Semra İĞTAÇ- İzmir Barosu ve Yargıçlar Sendikası, kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalık yaratmak amacıyla “Toplumsal Cinsiyet, Şiddet ve Yoksulluk” başlıklı bir panel düzenledi. Baro Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi’nden sorumlu yönetim kurulu üyesi Avukat Ceren Şen’in moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, kadına yönelik şiddetin ataerkil kökenleri, şiddet faillerinin profili ve kadın yoksulluğu gibi konular ele alındı. Baro Binası Konferans Salonu’nda düzenlenen panel, kadın dayanışması ve mücadele vurgusuyla dikkat çekti.
Kadına şiddet, ataerkilin ürünü
Ceren Şen, konuşmasında kadına yönelik şiddetin köklerinin ataerkil sistemde yattığını belirtti. Şen, “Kadına şiddetin tarihini ataerkinin tarihinden ayıramayız. Ataerkinin cinsiyetçi kültürüne ahlakçılık ve aile savunusu da eklenmiştir. Kadınlar, aile içinde anne ve eş sıfatıyla tanımlandıkça hukuksal olarak kişi olma vasfını kaybetmiştir. Ancak bu eşitsizlik ve şiddet döngüsünü kırmak için tarihin her döneminde kadın mücadelesi var olmuştur” dedi.
Tarihsel mücadelelere değinen Şen, 1987’de düzenlenen Dayağa Karşı Kadın Dayanışması Kampanyası ve 1989’da yayımlanan Kadınların Kurtuluşu Bildirgesi’nin yanı sıra kadın sığınaklarının kurulmasıyla bu mücadelenin güç kazandığını belirterek, “Dayanışmamız büyüdükçe, şiddetle mücadele de güçlenmiştir. Bizi bu dayanışma yaşatacak” ifadelerini kullandı.
Kadın sorunu yok, erkeklik sorunu var
Akademisyen Prof. Dr. Solmaz Zelyüt ise konuşmasında şiddetin faillerine odaklanarak, ataerkil kültürün şiddeti nasıl meşrulaştırdığını analiz etti. Zelyüt, “Ülkede kadın sorunu yok, erkek ve erkeklik sorunu var. Bu tahakküm kurma anlayışı, şiddeti meşru bir zemine oturtmaya çalışmaktadır” dedi. Erkek egemen yapının toplumsal şiddeti nasıl körüklediğine dikkat çekerek, çözümün toplumsal zihniyet değişiminden geçtiğini vurguladı.
Kadın yoksulluğu adalete erişimde engeldir
Yargıçlar Sendikası Başkanı Hakim Beyhan Güler, kadına yönelik şiddetin ekonomik boyutlarını ele aldı. Kadınların ekonomik olarak zayıf bırakılmasının adalete erişimde ciddi bir engel oluşturduğunu belirten Güler, “Kadınların yoksullaşması adalete erişimde büyük bir engel oluşturmaktadır. Şiddet döngüsünün kırılması için kadınların ekonomik bağımsızlığını kazanmaları kritik önemdedir” ifadelerini kullandı.
Panelde, kadınların tarih boyunca şiddete karşı dayanışma içinde verdikleri mücadeleye dikkat çekildi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yasaların güçlendirilmesi ve destek mekanizmalarının artırılması gerektiği ifade edildi. İzmir Barosu’nun bu etkinlikle, kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal farkındalığı artırmayı amaçladığı belirtildi. Panel, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tarihsel temellerini ve geleceğe yönelik dayanışma yollarını tartışarak büyük ilgi gördü. Konuşmacılar, dayanışmanın büyüdükçe şiddetle mücadelenin de güçleneceği mesajını verdi.