Geçen günlerde bir sokak röportajında Instagram'a erişim engeli getirilmesine ilişkin kullandığı ifadeler nedeniyle gözaltına alınan Dilruba Y., çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” ve ”Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla yargılanan Dilruba Y.’nin avukatı Hüseyin Yıldız, sürece ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Dilruba'nın 8 Ağustos'ta yapmış olduğu bir sokak röportajı sebebiyle 12 Ağustos günü sabah gözaltına alınıp ve hakkında tutuklama kararı verildiğini hatırlatan Yıldız, "Dilruba'yla çarşamba günü cezaevinde yaptığımız görüşme neticesinde itiraz dilekçelerimize son halini verdik. Dün itibarıyla Dilruba'nın vekaletnamesinin de tarafımıza ulaşmasıyla itirazlarımızı dosyalara sunduk. Dosyalara sunduğumuzda gözümüze çarpan ilk şey ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ ve ‘aşağılama’ suçundan iddianamenin bir başsavcı vekili tarafından alelacele hazırlanıp kamu davasının açıldığını gördük. Açılan kamu davasında da hemen tensibin düzenlenip duruşma gününün dahi tayin edildiğini öğrendik. Yani şu demek oluyor; deliller toplanmış kamu davası açılmış. Ortada herhangi bir delil karartma şüphesi yok. Kaçması şüphesi zaten yok ama Dilruba hâla tutuklu ve tutukluluğunun tensiple birlikte de devamına karar verilmiş. Biz hemen itirazlarımızı sunduk ve şu anda bir değerlendirme sürecinde" dedi.
Hüseyin Yıldız, açıklamalarının devamında ise şunları kaydetti:
"Buradan da sesleniyoruz. Hukuksuz bir şekilde kanunda hiçbir tanımı olmayan bir usulle tutuklanmıştır. Bu tutukluluğun derhal kaldırılmasını talep ediyoruz. Biz bunu dilekçemizde de belirttik. Bir an evvel bir Dilruba hakkında verilen tutuklama kararının kaldırılmasını talep ettik. 2 günde jet hızıyla başsavcı vekili tarafından hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Dilruba'nın görülecek olan davasının duruşması 3 Eylül tarihine verildi. Ama biz 3 Eylül'den önce itiraz dilekçelerimiz doğrultusunda Dilruba'nın tahliye edileceğini düşünüyoruz. Buna olan inancımızı koruyoruz. Çünkü adalet duygusunun incinmemesi için Dilruba'nın derhal tahliye edilmesi gerekmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Anayasa’ya aykırı bir durum
Biz mevcut hukuki düzenlemeler karşısında Dilruba'nın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Dilruba'nın videosunda yani o iki dakikayı aşan videoda Dilruba'nın üzerine atılı olan ne Cumhurbaşkanlığı’na hakaret ne de halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçundan herhangi bir suç unsuru içeren bir ifade mevcut değil. Yani o sebeple yani Dilruba'nın tahliye edilmesini talep ettik. Derhal tahliye edilmesi gerekmektedir. Kaldı ki Dilruba sokak röportajında hepimiz gibi yani bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hükümetin yanlış politikalarını eleştirmiştir. Eleştirmek en doğal hakkıdır. Çünkü ifade özgürlüğü kapsamında bu beyanlarını vermiştir. Bu yaptığı eleştiriler birilerine dokunmuş olacak ki bir şu anda tutukludur. Lütfen, buradan rica ediyoruz. Dosyaya bakan hakimlerden, savcılardan da rica ediyoruz. Bu hukuki yanlıştan derhal dönün. Dilruba'yı derhal serbest bırakın. Yani burada ifade özgürlüğü hiçe sayılmıştır. Kişilerin düşüncelerini açık özgürlüğü hiçe sayılmıştır. Burada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Anayasa’ya aykırı bir durum söz konusu. Bir an evvel ivedi bir şekilde derhal serbest bırakılması gerekiyor.
Tutuklamayı gerektirecek bir suç değildir
Hukuken vicdanlarını rahat ettirmek istiyorsa bu hakimler, bu savcılar Dilruba'yı derhal serbest bırakmaları gerekmektedir. Zira Dilruba'nın tutukluluğunun devamı yönünde verilen kararda Dilruba'nın üzerine atılı suç tutuklamayı gerektirecek bir suç değildir. Bunu defaatle söylüyoruz. Bir sürü hukukçu da çıkıp hatta iktidar partisinin Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesiymiş. Bir hukukçu meslektaşımızla çıkıp bu konuda gerekli açıklamayı yaptı. Yani tutuklamayı gerektirecek bir suç olmadığı yönünde bir açıklama yaptı. Hukukun evrensel kuralları çerçevesinde Dilruba'yı tutuklu tutmaya yetecek ne kanun maddesi ne de bir delil karartma şüphesi dosyada yok. O sebeple yine üzerine basa basa söylüyorum; derhal Dilruba'yı serbest bırakın."