İzmir’de geçen yıl sokak ortasında eski eşi Ferhat Bingöl’ün pompalı tüfekle saldırısına uğrayan Aysel Aydemir, yaşadığı şiddet dolu anları ve mücadele sürecini anlattı. İki kız çocuğu annesi olan Aysel Aydemir, ölümün kıyısından döndüğü bu olayın ardından hayata tutunmaya çalışıyor. Ancak sadece hayatta kalmak yetmiyor; Aysel’in en büyük dileği, hiçbir kadının yalnız bırakılmaması ve şiddet mağduru kadınların haklarının korunması.

Silahın soğuk namlusunu tenimde hissettim

Eski eşi tarafından sokak ortasında silahla vurulan Aysel Aydemir, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Silahın soğuk namlusunu tenimde hissettim, ama asıl yara ruhumdaydı. Hayatta kaldım, ama yalnız kalmamalıyım, hiçbir kadın yalnız kalmamalı. Şiddetin gölgesi düşen her can, koruma ve şefkate muhtaçtır. Unutmayın, kadın da bir candır ve her can, haklarının korunmasını hak eder.”

Fail 17 yıl hapis cezası aldı

Aysel Aydemir’i silahla yaralayan Ferhat Bingöl, İzmir’de görülen karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Bingöl’e, iki suçtan indirimsiz 17 yıl hapis cezası verildi. Aysel, verilen ceza hakkında şunları söyledi: “Öldürmeye teşebbüsten ceza aldı, ama bana göre ceza az. Caydırıcı olması için daha yüksek bir ceza verilmesi gerekirdi. Ama yine de yüreğime bir nebze olsun su serpti, çünkü bir buçuk senedir bu mücadelenin içindeyim.”

Akıl Sağlığı yerinde olan erkekler adli rapor almaya çalışıyor

Aysel Aydemir, şiddet uygulayan erkeklerin çoğunun cezai süreçte akıl sağlığı bahanesine sığındığını vurguladı: “Genelde şiddet uygulayan erkekler için akıl sağlığının yerinde olmadığını söylüyorlar. Ama aslında suç işlerken gayet de bilinçliler. Buna sığınmamaları lazım. Cezaların caydırıcı olması için bu bahanelerin ortadan kalkması gerekiyor.”

Koruma kararları yetersiz kaldı

Aysel, yaşadığı şiddetten önce koruma kararı aldırdığını, ancak koruma kararlarının yeterli olmadığını ifade etti: “Koruma kararları aldırıyordum, beni rahatsız etmemesi için önlemler aldırdım. Ancak en sonunda elektronik kelepçe takılması gerekti, ama bu bile yapılmadı. Eğer kelepçe takılmış olsaydı, belki o gün evden çıkmayacaktım ve bu olayı yaşamayacaktım.”

Aysel Aydemir, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması halinde bu tür şiddet olaylarının önüne geçilebileceğini belirtti: “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, daha kapsamlı bir koruma altında olacaktım ve belki bu olay hiç yaşanmayacaktı. Ama gerekli tedbirler alınmadı, kelepçe takılmadı ve sonucunda ölümle burun buruna geldim. Ona elektronik kelepçe takılsaydı. Bildirim gelirdi. Ben de o gün evden çıkmazdım.”

“Başka kadınlar da aynı kaderi yaşamasın”

Aysel, iki yıl arayla aynı mahallede benzer bir olayın daha yaşandığını, başka bir kadının da silahla vurularak ağır yaralandığını hatırlatarak, bu şiddet sarmalının sona ermesi gerektiğini dile getirdi: “Keşke hiçbir kız kardeşim, hiçbir kadın bu kaderi paylaşmak zorunda kalmasa. Psikolojik olarak toparlanmak çok zor, çocuklarınız bu süreçten derinden etkileniyor. Kimse bu acıyı yaşamasın.”

Aysel Aydemir, yaşadığı olayın çocukları üzerindeki etkisini şu sözlerle anlattı: “Hastaneden çıktığımda, beni öldürmeye çalışan şahıs yakalanmadığı için kadın sığınma evine gitmek zorunda kaldım. Çocuklarım bir hafta boyunca bana bakarak ağladı. ‘Anne, ya sen ölseydin?’ diye sordular. O anların izlerini hala silemedik. Çocuklarım bu travmayı atlatamadı.”

“İki yıl ara ile aynı yerde iki kadın vuruldu”

Aysel Aydemir, Güzeltepe’de yaşanan iki ayrı kadın cinayeti girişimine dikkat çekerek, kadınların can güvenliğinin olmadığını söyledi: “İki yıl arayla, yüz metre aralıkta iki kadın vuruldu. Güzeltepe mahallesinde önce ben ve iki yıl  sonra silahlı saldırıya uğrayan Özge şu an yoğun bakımda. Şiddeti tekrarlayan bir erkek şiddeti var. Yarın kimin başına geleceğini bilmiyoruz. Hiçbirimizin can güvenliği yok.”

Aysel Aydemir’in sözleri, kadınların yaşadığı şiddet karşısında caydırıcı cezaların yetersizliğine ve koruma tedbirlerinin uygulanmasındaki eksikliklere dikkat çekiyor. Şiddete uğrayan hiçbir kadının yalnız kalmaması gerektiğini belirten Aysel, şiddet mağdurlarının haklarının korunması için daha etkin önlemler alınmasını istiyor.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ