Semra İğtaç- ASUD (Asbest Söküm Uzmanları Derneği) Başkan Yardımcısı Selda Altıntop, İz Gazete’ye yaptığı açıklamada, İzmir halkının asbeste maruz kalmaması konusunda yerel yönetimlerin önemli bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirtti. Altıntop, açıklamalarında şunları söyledi:

“Asbest, Dünya Sağlık Örgütü tarafından birinci derece kanserojen bir madde olarak tanımlanmıştır ve 2010 yılı itibarıyla Türkiye'de çıkarılması, işlenmesi ve kullanılması yasaklanmıştır. Ancak, yasaklanmış olması bu tehlikeli maddenin tamamen hayatımızdan çıktığı anlamına gelmemektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, asbestin hayatımızdan çıkarılmasına yönelik çeşitli düzenlemeler yapmıştır.”

Bina Yıkım Yönetmeliği ile asbest konusunda zorunluluklar geldi

ASUD Başkan Yardımcısı Selda Altıntop, yıkım firmalarının Ekim 2021'de düzenlenen ve Temmuz 2022'de yürürlüğe giren Bina Yıkım Yönetmeliği'ne uymalarının önemine dikkat çekti. Altıntop, yeni yönetmelikle birlikte yıkım planı hazırlama zorunluluğunun getirildiğini vurguladı.

Altıntop, yıkımın kat eksiltme yöntemiyle yapılması, çevre güvenliğinin sağlanması ve kullanılacak ekipmanların denetlenmesi gerektiğini belirtti.

Yıkım sırasında ekipman ve şantiye kurulumu zorunluluğu

Altıntop, yönetmelikte yer alan "Yıkım Mühendisliği" ve "Yıkım Şantiyesi Kurulması" kavramlarının önemine değinerek, yıkımdan sorumlu ve yetkili bir kişinin atanmasının gerekliliğini vurguladı. Ayrıca, TS 13633 standardına uygun toz emisyon kontrolü sağlanması gerektiğini belirtti. Toz emisyonunu kontrol etmek için TS 13883 Toz Bastırma Sistemleri-Mekanik Özellikleri Standardına uygun toz bastırma sistemlerinin kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. Yıkım sırasında asbest, silika, kurşun, civa gibi tehlikeli maddelere maruz kalan çalışanların korunması gerektiğini de ekledi.

Binalardan geri dönüştürülebilir malzemelerin ayrılması

Yıkım öncesinde binalardan kullanılabilir malzemelerin çıkarılmasının önemine dikkat çeken Altıntop, bu işlemler sırasında asbeste maruz kalma riskine vurgu yaptı. Bu süreçte çalışan kişilerin yetkin olup olmadığının denetlenmesi gerektiğini belirtti.

Asbest araştırmasının ve düzenlenen raporların önemi

Selda Altıntop, binaların yıkımı öncesinde asbest araştırması yapılmasının önemini vurguladı. Yıkım ruhsatının belediyeler tarafından verildiğini ve bu süreçte asbest ve diğer tehlikeli atıkların kontrolünün belediyelerin sorumluluğunda olduğunu söyledi. Belediyelerin asbest varlığı tespiti konusunda standartlara uygun olmayan raporları kabul etmemeleri gerektiğini belirtti. Doğru ve eksiksiz hazırlanmış asbest tespit raporlarının önemine dikkat çeken Altıntop, numune alımının uzmanlar tarafından standartlara uygun şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. Yanlış veya eksik numune alımının yanıltıcı sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.

Belediye denetimlerinin rolü

Altıntop, bazı belediyelerin başarılı asbest denetimleri gerçekleştirdiğini ve İstanbul'da örnek uygulamalar bulunduğunu söyledi. Ancak genel olarak belediyelerin bu konuda daha fazla bilinçlenmesi ve doğru denetimlerin yapılmasının gerektiğini vurguladı. İzmir’de yaşanan deprem sonrası hızlanan kentsel dönüşüm çalışmalarında kontrolsüz yıkımların binlerce eski binadaki asbesti hayatımıza yeniden soktuğuna dikkat çekti. Altıntop, "İzmirliler yıkım tozunu ve asbesti soluyarak yıllar sonra geri dönüşü olmayan akciğer hastalıklarına yakalanacak. İkincil afet yaşamamak adına dernek olarak ve şahsım adına inanıyoruz ki, bizler de yol gösterici olacağız, belediyelerimiz en kısa zamanda doğru uygulamaları yapacak ve İzmirliler asbeste maruz kalmayacak" dedi.

Muhabir: Semra İĞTAÇ