı ilçelerde bina kimlik belgeleri çıkartıldığını belirtti. İnşaat mühendisleri odası ile  protokol imzalanarak bina kimlik belgelerinin oluşturulduğu, Bayraklı ve Bornova’daki vatandaşların kendi yapılarıyla ilgili bilgilere erişebildiği büyük hizmetin altını çizen Ayatar, Bornova ilçesinde zemin yapısı ve mikro bölgeleme çalışmalarının yanı sıra, kent genelinde  tsunami durumunda kıyı şeridi tahliye yolları ve yönlendirme tabelalarının belirlenme aşamasında olduğunu, yer bilgi sisteminin deprem master planı kapsamında güçlendirilerek çeşitli senaryolar üretilmeye devam edeceğini, yapı ve zemin laboratuvarının da afet tehlikesi ve risk analizinde daha aktif kullanılacağını sözlerine ekledi. Bu yıl içerisinde deprem master planının hazırlanması ve Karşıyaka ilçesi yapı stoku ve mikrobölgeleme çalışmaları yapılacağını ifade etti.

"Deprem değil, asıl sorun insan"

Yüksek Mimar Ali Ekinci, 2020 İzmir depreminde yıkılan Rıza Bey apartman örneği üzerinden yaptığı açıklamalarda, mahkemede bir mimarın projedeki imzasının kendisine ait olduğunu ancak projeyi yapmadığını, hatta binanın nerede inşa edildiğini bilmediğini ifade etmesini eleştirdi. Ekinci, “37 kişinin hayatını kaybettiği, bunlar arasında bir babaanne ile dört ilkokul çağındaki çocuğun da bulunduğu” örneğini vererek, vicdanına sızan mimarın hesap sorulamadığını belirtti. Ayrıca, deprem vergisi ödeyip, yakılan binaların bedelini bizden talep eden mimar, mühendis, bakanlık ve belediye yetkililerinin görevlerini yapmaması nedeniyle büyük zararlar yaşandığını vurguladı. “Deprem sorun değil, asıl sorun insan. İki yılda bir arabalarımız kontrol ettiriyoruz, beş yılda bir binalarımızı kontrol ettirmiyoruz,” diyerek, yapı güvenliği ve denetim eksikliklerine dikkat çekti.

"Dirençli kentler oluşturulmalı"

Gazeteci Nihat Ak, Ege Telgraf Gazetesi çatısı altında deprem haberciliğinde sorumluluğun altını çizdi. Deprem anında kamerayı eline alıp, ekipmanla sahada bulunarak depremin durumunu doğru ve hızlı şekilde raporlamak gerektiğini vurguladı. Ak, sosyal medyada doğru bilgi akışının sağlanması, akredite kurumların referans alınması ve güvenilir iletişim kanallarının açılması çağrısında bulunurken, ilk haberlerde yer alan bilgilerin ve yardım çağrılarının ilk bilgi olması gerektiğini belirtti. Ayrıca, deprem öncesinde uzman görüşlerinin alınmasının ve bu sayede dirençli kentlerin oluşturulmasının önemine dikkat çekti.

"Basın da bu konuda çok önemli bir rol oynamalı"

İzmir Kent Konseyi Afet Çalışma Grubu’ndan Servet Ertaş kapanış konuşmasında , toplumun tamamında afet bilincinin oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. Ertaş, “Buna karşı çözümler üretmemiz gerekiyor. Afet bilincini çok önemsiyoruz. Toplumsal farkındalığın tüm kesimlere ulaşması elzem; yalnızca belirli okumuş, yazmış, aydın kesimin bilgi sahibi olması yetmiyor. Basın da bu konuda gerçekten çok önemli bir rol oynamalı,” diyerek, geniş kitlelerin afetlere hazırlıklı hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ