İzmir'de üniversite öğrencilerinin karşılaştığı ekonomik zorluklar, onların günlük yaşamlarını ve geleceğe dair umutlarını ciddi şekilde etkiliyor. Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) tarafından yapılan araştırma, gençlerin geçim mücadelesini derinlemesine gözler önüne seriyor.

İzmir'de üniversite öğrencileri zor geçiniyor: Ekonomik sıkıntılar artıyor, sosyal hayat daralıyor

İzmir'deki üniversite öğrencilerinin yaşam mücadeleleri, adeta bir maraton gibi. Kısıtlı bütçelerle geçim sağlama çabası, onları günlük harcamalar konusunda zorlu kararlar almaya zorluyor. Çamaşır yıkamak ve yemek gibi temel ihtiyaçlar, yerel yönetimlerin sunduğu ücretsiz hizmetlerle karşılanabiliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin öğrencilere sunduğu ücretsiz çamaşırhane ve akşam yemeği hizmetleri, onların yoksullukla mücadelelerinde önemli bir destek sağlıyor. Ancak bu hizmetler, öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yetse de sosyal hayata katılımı kısıtlamak zorunda kalıyorlar.

“Maraton gibi bir yaşam”

Yapılan görüşmelerde, üniversite öğrencileri kısıtlı kaynaklarla geçinme çabalarını neredeyse bir “maraton” olarak tasvir ettiler ve bu maratonda yerel yönetimlerin sağladığı çeşitli hizmetlere en sık referans veren grup oldular.

İzmir'de eğitim gören bir öğrenci şu açıklamada bulundu: “Yurdum, okullar tatil olunca 6.000 TL’ye çıktı. Yemekhaneye de zam yapıldı. Eskiden yemek seçebiliyordum. Şimdi her yemeği yemek zorundayım karnımın doyması için. Ne yapsam da param bana kalır ve kendimi daha iyi geçindirebilirim diye düşünüyorum. Akşam yemeğini 30 liraya belediyenin yemek yerinde yiyorum. Yurtta çamaşır yıkamıyorum, pahalı diye belediyenin çamaşırhanesine götürüyorum. Normalde bunları hiç düşünmezdim bile ama şimdi temel ihtiyaçlarımı bile sıkıntılı olarak düşünmek zorunda kalıyorum.”


İzmir'de eğitim gören bir diğer öğrenci ise ekonomik zorluğa karşı bulduğu çözümü şu sözlerle ifade etti: “Çözümü şöyle buluyorum: Mesela yiyeceğe para harcıyorum. Bu yiyeceğe harcadığım para uzun vadede ne kadar azaltılabilir diye düşünüyorum. Öğlen yemek yemeyi bıraktım. Günde iki kez beslenmeye dönmüş durumdayım. Eskiden kahvaltı da yapıyordum, şimdi yapmıyorum. Öğle yemeğini yemekhanede yiyorum. Akşam yemeğini belediyeden yiyorum.”

Enflasyonun gölgesinde geçen günler

Artan enflasyon, İzmir'deki üniversite öğrencilerinin hayatını daha da zorlaştırmış durumda. Öğrenciler, yemek ve konaklama gibi temel ihtiyaçlarının giderilmesi için günde birkaç kez tasarruf yapmak zorunda kalıyorlar. Özellikle yemekhaneye yapılan zamlar ve yemek seçme özgürlüğünün kaybolması, öğrencilerin yaşam standardını olumsuz etkiliyor. Yüksek yaşam maliyetleri, gençlerin sosyal hayattan uzaklaşmalarına yol açarken, arkadaşlık ilişkileri ve kültürel etkinliklere katılım da giderek zorlaşmış.

İŞKUR'da yayınlandı: İzmir Çiğli Belediyesi çok sayıda personel alacak İŞKUR'da yayınlandı: İzmir Çiğli Belediyesi çok sayıda personel alacak

Gençler sosyal hayattan uzaklaştı

Öğrenciler, çoğunlukla ekonomik zorluklarını paylaşmaktan çekiniyorlar. Ailelerinden destek alamayan veya bu desteği istemeyen gençler, çoğu zaman yalnız kalıyor ve sosyal izolasyona uğruyorlar. Ekonomik kaygılar, onların hayallerini ve yaşam planlarını da etkiliyor. Gençler, geçim kaygısıyla meslek seçimlerini ve kariyer hedeflerini şekillendiriyorlar. Bu durum, onların hayallerinden vazgeçmelerine ve daha düşük gelirli işlere yönelmelerine yol açıyor.

Çalışma hayatının zorluğu

Üniversite öğrencileri arasında part-time işler oldukça yaygın. Ancak bu işler, gençlerin kariyerlerine katkı sağlamaktan çok, sadece temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı oluyor. Çoğu öğrenci, yaptıkları işlerden ekonomik veya psikolojik açıdan tatmin olamıyor. Yüksek enflasyon koşullarında bu işler, öğrencilere sadece yorgunluk ve hayal kırıklığı getiriyor.

Bir çıkış yolu olarak yurtdışı umudu

İzmir'deki üniversite öğrencileri, ülkelerindeki ekonomik durumu göz önünde bulundurduklarında, yurtdışına gitme fikrini sıkça düşünmeye başlıyorlar. Sosyal medya üzerindeki daha müreffeh yaşamlar, onların yurtdışına gitme hayallerini canlı tutuyor. İzmir'in sunduğu bazı imkanlar, gençlerin biraz daha rahat hissetmelerine yardımcı olsa da, çoğu zaman bunun yeterli olmadığına inanıyorlar.

Bu durumla ilgili bir diğer öğrenci ise şu açıklamalarda bulundu: "Instagram’dan görünce bakıyorum, insanlar yurtdışında yaşıyor, gerçekten diyorum. Ben kendimi bir şekilde geliştirmeye çalışıyorum, iyi bir mühendis olmak istiyorum, iyi şeyler yapayım, dünyayı değiştireyim. Bu inşaatla alakalı daha çevreci yerleşimler yapayım, daha sağlam binalar inşa edeyim istiyorum ama bunları görünce durasım gelmiyor. Burada mezun olduğumda çalışacağım yerlerde insanca yaşayacağıma inanmıyorum. Hani bakınca o sosyal medyadaki şeylere, ülkede durasım gelmiyor. Yani orada da aynı eforu sarf edeceğim, burada da aynı eforu sarf edeceğim. Aynı eforu sarf edip orada daha iyi bir yaşam şansı varken, niye burada durayım diyorum. Yurtdışına gidesim geliyor."

Sosyal medyanın rolü

Öğrenciler arasında küçük dayanışma ağları kurulsa da, bu ağlar genellikle bir duyuru ağına dönüşüyor. İzmir'deki öğrenciler, birbirlerine yardım etmek için sosyal medya platformlarını kullanıyorlar. Ancak, ekonomik zorluklarla mücadele eden gençlerin büyük bir kısmı, daha fazla destek almak ve yardım almak için sosyal medya topluluklarına yöneliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ